Vesvese Nedir? Vesveseden Kurtulmanın Çareleri

Bekir Abdullah
VESVESE NEDİR?ŞEYTANIN VESVESESİ

Vesvese, Allah’ın mümin kullarını şeytan vesilesi ile imtihan etmesidir. Sabredilirse çok büyük sevaplar vardır.
Kurtulmak için Allah’a samimiyetle dua edip çok yalvarmak gerekir.

Vesvese; şeytanların dürtüsü olup, bazen kulağa bir fısıltıymış gibi gelebilen veya beyinimize bir düşünce halinde doğan, bir çok insanın bunların ne olduğunu ayıramayıp kendi fikri sanarak çelişkiye düştüğü ve hatta bunalıma girdiği bir durumdur. Vesvese genelde bilgi eksikliğinden olur. Onun tedavisi de o eksikliği onun ilmini öğrenerek giderebiliriz.

1- SORU: AKLIMIZA GELEN HER DÜŞÜNCE BİZE Mİ AİTTİR?
Akla her gelen iyi veya kötü düşünce insanın kendisine ait değildir. Ancak bunlardan her hangi birisi beğenilip kabul görürse, işte o düşünce o vakit insanın kendisine ait olur. Eğer bu kötü düşüncelerden olup da küfür veya şirk türünden ise, bunlardan birisini benimseyen kimse, dili ile söylemese de kafir olur. Eğer akla gelen bu kötü düşünceler küfür ve şirk türünden değil de amel yönünden haram şeyler ise, hırsızlık, zina içki gibi işler yapılmadığı sürece günah yazılmaz, ancak; kibir, hased, kin, Müslümana buğz (öfke), hırs, gibi kalple işlenen günahlar, kalpte olduğu sürece günah yazılır fakat kişi bunları helal görmediği sürece küfür olmaz. Allahu Teala buyurdu ki, mealen:
“Ona (nefse) iyilik ve kötülüklerini ilham eden (Allah’a) yemin olsun.” (Şems, 91/8)
Hadis-i Tirmizi’de, Abdullah b. Mesud’dan rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.):

“İnsanoğlunda bir şeytanî vesvese bir de melekî hatırlatma vardır. Şeytani vesvese hakkın yalanlanması ve kötülüklerin yapılması; melekî hatırlatma ise, hak ve hakikatin tasdik edilmesi ve güzel işlerin yapılması yolunda telkinler yapılır. Buna göre içinden hayır işlerine dair telkinler alan kimse, bunun Allah tarafından olduğunu bilsin ve O’na hamd etsin. Kötülük telkinini alan kimse de kovulmuş şeytandan Allah’a sığınsın.” buyurmuştur. ve ardından: “Şeytan size fakirliği vadeder ve hayâsızlığı emreder.” (Bakara, 2/268) mealindeki âyeti okumuştur.”

Vesvese hakkında  Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetlerindeki açıklamalar, mealen: -“Muhakkak ki onun (şeytanın) iman eden ve Rablerine güvenen kimseler üzerinde hakimiyeti yoktur. Muhakkak ki onun hakimiyeti onu dost edinen ve onu (Allah’a) eş koşanların üzerinedir.”
(Nahl: 99-100)   

Bazı kimseler; “irademe hakim olamıyorum cin şeytanları bana musallat oldu ondan kurtulamıyorum” derler. Bu gibi kimseler ayette belirtildiği gibi mümin değildir. Bunlar cin şeytanlarının tasallutundan kurtulmak istiyorlarsa Allaha ve ahiret ehli sünnet itikadı üzere iman etsinler ve sadece Allaha sığınsınlar ve sadece Allah’tan yardım istesinler. Allah o durumda onlara yeter.

