İmam-ı Azam ile İmam-ı Buhari Arasındaki Mesele Nedir?

  

      Bismillâhirrahmânirrahîm
      SORU: İmâm-ı A’zâm ile İmâm-ı  Buhari arasında bir çatışma olduğundan söz ediliyor. Bu nedir?
      CEVAP: İmâm-ı A’zâm ve İmâm-ı Buhari hazretleri konusu hakkında bazı yersiz ifadeler bulunmaktadır. Zira, bu iki büyük âlim arasında herhangi bir tartışma ve münazara olmamıştır.  Çünkü, bu her iki büyük âlim muasır değiller, yani; aynı zamanda yaşamamışlardır.

İmamı A’zam Hz.nin doğumu:  (683). Vefatı: (767)
İmamı Buhari Hz.nin doğumu: (810) Vefatı (870)

İmam-ı Buhari hazretleri, İmam-ı A’zam Ebû Hanife hazretlerinin vefatından 47 yıl sonra dünyaya gelmiştir.
       İmam-ı Buhari her ne kadar çok büyük bir muhaddis olmuşsa da, yani; hadis alimi ise de, İmam-ı A’zam hazretleri O’nun karşısında daha büyük bir muhaddistir. Bir kere bu büyük imam, zaman olarak hadisi şeriflerin bazılarını bizzat eshab-ı kiramdan almak şerefine nail olmuştur. Ayrıca İmam Ebu Hanife, diğer üç mezheb imamlarınında üstadıdır.
İmam-ı Buhari hazretlerinin, İmam Ebu Hanife hazretlerinin ictihadına uymayan bazı şeyler söylemesi meselesine gelince, bu durum tamamen ictihadi bir durumdan kaynaklanmaktadır.  Zira, Ehl-i Sünnet Mezheplerine göre her müçtehidin kendi içtihadına göre amel etmesi vacibtir. İmam Buhari’nin de bir müçtehid olarak, İmam-ı A’zam’ın içtihadına uymayan bazı ictihadi söz ve işleri olması gayet tabiidir.  Ama; geliniz görünüz ki bazı ehl-i sünnet mezhebi düşmanı sapıklar, mal bulmuş mağribi gibi bu tür hadiselerden bile, sapık fikir ve sui çıkarlarına çaresizce medet umarak, yılanın ağzındaki kurbağanın çaresizliği konumuna düşmüşlerdir. Bu gibiler kurbağa ise, sapıklıklarıda birer yılandır.

       SORU: Ehl-i Sünnet Mezhebi kategori olarak kaça ayrılmaktadır?
       CEVAP: Ehl-i Sünnet mezhebi iki kategoriye ayrılır: 1-İtikatta Mezhep; Maturidiyye, Eş’ariyye  2- Amelde Mezhep: Hanefi Mezhebi, Şafi Mezhebi, Hanbeli ve Maliki mezhebleridir. Maturidiyye ile Eş’ariyye mezhebleri arasında bir iki küçük ayrıntıdan başka fark olmadığı için Ehl-i Sünnet, itikatta tek mezheb olarak kabul edilmiştir.
Allahu Teala onların çalışmalarına bol ecirler versin ve cennetlerdeki makamlarını âli eylesin. Onlar mum ışığında, el emeği, göz nuru akıtarak, yüzlerce  sapık mezhebin yayılmasına  ve büyük bir fitne ve kargaşanın ortaya çıkmasına engel olmakla, çok büyük bir hizmet vermişlerdir.

