SORU: Hatme-i Hâcegânın sünnette yeri olmadığı söylenmektedir. Bu iddianın doğruluğu nedir?
CEVAP: Hatme-i Haceganın sünnetteki delili:
Hatme-i Hâcegân-ı Nakşibendiyye Tarikatında toplu zikre verilen addır. Asr-ı saadette bizzat Hz. Peygamberin toplu zikir yaptırdığını gösteren rivayetler vardır. Ahmet bin Hanbel, Şeddat bin Evs’ten(r.a.) sahih bir hadis-i şerif kaydı ile şöyle rivayet eder:
“Biz Rasulullah’ın (s.a.v) huzurunda idik, O:
-“Aranızda hıristiyan, yahudi ya da şeriatın esrarına vakıf olmayan yabancı birisi var mı?” deyince , biz de:
-“Yoktur ey Allahın elçisi” dedik.
Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) Efendimiz kapının kapatılmasını emretti ve :
-“Ellerinizi kaldırın ve Lâ ilahe illallah deyin.” buyurdular.
Bunun üzerine ellerimizi kaldırdık ve “Lâ ilâhe illallah” dedik. Sonra Hz. Peygamber Efendimiz:
-“Allah’a hamdolsun. Ya Rabbi, Sen Beni bu kelime ile gönderdin, Bana bunu emrettin ve onda bana cenneti vaad ettin. Sen vaadinden dönmezsin.” dedi. Sonra da şöyle buyurdu:
-“Sevinmez misiniz? Allah sizin hepinizi affetti.” buyurdular. (Hadis-i Müsned, IV, 124)
Bu hadisi şerifte buyurulduğu gibi insanların tevhit veya başka İlahî isimlerle zikretmek üzere bir araya gelmeleri sünnette aykırı değildir. Peygamber Efendimizin; “İçinizde yabancı var mı?” buyurması ise, zikir halkasının içinde bulunanların aralarında yapacakları işi yadırgayacak bir kimsenin bulunup bulunmadığının kontrolü içindir. Bu da Hatme-i Hacegana ehil olmayan yabancıların içeri alınmamasının delilidir.
Toplu zikrin asr-ı saadetteki bir başka örneği ise, Ebû Saîd el-Hudrî’den gelen bir başka rivayette ifade edilmektedir. Bu rivayete göre Allah’ın Rasûlü bir gün halka şeklini almış bulunan bir sahabe topluluğunun yanına yaklaşır. Onlara niçin böyle oturduklarını sorduğunda onlar: “Kendilerine başta İslam olmak üzere pek çok nimetler veren Allah’ı zikretmek için bir araya geldiklerini anlatırlar. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz tekrar:
-“Siz gerçekten sadece Allah’ ı zikretmek için mi toplandınız?” diye ısrarla sorduğunda Sahabîler:
-“Vallahi sadece bu maksatla bir araya geldik.” diye yemin ettiler.
Bunun üzerine Hz. Peygamber:
-“Israrla sormam sizi itham ettiğim için değildi. Cebrail bana: “Allah’ın sizlerle meleklerine karşı iftihar ettiğini haber verince ben de sizin tam olarak ne ile meşgul olduğunuzu anlamak istedim.” buyurdular.
(bk. Müslim, Zikir, hadis: 2701)
HATME-İ HACEGÂNIN FAZİLETİ
1. Hatmeye 25 Estağfirullah çekerek başlamak Kur’an’ı Kerim’de geçen 25 peygambere tekabül ediyor. Onun için 25 Estağfirullah çekiyoruz.
2. Başlarken 7 Fatiha okumanın sebebi: Fatiha anahtardır. Her bir Fatiha 7 kat semanın kapılarını bir bir açar. En son katta kabul dergâhı vardır. Orada yapılan amel zikir her bir kapıdan bir bir geçerek kabule mazhar olur.
3. Salavat-ı şerife başta 100 sonda 100 olmak üzere 200 adettir. Rasulullah Efendimiz (S.A….V.) buyuruyor ki: Bana günde 200 adet salavat-ı şerife getirene şefaatim vacip olur. Hatmeye giren herkes bu şefaate mazhar olur.
4. 1000 ihlas okumanın sebebi: Bir ihlas okuma Kur’an’ın üçte birine, 2 ihlas üçte ikisine, 3 ihlas ise tamamına denktir. 1000 ihlas okumak da 333 hatim sevabı kazandırır.
5. Elemneşrahleke suresini okumak: Bir insan günah işlediğinde, şeytan-ı lain o insanın kalbine 79 düğüm atar. Her bir İnşirah suresi o düğümleri tek tek çözer. O gün şeytan lain hatme yapanın kalbine giremez, kalpler temizlenir.
6. Ya Baki Entel Baki demenin sebebi: Allah dostları Bekabillah makamındadır. Sofilerin de o makama ulaşmaları için Allah (C.C.)’nün Baki ismini zikrettiriyorlar.
7. Sonunda okunan 7 Fatiha’nın sebebi: 7 kat siccine kilit olur, kilitler. Yani yerin dibinde yapılan ameller siccine gitmesin diye.