– “Onları(insanları) -ne olursa olsun- şaşırtıp-saptıracağım en olmadık kuruntulara düşüreceğim ve onlara kesin olarak davarların kulaklarını kesmelerini emredeceğim ve Allah’ın yarattıklarını değiştirmelerini emredeceğim.” Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost (veli) edinirse kuşkusuz o apaçık bir hüsrana uğramıştır.” (Nisa /119)
– “O, onlara söz verir, kuruntulara /ümitlere düşürür; fakat şeytan onlara kuru bir altatmadan başka ne vaad eder? (Nisa- 120)
– “(Şeytan) Onlara vaadler ediyor onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan onlara bir aldanıştan başka bir şey va’detmez.” (4/120)

– “(Allah’tan’tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah’ı zikredip-anarlar) sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir.” (A’raf-201)
– “Andolsun insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.”
(Kaf-16)

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
– “Melekten gelen ilham, İslamiyet’e uygun olur Şeytandan gelen vesvese, İslamiyet’ten ayrılmaya sebep olur ” (Tirmizi)

Şeytan, insanın kan damarlarında dolaşarak saptırıcı fikirlerini insana hatırlatmaktan asla geri durmayan iman hırsızı ve insanların düşmanıdır. İnsanın kalbine ve beynine gelen düşünceler iki farklı türdendir. Birisi saptırıcı, diğeri sağduyunun hakim olduğu olumlu düşüncelerdir. Bunlara negatif ve pozitifte denebilir. Saptırıcı düşüncelere cin şeytanları veya insan şeytanları veya bunların sebebi ile insanın işlediği kötülüklerden hasıl olan kötü hatıralar sebep olmaktadır. Her türlü hayaller ve kuruntularda bunlar sebebi ile oluşmaktadır. İyi düşüncelere gelince, bunlar ya melek tarafından veya insanın daha daha önce işlediği iyi işlerin hatıralarının sebep olması ile oluşmaktadır. Bunların dışında bir de, Allahu Tealanın kalbe ilhamı ettiği iyi düşünceler sebebiyle oluşan olumlu düşünceler bulunur. Bu sebepledir ki, insanın  kalbi ve beyni yaşadığı süre içinde olumlu ve olumsuz düşüncelerden asla boş kalamaz. Nas suresinde Allahu Teala buyurur ki, mealen:
“Sinsice kalplere vesvese ve şüphe düşürüp duran’ vesvesecinin şerrinden.” (Nas/4)
– “ Ki o insanların göğüslerine vesvese verir (içlerine kuşku kuruntu fısıldar)” (Nas/5)
– “ Minel-cinneti vennâs.” Mealen: “(O vesvese verenler hem cin şeytanlarından, hem de insan şeytanların olur.)”
(Nas-6)
 

Soru:
İnsan aklına gelen her düşünceden sorumlu mudur?
Cevap:
Bu soruyu Allah’ın Rasulünün(aleyhissalâtu vesselâm) bir hadisi ile açıklayalım. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:

– “Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’in ashabından bir kısmı ona sordular: “Bazılarımızın aklından bir kısım vesveseler geçiyor, normalde bunu söylemenin günah olacağına kaniyiz.”
Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm):
– “Gerçekten böyle bir korku duyuyor musunuz?” diye sordu.
Oradakiler
– “Evet! deyince: O:
– “İşte bu (korku) imandan gelir (vesvese zarar vermez) dedi. “Müslim, İman 209 (132); Ebu Dâvud, Edeb 118 (5110).
Diğer bir rivayette:
– “(Şeytanın) hilesini vesveseye dönüştüren Allah’a hamdolsun” demiştir.
Müslim’in İbnu Mes’ud (radıyallahu anh)’dan kaydettiği bir rivayet şöyledir: Eshab dediler ki:
– “Ey Allah’ın Resulû, bazılarımız içinden öyle sesler işitiyor ki, onu (bilerek) söylemektense kömür kesilinceye kadar yanmayı veya gökten yere atılmayı tercîh eder. Bu vesveseler bize zarar verir mi?”
– “Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): “Hayır bu (korkunuz) gerçek imanın ifadesidir” cevabını verdi.” (1363)
Ebû Hüreyre radiya’llâhu anh’den rivâyet olunduğuna göre Nebî salla’llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
– “Horozların öttüğünü işittiğinizde (dileklerinizi) Allâh’ın fazl-ü kereminden isteyiniz!. Zirâ horozlar melek görmüşler (de öyle ötmüşler) dir. Merkebin anırmasını işittiğinizde de şeytan (ın şerrin) den Allâh’a sığınınız (ve: Eûzü bi’llâhi mine’ş-şeytâni’r-racîm, deyiniz). Çünkü merkep şeytan görmüş (de öyle anırmış) dır. ( 1384)
İbn-i Abbâs radiya’llâhu anhumâ’dan gelen bir rivâyete göre şöyle demiştir:
– “Nebî salla’llâhu aleyhi ve sellem (muazzez hafidleri) Hasen’le Hüseyn’e (meâli aşağıdaki duâyı) okurdu. Ve: (Büyük) babanız (İbrâhîm) de bu duâyı (oğulları) İsmâil ile İshâk’a okurdu! der idi:
– “Allâh’ım, ins, cinn, şeytanlarının şerrinden, (zehirli) haşerattan ve dokunan her kötü gözden- şifâ veren kelimelerine sığınırım.