Gavsul Azam Abdulhakim Hz. (k.s.) buyuruyor ki: Rasulullah (SAV) bana dese ki sofilere hangi ameli tavsiye edersin? Ben de derim ki HATME-İ HACEGÂNI tavsiye ederim.
Allah (c.c.) yapılan bütün amellerimizi kabul etsin. (Amin)
Vesselam.
Selamun aleykum,
Bir örnek olarak Hatme-i Hacegan duasının Muhammedul Diyadinin anılıp övülüp yüceltildiği bölümünde ‘nuris semavati vel ardıyne’ diye bir kelime geçiyor.
Yani Muhammedul Diyadin için ‘ göklerin ve yerin nurudur’ deniyor.
Oysa ki Nur suresi 35. Ayettde “Allah, göklerin ve yerin nurudur. ” buyuruyor.
Allah’ ın kendine verdiği bu ve nice sıfatı bir duada şeyhe söylemekten haya etmiyor musunuz ?
SORU: “Hatme-i Hacegan duasının Muhammedul Diyadinin anılıp övülüp yüceltildiği bölümünde ‘nuris semavati vel ardıyne’ diye bir kelime geçiyor.
Yani Muhammedul Diyadin için ‘ göklerin ve yerin nurudur’ deniyor.”
CEVAP:
Yalan söylüyor SAADATLARA iftira atıyorsun. Hatme duasında sizin iddia ettiğiniz gibi bir ibare geçmiyor. İşte sözünü ettiğiniz duanın arapçası ve tercümesi:
17- *Câmii kemâlâti’l-evliyâi’l-evvelîne ve mecmei’l-âdâbi ve füyûdâti’l âhirîn, umdeti’l-İslâmi ve müslimîn, umûdi’l-meşâyihı bi-ecmeıhim ve’s-sâlikîn, dav’i’s-semâvâti vel aradîn, sirâci’l-milleti ve’d-dîn, kehfi’d-duafâi ve’l-mesâkîn, kutbi’l-eimmeti ves’salikîn, Sultâni’l-âşikîn, şeyhine’l-Kâmili’l-mükemmili mevlânâ hazreti eş-Şeyh Muhammed Diyâuddîn (k.s.a.).
17- Evvelki evliyaların kemâlatını taşıyan, sonrakilerin feyzlerini ve edeplerini toplayan, Müslümanların (kuvvet vesilesi) direği, şeyhlerin ve saliklerin toplamının direği, göklerin ve yerin ışık vesilesi, din ve milletin lambası, zayıfların ve miskinlerin sığınağı(yaşadığı zamanda onlara dini yaşamda dua edip maddeten yardım eden), sülûk eden saliklerin kutbu aşıkların sultanı kamil ve mükemmil şeyhimiz efendimiz, Eşşeyh Muhammed Diyauddin (haz.nin ruhuna) (k.s.)
Muhammed Diyauddin hazretleri hatme duasında Muhammed Diyauddin, Allahın halk ettiği gökler ve yerin ışığıdır anlamında övülmektedir senin yanlış anladığın gibi göklerin ve yerin yaratanıdır anlamında değildir. O manayı sen uyduruyorsun!
Nur suresi 35. ayette “Allâhu nûrussemâvâti vel ard” buyurulmuştur. Mezkür ayet ehil müfessirûn tarafından “Allah göklerin ve yerin nurlandıranıdır” anlamında tefsir edilmiştir.
Şimdi ben sana soruyorum; Sen Allahtan korkmuyor musun ki Allahı mahluk olan nur mesabesine indiriyorsun.? Sen bilmez misin ki Allah nurların yaratanıdır nur değildir. Nur demek ışık demektir. Allahı bir nesneye benzetmenin küfür olduğunu sana hatırlatırım bay mealci.
S.a bana soruluyor neden hatmeye yabanci giremez 8 sart gerekli bizde namaz kiliyoruz bizde zikir yPmak hakkimiz ama neden böyle birsey gerekli … bende merak icerisindeyim..??
Cemaatle kılınan namaza nasıl ki abdestsiz kimseler müslüman dahi olsalar cemaate katılıp cemaatle namaz kılamazlarsa, Tarikatı Nakşi bendiyyede yol almak isteyenlerin arasında da o tarikatın şartlarını yapmayanlar giremez. Şayet hatmeye 8 şartı yapmayanlar da alınmış olsaydı ola ki onların arasında cünüp insanlar abdestsiz insanlar olur ve o topluma gelen İlahi feyz bu sebepten gelmesine engel olurdu.
ben hatmenin neden taş ile yapıldığını çok merak ediyorum bunun sebebi nedir ?
Hatmenin taşla veya başka maddelerle yapılmasının bir hikmeti yoktur. Taşlar sayıyı şaşırmamak ve sayıyı takip için vardır.
Merhabalar, kaynağını verdiğiniz hadisi şerif kaynaklarında Sahih midir ? Yoksa Hasen veya başka mı ? Birde Sahih olabilmesi için diğer kaynaklarda Sahih olarak yer alması gerekmez mi ? En azından bu tür bir zikirde birçok sahabenin bir arada olması, bunun bütün kaynaklarda yer alması gerekmez miydi ? Şimdiden teşekkürler..