SORU: Haram işlemeye niyet edip, Allah’tan korktuğu için vazgeçen günaha girer mi?

CEVAP: Bu soruyu Rasulullah’ın şu hadisi ile cevaplayalım, mealen:
-“ Kalbe gelen kötü şey söylenmedikçe ve buna uygun hareket edilmedikçe affolur ” [Beyheki]
-” İbadetleri yapıp, ilmihal bilgilerini öğrenmeye çalışan kimseye, Allah’ı, ahireti inkâr gibi düşünceler gelmesi, onun imansız olduğunu değil, imanlı olduğunu gösterir Meyveli ağaç taşlandığı, hırsız mücevher olan eve girmeye çalıştığı gibi, şeytan da imanlı olanlara saldırır. Hadis-i şerifte, böyle vesveselerin imandan olduğu bildirildi, (Vesvese imanın tâ kendisidir) buyuruldu (Ramuz).

2- VESVESEDEN KURTULUŞ DUASI:

(Ya Allah-ür-rakib-ül-hafiz-ür-rahim. Ya Allah-ül-hayy-ül-halim-ülazim-ür-rauf-ül-kerim. Ya Allah-ül-hayy-ül-kayyüm-ül-kaimü alâ külli nefsin bima kesebet, hul beyni ve beyne adüvvi!)

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
-” Kötü vesveselerin gelmesine sebep imanın kâmil olmasıdır Çünkü hadis-i şerifte: -” Böyle vesveseler, imanın olgun olmasındandır”buyuruldu (1/182)      Allahu Teala buyurduki:
-” Şeytan, şarap ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin bırakmak ister Sizi, Allah’ı zikirden ve namazdan alıkoymak ister. Siz bunlardan [ayıplarını, zararlarını bildikten sonra] hâlâ sakınmaz mısınız?) [Maide 91]

-” (Nefsine uyarak) Allahü teâlânın dininden yüz çevirenlere,  bir şeytan musallat ederiz.” [Zuhruf 36
Vesvese ancak şeytanı dost edinen kimseleri etkiler. Bu durum Kur’an-ı Kerim’de şöyle dile getirilmiştir:
– “Şeytanın nüfuzu, ancak onu dost edinenlere ve Allah’a ortak koşanlaradır.” (Nahl, 100)

Medine-i Münevvere’de bir Yahudi, birgün Allah’ın Rasulüne(sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle der:
-“ Ey Muhammed bizim namazımız sizin müslümanların namazından daha güzel olmaktadır. Çünkü bizler namazda hiç vesveslenmeyiz. Halbuki sizin müslümanlar hiçbir zaman vesvesesiz namaz kılamazlar.” Rasulullahın yanında bulunan hazreti Ebu Bekr ileri çıkarak:
-“ Ey Allah’ın Rasulü izin verirseniz bu yahudinin cevabını ben vereyim.”der. Allah’ın Rasulü(s.a.v.) :
-“ Olur ya Eba Bekr” der. Ebu Bekr(radıyallahu anh) :
-“ Ey yahudi! Şimdi söyleyeceklerimi iyi dinle. Bir evde iki oda olsa, birisinde mücevher dolu, diğer ise boş olsa, hırsız hangi odanın kapısını rahatsız edip kırmaya çalışır?” Yahudi:
-“ Tabiki boş odaya uğramaz. “der. Ebu Bekr(r.a.):
-“ O halde iman bir mücevherdir. Şeytan ise, iman hırsızıdır. Eğer sizlerin kalblerinde iman olsaydı, mutlaka sizlere vesvese vererek imanınızı çalmaya çalışırdı. Halbuki sizlerin kalbinde iman yoktur. Öyleyse şeytan sizilere neden vesvese versin? Biz müslümanlara gelince bizlere vesvese vererek imanımızı çalmaya çalışmaktadır.”der.
Bunun üzerine yahudi hidayete gelip müslüman olmuştur.

Şeytan, sarhoşlara veya gayri islami yaşayışta olanlara vesvese vermez. Ancak bu kimseler hidayete gelip de eski kötü yaşantılarını bıraktıklarında, akla hayale gelmeyen bin bir türlü vesveseler vermeye başlar. Şeytan bu türlü vesveseleri verdikten sonra o şahsa şöyle vesvese verir:
-” Sen kafir oldun. Sen bu işi yapamayacaksın.” gibi vesveselerle müslümanı yormak ister.
Ebû Hüreyre radiya’llâhu anh’den rivâyete göre, Resûlullâh salla’llâhu aleyhi ve sellem şöyle demiştir:
– “Sizden her hangi birinize şeytan gelir de: (Şunu) böyle kim yarattı?, (Şunu) böyle kim yarattı?, En sonu: Rabb’ini kim yarattı? diye vesvese verir. Şimdi şeytanın vesvesesi Rabb’ınıza kadar erişince o vesveseli kişi hemen “Eûzü bi’llâhi mine’ş-şeytâni’r-racîm” diyerek Allâh’a sığınsın!. Ve vesveseye son versin!” (Hadis No: 1353  Kütüb-ü Sitte)

Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’in ashabından bir kısmı ona sordular: “Bazılarımızın aklından bir kısım vesveseler geçiyor, normalde bunu söylemenin günah olacağına kaniyiz.” Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): “Gerçekten böyle bir korku duyuyor musunuz?” diye sordu. Oradakiler Evet! deyince:
İşte bu (korku) imandan gelir (vesvese zarar vermez) dedi.
“Müslim, İman 209 (132); Ebu Dâvud, Edeb 118 (5110).

Diğer bir rivayette: “(Şeytanın) hilesini vesveseye dönüştüren Allah’a hamdolsun” demiştir.

Müslim’in İbnu Mes’ud (radıyallahu anh)’dan kaydettiği bir rivayet şöyledir:
“Dediler ki: “Ey Allah’ın Resulû, bazılarımız içinden öyle sesler işitiyor ki, onu (bilerek) söylemektense kömür kesilinceye kadar yanmayı veya gökten yere atılmayı tercîh eder. (Bu vesveseler bize zarar verir mi?)”. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm):
“Hayır bu (korkunuz) gerçek imanın ifadesidir” cevabını verdi.”

3- VESVESEDEN KURTULMAK NASIL MÜMKÜN?
Şeytanın insanlar üzerinde tesirli olduğu şeylerden birisi, vesvese vermesidir. İnsanın kalbine her fırsatta vesveseler, kötü düşünceler getirerek insanı aldatıp, dünyâ ve âhiret zararlarına sürüklemek ister. İnsan şeytanın bir vesvesesine uymazsa şeytan başka bir vesvese vermeye başlar ve çok çeşitli hîlelere başvurur. Kötülüğü, belli bir şeyi yaptıramazsa ve insan hep iyiliğe gidiyorsa, iyiliği daha az olanları yaptırmaya çalışır. Bir kötülüğe sürükleyebilmek için küçük iyilikler yapmaya teşvik eder. Şeytanın vesvesesi aslında zayıftır. Din bilgisi tam ve doğru olan ve bu bilgilerine uygun hareket eden insanları aldatması çok güçtür. Şeytan vesvese vererek, kötülüğe düşürmek için insanların bâzı zaaflarından faydalanır. Bunlardan biri aceleci olmaktır. Diğerleriyse, şehvet ve gadabdır. İnsan gadablanınca, kızınca aklı örtülür. Akıl gidince şeytanın hücûmuna uğrar. Onun elinde oyuncak olur. Ayrıca hased ve hırs, çok yemek, süslenme sevgisi, tamâ, yâni dünyâ lezzetlerini haram yollardan aramak; ihtiyâçtan fazla toplanıp, Allah için sarfedilmeyen dünyâ malı, cimrilik ve fakir olma korkusu, kendi görüş ve düşüncelerini beğenmek sûretiyle hasımlarına karşı kin tutmak, sû-i zân, bir kimse hakkında kötü düşünmek, günâhkâr sanmak da böyledir.