Hadis-i Müsned’in sahih olduğunu bilmiyorsanız siz hadis ilmine vakıf değilsiniz bu tür soruları sormaya da selahiyetli değilsiniz.
Hatmede 3 yerde sadatlarımıza Muyhi esmasıyla anılıyor. Bu ne kadar doğru dur. Cevap verirseniz sevinirim
“Muhyis-sünneti” gibi. Yani unutulan sünneti yeniden yaşamımıza getiren anlamındadır. Bazılarının anladığı gibi “yaratmak” babından değildir.
Muhyi esması değil sünnetil-muhyi diye geçer. Yani unutulan sünnetleri hayatımıza getiren manasındadır.
Selamin aleykum bir sorum olacak benim arkadaşlarım hatme giriyorlar ve şehlerin isimlerini zikrediyorlar n kadar doğru şimdiden teşekurler
BÜYÜK İNSANLARIN İSMİNİ ANMAK ALLAHIN RAHMETİNE SEBEPTİR.
Peygamberimiz “Peygamberleri anmak ibadettir, evliyaları anmak ise Allahın rahmetine sebeptir” buyurdu.
Bu konularda Kuran’ı yüzünden bile doğru okuyamayan cahillerin sözlerine değil Kuran ve hadislere ve onu en iyi anlayan ehli sünnet alimlerine itibar etmeliyiz.
Selamünaleyküm. Hatmeyi hacegan ile ilgili olarak kafamdaki birkaç soruyu sormak istiyorum. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Yaklaşık 6 yıldır gavsi Sani hazretlerine intisab ettim çok şükür. Virdlerimi çekiyorum. Rabıtamı yapıyorum. Sohbetlere katılıyorum. Yaşım 42.
İçime sinmeyen bazı şeyler var. Özellikle hatme duası ile ilgili. Sorularım bununla ilgili
1. Sorum: hatme duasında ki sadatı kiram için ayrı ayrı yapılan duaları kim yazmıştır?
2. Sorum: hatme duasında sadatı kirama neden bu kadar övgüde bulunuyoruz. Övgü yalnızca allaha mahsustur. Sadatı kiram bu övgüleri belkide daha fazlasını hak ediyorlardır buna inanıyorum. Ancak hergün her hatmede neredeyse hatme duasının yarısından çok fazlasını sadatı kirama övgü ile geçiyor.
3. Sorum : sadatı kiram hergün bu kadar övülmeyi yada tanıtımlarının yapılmasını gerçekten isterlermiydi ki kendileri ( rabbim sırlarını artırsın) mütevazi iken ve tasavvuf ahlakı gereği hiçlik mertebesinde gördükleri halde. Hatmede sadatı kiramdan daha üstün ruhaniyetlerin katıldığını düşünürsek o ruhaniyetlerden daha çok övgü içerikli methiyeler düzenlenmesi ne kadar doğru.
Vereceğiniz cevaplar için şimdiden Allah razı olsun.
Aleykümselam.
1- Sadatlara yapılan övgüler ve dualar Peygamberimizin(s.a.v.) mana aleminde mürşide talim ettirip zahirde yazmasını istemesiyle yazılmıştır. Senin anlayacağın mürşidler kendi kendilerini övmüş değillerdir. Buna inanmayanların zaten tasavvufla işi yoktur. Muhataplar inanlaradır. Bir hadisi şerifte Peygamberimiz kendini medhü sena etmiş yani övmüştür ve bunu böyle söylememi Rabbim emretmiştir ” buyurmuştur. Sadatların övgüsünü de Allahu teala Rasülüne bildirir Rasulullahda o mürşide mana aleminde gözükür ve ona emreder.
2- İkinci sorunuzun cevabı birinci soruda verilmiştir. Ayrıca Peygamberimiz “Peygamberleri anmak ibadettir evliyayı anmak ise rahmete sebeptir. ” Buyurmuşlardır. Siz rahmete ermek istemez misiniz?
3- Burada da sorunuz övmekle ilgilidir. Gerçek övgü Allaha mahsustur. Ama Allahu teala sevdiklerini de övmüştür. Bu sebeple velileri övmek onları anmak içindir. Onları anmak da rahmete sebep olacağı için caizdir hatta elzemdir.
eyvallah Rabbimiz razı olsun
Ya Baki Entel Baki
Selamun aleyküm benim bi sorum olacakdi
Hatme ye bayanlar giremiyormus diyorlar dogru mu ? Kafam cok karisiyor tövbe yapiyorum tekkede vekil ile onlari falancilar yapiyor dinimizde yok diyorlar hatme yapacam bayanlar yapamiyormus bazi tarikatda öyleymis bana yardimci olun
Aleykümselam Meryem hanım.
Hateme-i hacegan kadınlara ayrı erkeklere ayrı yapılır. Erkeklerin olduğu yere kadınlar alınmaz. Kadınların hatmesine de erkekler alınmaz.