Müslüman, vesveselerin hiç birine aldırış etmemeli, şeytanıda onun vesvesesini de Allahu Tealanın yarattığını bilmekle şeytanı kahretmelidir.

Vesveseden kurtulmak için okunacak dualar:
İhlas Suresi ile birlikte muavezeteyn sureleri sabah ve akşam abdestli olarak en az üçer kez okunmalı. ve şu duada eklenirse daha yararlı olur:

وَقُلْ رَبِّ اَعُوذُبِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطيِنِ وَاَعُوذ بِك رَبِّ اَنْ

 يَحْضُرُونَ

  • “Ve kul: Rabbi,eûzû bike min hemezâti’ş-şeyâtîn.Ve eûzû bike rabbi en yahdurûn.” (mü’minun,23/97-98)

Anlamı:Deki:Ya Rabbi, Şeytanların vesveselerinden, onların yanımda bulunmalarından sana sığınırım!.”

VESVESEDEN KURTULMANIN 9 ALTIN TAVSİYESİ:
1- Allahu Tealanın Zatı ve Sıfatlarının hakikatı hakkında düşünceye dalmamak.
2- Küçük abdest bozduktan sonra 40 adım gidip geldikten sonra en az bir kaç dakika daha beklemek.
3- Abdest alırken yüzü saç diplerine ve kulak yumuşağına kadar yıkamak.
4- Dirsekleri ve topukları ovalayarak kuruluk bırakmamak.
5- Banyoda gusül abdesti alırken küçük abdest bozmamak.
6- Sabah ve akşam en az üçer kez Muavezeteyn surelerini (Felak ve Nas sureleri)okumak.
7- Dua ve sureleri yanlış okumamak için tecvid ilmini öğrenmek.
8- Şeytanın şerrinden ve zararından korunmak için MÜHLİKÂT (ibadetleri yok ediciler) ve doğru îtikâda, yâni Ehl-i sünnet îtikâdına sâhip olmak ve lâzım olan din bilgilerini öğrenip, bunlara uymak gerekir. İnsan İslâmiyete uyduğu müddetçe şeytanın, nefsinin ve kötü arkadaşın şerrinden korunabilir.

9- Kalp mânen boş olunca tabi ki o boşluğu şeytanın küfürlü vesveseleri doldurur ve kişi psikiyatrlik olur. Kalbi şeytan doldurmadan biz Allah’ın zikri ile doldurmalıyız.
Bunlar: Allahu Zül-Celâl’in üzerimizdeki nimetlerini(iyiliklerini) düşünürsek hamdimiz şükrümüz artar..
Rabbu’l-âlemînin kâinat üzerindeki tasarrufunu, gücünün sonsuzluğunu, sanatının inceliğini düşünürsek O’na karşı içimizde hayranlık oluşup marifetullah ve muhabbetullah oluşur vesvesden iz kalmaz…

NOT: MÜHLİKÂT (İman ve İbadetleri Yok Ediciler) Okumak İçin Tıklayınız:
http://www.islamdergisi.com/akaid/dinden-cikaran-sozler/

Ehl-i Sünnet İtikadını Okumak İçin Tıklayınız:
http://www.islamdergisi.com/genel/ehl-i-sunnet-itikadi/