Ben yeni sofi oldum.3.5 ay falan oldu hiç hatmeye katılamadım namazını kılıp 25 estağfurullah çekip rabitami yapıyordum ve bir yazi okudum bunun rabbim haşa şirk koşmak.oldugunu okudum ve rabıta yapmayı bıraktım bir haftadır namaz kilip tesbihimi çekiyorum sadece bana yardımcı olur musunuz iyi mi ettim kötü mu ben ne yapacağını sasirdim
Rabıta şirk diyenler din cahilleridir. Şirk başka rabıta başkadır. Şirk, Allah’tan başkasını ilah edinmek ona tapınmaktır. Rabıta ise birini iyi veya kötü kimse olarak hatırlamak bu sebeple gönül bağı kurmaktır. Veysel Karani hazretleri Peygamberimizi hiç görmedi Allahı Rab edindi Rasulullaha gönül bağı kurup onu sevgiyle anarak maneviyatta yol aldı ve evliyanın büyüklerinden oldu. Peygamberimizin övgüsüne mazhar oldu.
Sizin kalbinize fitne sokanlardan derhal uzaklaşmalısınız. Yoksa maneviyatınızı kaybedersiniz.
Rabıta şirk olamaz kardeşim. Kişi sevdiği ile beraberdir. Şirk ise çok büyük bir günahtır. Tasavvuf erbabını yani sofileri şirk ile itham etmek. Gerçekten çok yanlıştır. Sahabeden bir kişi ya resulallh sizi tuvalette bile unutamıyorum sürekli sizi düşünüyorum dediğinde efendimiz bunun yanlış olmadığını bilakis yerli yerinde olduğunu kişi sevdiğii ile beraberdir diyerek desteklemiş . oluyor . selam ve selamerle kardeşim.
Allah razı olsun
Amiiin.
Selamunaleykum ,
Bediüzzaman Said Nursi ve risale-i Nur hakkında ne düşünüyorsunuz?
Aleykümselam.
Said-i Nursi bir çok talebeler yetiştirmiş ateizme karşı mücadele etmiş fakat zamanın hükümeti tarafından çok zulüm görmüş ömrünün çoğu haksız yere hapishanelerde geçmiş son devrin kelam alimlerindendir.
Risale-i nurlarda nefis eserlerdir. Fakat bazı müdavimlerinin taassubu yüzünden başka dillere çevrilmiş olmasına rağmen günümüz Türkçesine çevrilmemiş olduğu için zor anlaşılır bir eserdir.
Tasavvuf tarikatları hakkında, “zaman tarikat zamanı değil iman kurtarma zamanıdır” diye söylediği sözlerini de doğru bulmuyorum. Çünkü tasavvuf, kişiyi taklidi imandan tahkiki imana götüren en kestirme yoldur.
Hatme yapmak Allah’a şirk koşmak manasına gelir mi? Çünkü bazı yerlerde Allah’a atfedilen sıfatlar hatmenin türkçe çevirisine baktığım zaman sadatlara verilmiş gibi duruyor haşa.Normalde hatme yaparım ama internette menzil tarikatıyla ilgili kötü haberler yayınlanıyor ve şüpheye düşüyorum.Bazı yerlerde Gavs hazretlerinin de Fethullah gülen gibi darbe yapacağı yazılıyor ben diyorum ki yanlış yolda mıyım? Ya da Allah’a şirk mi koşuyorum??Lütfen bu sorularımı cevaplar mısını?
Fatma hanım anlaşılan siz de vahabi sapkınlarının bozuk yorumlarından etkilenmişsiniz.
Gavs hazretlerine kimse tapmaz. O da Allaha kulluk yapan aciz bir kuldur. Kimse bunun aksini de iddia edemez.
Gavs hazretleri Fetö alçağı gibi diyalogcu Amerikan ajanı değil Allah dostu bir velidir. Darbe yapacağını söyleyenler yine fetöcü hainlerdir. Yada cahillerdir. Yeni MİT bu ülkede herkesi takip etmektedir.
Hateme hacegan duasında şirk yoktur. Sapık selefiyeciler kasıtlı tercüme etmiş olabilirler. Size link atıyorum hatme duasının dergimiz tarafından doğru tercümesini okuyabilirsiniz:
https://islamdergisi.com/genel/hatme-duasi-arabca/
Anlaşılmayan şeyler olursa bize her zaman sorabilirsiniz.
Vesselam.
Ben zaten sizin yazınızı okuyarak size böyle bir şey yazdım çünkü ben 5 gün önce Gavs hazretlerini ziyarete gittim.Ben oradayken huzur buluyorum ve hatme de yapıyorum elhamdülillah ama hatme duasının anlamına bir baktım bazı yerlerde yok tahtçı menzil yok Gavs hazretlerini karalayan şeyler ister istemez korktum ve bazı siteler sizin gibi güzel şeyler yazarken bazıları da öyle şeyler yazmış ki yani kendimi çok kötü hissettim.Hatme yapmayı çok seviyorum ve bütün endişem de bu yüzdendi açıklama yaptığınız ve yüreğine su serptiğiniz için çok teşekkür ederim. Allah sizden razı olsun
Rica ederim. Fatma hanım, İslamın kalesi olan ehli sünnetle uğraşan vahabiler, selefiyeciler, reformistler İslamı içeriden yıkmak isteyen ingiliz projesinin birer uzantısıdır.