Bütün bunlara rağmen vesvese yine de oluşursa şu düşünceyi virt edinmenin çok faydası görülmüştür:
İmamı Rabbani (kaddes allâhu sirrahul-akdes) hazretleri alemleri ifade ederken şöyle buyururlar: “Hem ez ost” (Her şeyin yaratanı Allah’tır). Zira şeytanı da onun vesvesesini de yaratan Allahu Tealadır. O halde akla hayale gelen her türlü olumlu ve olumsuz düşüncenin mucidi, yaratanı Hazreti Allah’tır. Peki aklımıza; “Allah bu düşünceleri niçin yaratıyor?” diye bir soru gelecek olursa, Allah kulunun samimiyetini kendisine göstermek için bu vesveseleri şeytan vesilesi ile yaratmaktadır. Bizler imtihandayız. O halde Allah’a, Allah’ın yarattıkları şerlerden sığınmamız lazımdır. Zira Rasûlullâh (aleyhis-salâtü vesselâm) dahi bu babta şöyle dua etmişlerdir. “Allah’ım Senden yine Sana sığınırım.”
Akla ve hayale her ne gelirse; “O da Allah’tan” yani; “Onun mucidi ve yaratanı Allah’tır.” diye düşünüldüğünde ve hatta bu düşüncenin İNKÂRI DAHİ AKLA GELDİĞİNDE “O da Allah’tandır” diye düşünüldüğünde, şeytan böylesine sürekli Allah’ın anılmasından hoşlanmadığı ve rahatsızlandığı için vesveseden vazgeçtiği görülmüştür.

 “Ona (nefse) iyilik ve kötülüklerini ilham eden (Allah’a) yemin olsun.” (Sure-i Şems/8)

Herkese hidayet Allahu Teala’dandır.

İBLİSİN İTİRAFI

Allahü teâlâ, iblise, Peygamber efendimize gidip O’nun soracağı bütün sorulara cevap vermesini emretti.
İblis yaşlı bir insan kılığına girerek Peygamber aleyhisselâmın huzûruna vardı. Resûlullah efendimiz buyurdu ki:
-Sen kimsin?
-Ben İblisim.
-Niçin geldin?
-Allahü teâlâ gönderdi. Soracaklarına cevap vermemi emretti.
-O hâlde söyle, düşmanların kimlerdir?
1) Başta sen,
2) Adil sultanlar,
3) Mütevâzi zenginler,
4) Dürüst tüccarlar,
5) İhlâslı ve ilmiyle âmil olan âlimler,
6) Dîni yaymak için hizmet edenler,
7) İnsanlara karşı merhâmetli olanlar,
8) Tövbe-i nasûh, bir daha günâha dönmemek üzere tövbe edenler,
9) Haramdan kaçanlar,
10) Dâimâ abdestli bulunanlar,
11) Dâimâ hayır ve hasenâtta bulunanlar,
12) Güzel huylu olanlar,
13) İnsanlara faydalı olanlar,
14) Tegannîsiz tecvidle güzel Kur’ân-ı kerîm okuyanlar,
15) İnsanlar uykudayken gece namaz kılanlar.
Ya senin dostların kimlerdir?
1) Zâlim sultanlar,
2) Kibirli zenginler,
3) Hâin tüccarlar,
4) İçki içenler,
5) Kötü yerlerde tegannî edenler,
6) Fuhuş işi işleyenler,
7) Yetim malı yiyenler,
8) Namaz kılmakta ağır davrananlar,
9) Uzun emelli olanlar,
10) Tez kızıp öfkesini yenemeyenler.

NAMAZ VE ABDEST KONUSUNDA GELEN VESVESEDEN NASIL KURTULURUZ:

SORU 4 : Abdestte, namazda, temizlikte ve niyette vesvese eden, bunlardan nasıl kurtulur?
CEVAP :
Vesvese, şeytanın verdiği zararlı olan şüphedir. Vesvese etmek günahtır. Günah işlememek için vesveseye hiç itibar etmemelidir. İki hadis-i şerif meali:
(Vesvese şeytandandır. Abdest alırken, guslederken ve necaset temizlerken, şeytanın vesvesesinden sakının.) [Tirmizi]

(Bir zaman gelecek, insanlar temizlikte fazla titiz hareket edecek,
[vesvese ederek] dinde haddi aşacaklardır.) [Ebu Davud]

Vesvese, suyu israf etmeye, namazı geciktirmeye, cemaati, hatta namaz vaktini kaçırmaya, vakti, ömrü zayi etmeye sebep olur. Başkalarının elbisesinin, yemeğinin necis olmasından şüphe eder ki, Müslümanlara su-i zan haramdır. Üstelik kendini ihtiyatlı sanıp, kibirli olur. O işin uzmanı bir kimse bile ona nasihat etse, asla kabul etmez. Kendi yaptığının daha doğru olduğunu kabul eder. Başkalarını küçümser.

Vesvese, ibadetleri mekruh olmakla bırakmaz, ruhi bunalımlara yol açar.

Guslün, abdestin, taharetin ve namazın şartlarını, sünnetlerini, mekruhlarını bilmeyen, vesvese hastalığına yakalanır. Önce vesvese edilen yerlerin doğrusunu öğrenmeli. Bunları bilip, yerine getirince, şüphe kalmaz. Doğru yaptım diye inanmak ihtiyat, şüpheye düşmek vesvese olur. Vesvese sahibi, azimetle değil, ruhsat ile amel etmelidir!

Haramlardan, şüpheli şeylerden, hatta mubahların fazlasından kaçmak azimettir. Günah olmayan, caiz olan işleri yapmak ruhsattır.

İmam-ı Rabbani hazretleri, (Gerektiğinde en kolay fetvaya uymalı. Allahü teâlâ, güç gelen şeyleri değil, kolay olanların yapılmasını istiyor. Çünkü insan zayıf, dayanıksız yaratılmıştır) buyuruyor.

İmam-ı Şarani hazretleri de, (İhtiyaç halinde ruhsatla amel etmeli) buyuruyor. Üç hadis-i şerif meali:
(Allahü teâlânın verdiği kolaylıklardan, ruhsatlardan faydalanın!) [Buhari]

(Ruhsatlardan faydalanmayan, Arafat dağı kadar günah işlemiş olur.) [Taberani]

(Allahü teâlâ, azimeti sevdiği gibi, ruhsatla amel edilmesini de sever.) [Beyheki]

Dinimiz, kolaylık dinidir. Mesela, abdest aldığını bilip sonra bozulduğunda şüphe etse de, abdesti var demektir. Abdest aldıktan sonra, kuru yer kalmıştır zannıyla yeniden abdest alınmaz, alınırsa mekruh olur. Abdest aldıktan sonra, iç çamaşırında yaşlık görüp, idrar mı, su mu diye şüphe eden, abdestten önce çamaşırına su serpmeli! Sonra orada bir yaşlık görürse, (Bu benim serptiğim su) demeli. Hatta o yaşlık idrar bile olsa, onun idrar olduğu kesin olarak bilinmediği için yıkamak gerekmez.

Vesveseden kurtuluş çaresi,
hangi meselede vesvese ediliyorsa dinimizin o konudaki hükmünü öğrenmek ve iyi bilmektir. İyi bilen kesinlikle vesvese etmez. Mesela mesh etmek, ıslak el ile yavaşça saçların üstüne sürmektir. Ama vesveseli bunu bilmediği için, başını ezecek gibi mesh eder veya avucuna su doldurup, saçlarını iyice ıslatır. Abdest alırken şuraya el değmedi galiba, şurası yıkanmadı diyerek tekrar tekrar yıkar. Halbuki, bir yer yıkanmasa bile, yıkanmadığı bilinmeyince yani kasten yıkamayı terk etmediği için abdesti sahih olur. Bu kadarını bilmek bile vesveseyi önler.