Bunlara karşı en bariz mücadeleyi verenler ise ehli tarikat olan müslümanlardır. Özetle İslamın dış ve iç düşmanları dört hak mezhebi ve onun uygulayıcıları olan tasavvuf ehli müminleri hedef almış durumdadırlar.
Müslüman bunlara karşı agah olmalı. Bu yerli piyonlar tevhidten anlamadıkları halde ağızlarına tevhid kelamını alarak müminleri taraflarına çekmeye çalışmaktalar. Oysaki bunlar hıristiyanlar gibi -haşa- “Allah göktedir ” derler.
Bunlar tevhid ehli ehli sünnet müslümanlara müşrik dedikleri için küfre düşmüşlerdir.
Gerçek tevhid ancak ehli sünneti bilmek ve yaşamakla mümkündür.
Selamun aleyküm hocam siz ce menzil adiyaman seyhleri ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Sadece kur an ve sünnetmi yani meselâ önemli zatlarn sözleri ne bileyim . ALİMLER PEYGAMBERLERİN VARISLERIDIR. BİZİMKİLER AİLEM MENZİLE BAĞLI AMA BİRİSİNİN SÖYLEDİĞİ BABAMN SOYLEDIGI YOUTUBEDE GORDUGM BİRAZ ETKİLEDİ BENİ lütfen doğruyu nasıl bilirim nasıl gerçek bi ehli sünnetlerden olurum . En azından ümmetlerden olurum nasıl ?
Aleykümselam Kübra hanım.
Menzil şeyhi Seyda Abdulbaki Hazretleri; “Kuran ve Sünnette olmayan Tasavvufta olamaz” buyurmuştur.
Gerçek mürşidlerin sözleri Kuran ve hadisi şeriflere ters düşemez. Şeriata aykırı olamaz. Olursa o din değil dalalettir sapıklıktır.
Menzil şeyhinin sözleri ve yaşayışını müridlerinin sözleri ile ölçmek herkesi yanıltır. Zira her mürşidin müridlerinin büyük çoğunluğu hamdır pişmemiş ve cahildir. Seyda hazretleri büyük veli ve kâmil insandır lakin onu henüz tam tanınmamış bir sofinin sözleri ile ölçersek Seyda hazretlerini yanlış tanımış oluruz.
Selamun Aleyküm hocam Allah sizlerden razı olsun.Ben üniversitede matematik öğretmenliği okuyorum.İnşallah şimdi ve ileride dinime hizmet etmek istiyorum.Sizce alanımla birlikte kendimi nasıl geliştirmeliyim veya ilmen hangi konulara daha çok yönelmeliyim?Tavsiyelerinizle birlikte kitap öneriside verebilirseniz çok memnun olurum. Allah hizmetlerinizi kabul ve daim etsin.
Aleykümselam Babasının Kızı.
Allahu Teala sizden de razı olsun.
Kendi alanınız matematik olduğuna göre üniversiteden sonra mastır, doktora vs. gibi şeylerle ve araştırmalarla geliştirebilirsin.
Dini konuda ise, öncelikle sağlam bir İslam ilmihali okumalısınız. Bundan sonra Hanefi Fıkıh kitabı Mültekayı okumanızı tavsiye ederim. Dinimizi en doğru olarak bu kitaplardan öğrenebilirsiniz. Sakın mealcilerin sözlerine aldanmayınız. Kuran ve Sünneti en güzel yorumlayan ve Kuran ve sünnete dayanarak nasıl inanmamız gerekiyor ve ona göre amel etmemiz gerekiyorsa Bu kitap da ayet ve hadislerle yazar ve açıklar.
Hayatüs sahabe, Peygamberler tarihi, Peygamberimizin hayatı, Kütübü sitte hadis kitabını ve Kadı Beydavi’nin Kuran tefsirini okuyabilirsiniz. Tasavvuf hakkında bilgi edinmek isterseniz İmamı Rabbani’nin Mektubatı Rabbani’sini tavsiye ederim.
Hocam ben bekarım öyle bi ev işim falanda yok sadece teşvik amaçlı sormuştum Allah razı olsun
Bekarsan evde kendi kendine her ikindiden sonra veya yatsıdan sonra küçük hatme yapabilirsin. Allah kabul etsin bize de dua et.
Hocam düzenli olarak yanında yapacak başka kimse olmadıgım için tek başına hergün hatme yapmak insana nasıl bi fayda saglar? Mesela ev ahalisine falanda faydası olur mu?
Ev işlerin çok ise çocuk da var ise her gün kendi kendine hatme yapmak zorunda değilsin. Ama buna rağmen yaparsan çok sevap vardır.