Vesveseden kurtulmak için kendi kendine,
(Buranın kuru kaldığına veya burayı delk etmediğine yemin eder misin?) diye sormalı. Yemin edemiyorsa orası yıkanmıştır veya delk edilmiştir, tekrar yıkamak veya delk etmek gerekmez. Her vesvese için de, kendine aynı soruyu sorabilir. (Ben, yemin edecek kadar emin olsam zaten vesvese etmem) demek de vesvesedir, yemin edemiyorsa, bunun vesvese olduğunu anlamalıdır. Bir daha yıkasam daha iyi olmaz mı dememelidir.

Abdestten sonra, (Acaba başımı mesh ettim mi) veya (Abdestim var mı) diye şüphe etmek, namaz kıldıktan sonra “Elbisem temiz mi idi” veya “İftitah tekbirini almış mıydım?” gibi şüpheler vaki olsa da, yeniden abdest alınmaz, elbise yıkanmaz, namaz da iade edilmez.

İbadetlerimizi eksik yapmakla, hâşâ Allahü teâlânın bir kaybı, fazla yapmakla da bir kazancı olmaz. Bunun için, dinin emrine uyularak noksan veya fazla yapılmış olsa mahzuru olmaz. Mesela sabahın farzını kılarken (iki mi, bir mi kıldım?) diye şüphe eden, bir rekat kıldığını zannederek bir rekat daha kılsa ve kıldığı üç rekat olsa, namazı sahih olur. Fakat kasten üç kılsa namazı sahih olmaz. Bir kimse de dört kıldım zannıyla üç rekat kılsa, kıldığı namaz sahih olur. Bir kimse de, araştırıp kıbleden başka istikamete namaz kılsa, namazı sahihtir, ama araştırmadan kıbleye isabet etse bile sahih olmaz. Demek ki, dinin emrine uyulunca kıbleden başka yöne de kılınsa, 4 rekat yerine 5 rekat da kılınsa sahih olur. O halde, kuru yer kalsa da önemi yok. Kuru yer kalmadığını sanmak yeter. Zaten hiç kimse kasten kuru yer bırakmaz.

Vesvese, dua ve zikir ile de azalıp yok olur. Bunun için, vesvese gelince, hemen Allahü teâlâyı anmalı, istigfar, salevat ve dua okuyarak şeytanı uzaklaştırmaya çalışmalı! Şeytanın vesvesesinden kurtulmak için, her gün şu duayı da okumak iyidir:
(Ya Allah-ür-rakib-ül-hafiz-ür-rahim. Ya Allah-ül-hayy-ül-halim-ülazim-ür-rauf-ül-kerim. Ya Allah-ül-hayy-ül-kayyüm-ül-kaimü alâ külli nefsin bima kesebet, hul beyni ve beyne adüvvi!)

VESVESE VE RABITA:

Rabıtadan önce üç ihlas, felak ve nas surelerini okuyunuz. Bunlarla Allahu Teala cin çarpmalarına karşı engel koyar.
Vesveselerden kurtulmak için vesvesenin yaratıcısı Allah’a sığınınız. Rabıtada mürşidi ayna biliniz. Aynalar sadece hakikatı yansıtır. Mürşidler de Allahu tealanın kudretinin eserlerini yansıtan aynalardır böyle biliniz.
Aklınıza olumlu veya olumsuz her ne gelirse biliniz ki onu o anda Allah yaratmıştır. Vesveseyi Allah’tan bilirseniz ondan zarar gelmez. Çünkü onu yaratan gerçek dost Allahtır. Seni imtihan etmek için gönderir. İçine vesveseden her ne gelirse gelsin şöyle yalvar:
“Rabbim, ben senden razıyım sen de ben aciz kulunu affet. “

 

Loading

50.838 - 1
DİKKAT: Hakaret, küfür, tehdit içeren mesajlarla ilgili gerekli yasal işlemler yapılır. Tüm gönderilerde IP adresleri ve gönderim tarihi sistem tarafından kaydedilmektedir. Soru veya mesaj göndermeden önce nezaket kurallarına dikkat ediniz.

Aşağıdaki formu doldururken isim kısmında takma ad veya rumuz kullanabilirsiniz. İnternet sitesi kısmını boş bırakınız. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir. Eposta adresiniz yayımlanmaz.

Mehmet için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Mehmet için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et