Hocam Allah razi olsun iki sorum olcak birisi meraktan ben tek basima hatme yapiyorum kucukhatme işim gereği uzatmiyim kaldigim yerde4kisi yatiriyoruz ben musade istiyorum kapisi bile yokperdeylekapattim ama ne kadar ikaz etsemde anlatsam da önemsemediklerinden dolayihatme yaparken birisi illa girip cikiyor cok sik olan birseydegil ama onlar bu durumu sacmalikkabulettiklerinden onemsemiyolar bu bazen hatmenin ortasinda bazende hatme duasini yaparken denk geliyor bu durumda hatmem bozulmus olur mu tekrar mi baslmam gerek gercekten de tek basima hatme yapabilcem bir yer yok malesef ikinci sorum hatme duasi mhmet ildirarin yarim olan bi ehbetinde dinlemistim ama hatme hacegan duasi nasil olusturuluyor bir kac tane farkli naksi kolunda olanlarin dualarinda farklilik var mesela o yarim olan shbette Cebrail aleyisselamin bir zata bildirdigi bisey anlamistim ben ama merakettim Allah razi olsun
Cami müsaitse camide yap. Başka imkanlar yoksa o şartlar altında evinde yaparsan bozulmaz.
Hatme duası için menzile intisaplı olduğun için oranın duasını okuman lazım.
Onun için link atıyorum oradan öğrenebilirsin.
TIKLA:
http://www.islamdergisi.com/genel/hatme-duasi-arabca/
Verdiğiniz bilgiler için allahcc razı olsun.bazı hocalar kafa karıştırıyor.baskalarınında kafası karışmaması için soru metinlerini silebilir misiniz.
Kardeşim bize gönderdiğiniz sorularınız artık bize aittir. Sizin isteğinize göre silemeyiz. Sonra sizler rumuzlu yazıyorsunuz buradan sizi başkalarının tanımları mümkün değildir.
Rasulullah Sav. vefat ettikten sonra sahabeden ra hangisi gavs idi.o donemde hangi tarikat vardı.
Rasulullah s.a.v. vefat ettikten sonra Hz. Ebu Bekir’den hazreti Ali’ye kadar zahiri halifelik ve manevi halifelik(gavslık) birlikte götürüldü. Hz Ebu Bekir Rasulullahtan sonra GasülAzam idi. Ondan sonra sırası ile dört halifeye geçti. Daha sonra yol ikiye ayrıldı. Zahiri hilafet emevilere geçti manevi hilafet on iki imalarda kaldı.
Hz. Ebu Bekir döneminde Sıddıkiye yolu vardı. Bu yol Bayezidi Bistamiye kadar bu isimle anıldı. Daha sonra Tayfuriye olarak değişti. Daha sonra gucdüvaniye, hacegan ve Nakşibendi olarak devam etti. İkinci yol ise Peygamberimizin Hz Ali’ye kurdurduğu Kerrariye yolu idi. Daha sonra Cüneydiye yolu oldu. Daha sonra Kadiriye olarak devam etti. Diğer yollar(tarikatler) bu ikisinin dallarıdır.
İlimin nafileden ustun olduğunu alimler ittifak etmişler.din işleride dünyalık toplama saltanat babadan oğula hoding kurmada varmı.sav hayatına uygun mu.bu işler.
Allahu Teala “Allah’tan ancak hakkıyla alimler korkar”, “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? “buyurdu. Rasulullah, “Utlubül ilme velevbissîn” buyurdu. Yani “İlim Çin’de de olsa onu bulunuz.” İlme karşı çıkan ahmaktır. İlmimiz olmasaydı yüz binlerce soruya nasıl cevap verebilirdik burada.?
Dünyalık toplamakla neyi kast ediyorsunuz anlamış değilim. Bizler kimseye parayla fetva vermedik. Hatta müstehcen resim ve videolar koyabilirler veya faiz reklamı yaparlar diye yurt dışından dahi istek gelmesine rağmen reklam dahi almıyoruz.
Dünyalık toplamakla itham ettiğiniz kimdir?
Bizim holdingimiz de yok çiftliklerimiz de yok. Ama helalden zengin olanlara da sözümüz yok fesatlık da etmeyiz.
Allah cc ı zikret diyor.silsileyi nasıl zikrettiklerini yucelttikleri hatme duasının tercumesinde mevcut.
Suneni darimi kaynak.
Siz Abdullah bin Mesut’un (r.a.) çakıl taslarıyla halka kurmuş kişilerden yüz cevirmiş olduğunu söylüyorsunuz.
Biz ise size Peygamber (s.a.v.) Efendimizin şöyle buyurduğunu naklediyoruz:
-“Siz gerçekten sadece Allah’ı zikretmek için mi toplandınız(halka oldunuz).?” diye ısrarla sorunca Sahabîler:
-“Vallahi sadece bu maksatla bir araya geldik.” diye yemin ettiler.
Bunun üzerine Hz. Peygamber:
-“Israrla sormam sizi itham ettiğim için değildi. Cebrail bana: “Allah’ın sizlerle meleklerine karşı iftihar ettiğini haber verince ben de sizin tam olarak ne ile meşgul olduğunuzu anlamak istedim.” buyurdular.
(bk. Hadis-i Müslim, Zikir, hadis: 2701)
Siz Nisa hanım. Peygamber olmayan bir kimsenin bazı kişilere karşı olan tavrını Peygamberimizin sözüne mi tercih ediyorsunuz.???
Hatme duasına gelince, onu bizzat Türkçeye ben tercüme ettim. Rasulullah(aleyhis-salatü vesselam), eshabını nasıl övmüşse, evliyaullahı da hatme duasında sonra gelen veliler övmüştür. Bunda yanlış bir şey olsaydı Kur’an Rasulullahı, Rasululah da eshabını övmezdi. Hatta Rasulullah ahir zamanda gelecek olan ümmetini övmezdi.
Siz mezhepsiz sapkın vahabi selefiyecilerin ağzı ile konuşuyorsunuz.
Size tövbe etmenizi tekrar ehli sünnete dönmenizi tavsiye ederim.
İmamı darimi rahmetullahı aleyh hadislerinde geçiyor.
Hadis diyorsunuz ama kaynak veremiyorsunuz. Lakin ben size kaynak vereyim şu yazıyı dikkatlice okuyun.
HATME-İ HACEGAN:
SORU: Hatmi Haceganın sünnette yeri olmadığı söylenmektedir. Bu iddianın doğruluğu nedir?
CEVAP: Hatme-i Haceganın sünnetteki delili:
Hatm-i hâcegân Nakşbendiyye tarikatında toplu zikre verilen addır. Asr-ı saadette bizzat Hz. Peygamberin toplu zikir yaptırdığını gösteren rivayetler vardır. Ahmet bin Hanbel, Şeddat bin Evs’ten(r.a.) sahih bir hadis-i şerif kaydı ile şöyle rivayet eder: “Biz Rasulullah’ın (s.a.v) huzurunda idik, O:
-“Aranızda hırıstiyan, yahudi ya da şeriatın esrarına vakıf olmayan yabancı birisi varmı?” deyince , biz de:
-“Yoktur ey Allahın elçisi” dedik. Bunun üzerine efendimiz kapının kapatılmasını emretti ve :
-“Ellerinizi kaldırın ve Lâ ilahe illallah deyin.” buyurdular.
Bunun üzerine ellerimizi kaldırdık ve “Lâ ilâhe illallah” dedik.
Sonra Hz. Peygamber Efendimiz:
-“Allah’a hamdolsun. Ya Rabbi, Sen Beni bu kelime ile gönderdin, Bana bunu emrettin ve onda bana cenneti vaad ettin. Sen vaadinden dönmezsin.” dedi.
Sonra da şöyle buyurdu:
-“Sevinmez misiniz? Allah sizin hepinizi affetti.” buyurdular. (Müsned, IV, 124)
Bu hadisi şerifte buyurulduğu gibi insanların tevhid ile veya başka ilahî isimlerle zikretmek üzere bir araya gelmeleri sünnetteki uygulamaya uygundur. Peygamber Efendimizin; “İçinizde yabancı var mı?” buyurması, aralarında yapacakları işi yadırgayacak bir kimsenin bulunup bulunmadığının kontrolü içindir. Bu da Hatme-i Hacegana ehil olmayan yabancıların içeri alınmamasının delilidir.
Toplu zikrin asr-ı saadetteki bir başka örneği Ebû Saîd el-Hudrî’den gelen bir rivayette anlatılmaktadır. Bu rivayete göre Allah’ın Rasûlü bir gün halka teşkil etmiş bulunan bir sahabe topluluğunun yanına yaklaştı. Onlara niçin böyle oturduklarını sorduğunda onlar: “Kendilerine başta İslam olmak üzere pek çok nimetler veren Allah’ı zikretmek için bir araya geldiklerini anlattılar.
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz tekrar:
-“Siz gerçekten sadece Allah’ ı zikretmek için mi toplandınız?” diye ısrarla sorunca Sahabîler:
-“Vallahi sadece bu maksatla bir araya geldik.” diye yemin ettiler.
Bunun üzerine Hz. Peygamber:
-“Israrla sormam sizi itham ettiğim için değildi. Cebrail bana: “Allah’ın sizlerle meleklerine karşı iftihar ettiğini haber verince ben de sizin tam olarak ne ile meşgul olduğunuzu anlamak istedim.” buyurdular.
(bk. Müslim, Zikir, hadis: 2701)
Allah’ı Zikir:
Şeyhlerin taliblere zikir telkin etmesi Kur’an, Sünnet ve İcma ile sabittir. İşte delili: Kur’an’da zikir, mealen:
-“Ne ticaret ne de alışveriş onları Allah’ı zikirden, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkor.” (Nur s.ayet 37) Hadis-i şeriflerde zikir; İmam-ı Ahmed İbn-i Hanbel hz.leri meşhur Müsned’inde (Rasulullahın hadislerini ihtiva eden sahih bir hadis kaynağıdır.) şu rivayete yer verir:
-”Rasulullah(s.a.v.) eshabına hem tek olarak, hemde toplu olarak zikir taliminde bulunmuştur. Hz. Ali’den sahih bir senedle şöyle nakledilir:
-“Hz.Ali(r.a.) kulları Allah’a en kestirmeden götüren yolu peygamber(s.a.v.) efendimize sorunca, O şöyle cevap verdi:” Ey Ali yalnızken ve tenhada iken, Allah’ı zikret“ diye buyurdu.
Herkese hidayet Allahu Tealadandır.
Abdullah bin mesut r.a. Çakıl taslarıyla halka kurmuş kişilerden yüz cevirmiş. daha sonra bunların hepsini nehrevan savaşında haricilerin safında savaştıkları hadisi şerifi ne ne diyorsun hoca.
Şeyh nedir ne yapar bunu açıklayabilir misin.?
selamun aleyküm. Benim hatme i hacegan ile ilgili aklıma takılan bir konu var lütfen yardımcı olunuz. Hatme duasının sonunda geçen “sahibişşeriati vettarikatin nakşibendiyye” kısmını anlayamadım. Şeriatın sahibi sadece Allah c.c değil mi? Lütfen beni aydınlatınız.
Bunu daha önce biri şöyle açıklamıştı : Orada şeriatın sahibi, şeriatı koruyan, korumaya çalışan yani sahip çıkan anlamında demişti.
Aleykümselam sofi Ahmet.
“sahibiş-şeriati vet-tarikatin-nakşibendiyye” Sözünün anlamı, “Şeriati yaşayan ve onu korumaya çalışan, Nakşibendi tarikati” demektir.
Allah celle celalühü her şeyin gerçek sahibidir elbette. İnsanlara mecazen falan yerin sahibi denilir ki bu caizdir.
Nitekim Allah celle celalüh Sad Suresi 12. ayette,
” Onlardan önce Nuh kavmi, Âd kavmi ve saltanat sahibi Firavun da yalanlamışlardı.” buyurmaktadır. Orada Allah firavuna saltanat sahibi demektedir. Aslında saltanatın gerçek sahibi kendisidir buna rağmen mecazen Firavun’a saltana sahibi demektedir…
Çok teşekkür ederim sizlerin vesilesiyle birçok konuda bilgi sahibi oluyoruz Allah celle celalühü razı olsun inşallah
Âmiin. Ecmain.
Selamün aleyküm. Kardeşler İmam Birgivi bu konuda şunları söylüyor; Cehri vacib zikir:
Cehri vacib olan zikir ömürde bir kere yapılır. Bu da Kelime-i Şehadet getirmektir. Zira Kelime-i Şehadet’te cehir yapmak, yani onu açıktan, herkesin duyabileceği şekilde yapmak vacibtir. Çevresindekiler duysun da onun İslam’a girdiğine şahit olsun ve dolayısıyla onun boynundan kılıcın kalkmasına, malından da cizye vergisinin alınmamasına sebebiyyet versin…
Birden fazla cehir yapmak vacib olan zikirler:
İki bayram hutbeleri, farz namazların arkasından yapılan tekbir teşrikleri, hacda yapılan telbiyeler ve her hafta okunan cuma hutbeleri.
Cehrin sünnet olduğu zikirler:
Cehrin sünnet olduğu zikirler ise, ezan okumak, kamet getirmek, imamın tekbirleri, yani intikal tekbirleri ve bu tekbirleri müezzinleri veya birinin gerek duyulduğunda tekrar etmeleri.
Bunların dışında kalan zikirler:
Yukarıda zikri geçen tekbirlerin dışında kalan tekbirlere gelince, erkeklerde olsun, kadınlarda olsun, bütün bu kabil zikirlerde gizlilik esastır. İster namazların arkasında yapılan zikirlerde olsun ve isterse herhangi bir vakitte yapılan zikirlerde olsun gizlice yapılması uygundur. Zikirlerin açıktan yapılmaları veya gizli, yani alçak sesle yapılmaları hususunda kesin deliller vardır. Bu cümleden olarak:
,,Rabb’ini içinden yalvararak, korkarak ve yüksek olmayan (hafif) bir sesle sabah ve akşam zikret, gafillerden olma!” (Araf, 205)
,,İçinizden yalvararak gizlice dua ediniz!..” (Araf, 55) (http://www.hicretonline.com/tasavvuf/Zikri%20cehri%20hakkinda.htm)
Ben de bu şekilde inanıyorum. vesselam.
Aleykümselam Ahmet kardeşim. Bizim sizin yazdıklarınıza karşı bir itirazımız söz konusu değil. Ancak sizin eksik bildiğiniz şeyler de vardır. Turuk-u aliye iki koldan yayılmıştır. Biri Hz. Ebu Bekir(hafi) diğeri Hz. Ali vasıtasıyla cehri zikirdir.. Ben şahsen hafi zikri tercih etmeme rağmen cehri zikir ile seyrü süluk edenleri de asla dışlamam. Çünkü o yolda da binlerce veli yetişmiştir.