        SORU: Mezheplerdeki farklı hükümlerin sebebi nedir?
        CEVAP: İbadetler,  Allahü Teâlânın emri olduğundan, hiçbir müctehid, diğer bir müctehidin ictihadına yanlış diyemez. Çünkü, her müctehide, kendi ictihadı hak ve doğrudur. Beyheki’deki hadis-i şerifte,
(Müctehid âlimlerin farklı ictihadları rahmettir) buyuruluyor. İmam-ı Şafii hazretleri, İmam-ı A’zam hazretlerinden farklı ictihadları olduğu ve Hanefi mezhebinde olmadığı halde, (imam-ı a’zam Ebu Hanife’nin rey ve ictihadını beğenmeyene, Allahü teâlâ lanet etsin!) buyurmuştur. İmam-ı Ebu Yusuf ve imam-ı Muhammed ve diğer imamların, imam-ı a’zama uymayan sözleri, onu beğenmemek, kabul etmemek değildir. Kendi ictihadlarını bildirmektir. Bunu bildirmeye memurdurlar.

Mezheplerdeki farklılıkların çoğu, Resulullah efendimizin ibadetleri değişik şekilde yaptığındandır. Bir de âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerden müctehidlerin farklı anlayışları vardır. Müctehid ictihadında yanılabilir. Fakat yanılsa da mahzuru yoktur. Buhari’deki hadis-i şerifte de, (Müctehid, ictihadında isabet ederse iki, yanılırsa bir sevap alır) buyuruluyor. Demek ki ictihad hatası, günah değil, aksine sevaptır. Farklı ictihadlarından dolayı Eshab-ı kirama ve müctehidlere dil uzatılmaz.

İslam alimlerinin üstünü, vevliyanın önderlerinden, şeriatin savunucusu, kerametlerin mazharı ikinci binin müceddidi İmama-ı Rabbani Ahmedi Faruki Serhendi(kaddesallahu sirrahul-akdes) hazretleri Mektubatta beyan ederlerki:

     «Kıyas ve ictihad, şeriatın dört temelinden biridir. Buna uymağa emrolunduk. İlham, yalnız sahibi için delildir, hüccettir. Başkaları için senet değildir. İctihad ise her müslüman için senettir. Bunun için müctehid olan âlimlere uymak lâzımdır. Dinîn temel bilgilerini bu âlimlerin bildirdiklerine uygun olarak öğrenmelidir.» (C. I Mektûb 272)
       Cenâb-ı Hak, hepimizi müctehid İmâmlar vasıtası ile Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem efendimize uyan bahtiyar kullarından eylesin. Selef-i sâlihin düşmanı selefiyecilerden, ehl-i sünneti kâfir bilen vehhâbilerden, telfık yaparak(dört hak mezhebi kaldırıp tek bir mezhep ortaya çıkarmakla) hak mezhepleri ortadan kaldırmak isteyen mezhepsizlerden, kendilerini dîne değil de, dîni kendilerine uydurmak isteyen reformculardan, müctehid İmâmları beğenmeyip, kendi kafalarına göre ictihad yapmak isteyen naylon müctehidlerden, eshâb-ı kirâma saldıran rafızî meşrepli mezhepsiz tufeylîlerden muhafaza buyursun. Hakkı hak, bâtılı bâtıl olarak, sevdiklerini dost, sevmediklerini de düşman olarak tanıtsın. Âmin.
Vesselam
Bekir Abdullah

Loading

10.327 - 1
DİKKAT: Hakaret, küfür, tehdit içeren mesajlarla ilgili gerekli yasal işlemler yapılır. Tüm gönderilerde IP adresleri ve gönderim tarihi sistem tarafından kaydedilmektedir. Soru veya mesaj göndermeden önce nezaket kurallarına dikkat ediniz.

Aşağıdaki formu doldururken isim kısmında takma ad veya rumuz kullanabilirsiniz. İnternet sitesi kısmını boş bırakınız. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir. Eposta adresiniz yayımlanmaz.

ramazan için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


“İmam-ı Azam ile İmam-ı Buhari Arasındaki Mesele Nedir?” üzerine 15 yorum.

  1. Hoçam Allah razı olsun. Yukarıdan yazan yorumları hepsini okudum. İnsanların bir coğu dini anlatan insanlar ile karşılaşınca delil sorup duruyor. Diğer taraftan, sarhoşun biri layığım dedi, layık olmanın ne anlama geldiğini bilmeden kabul etti. Kahrolsun şeriat dedi, cekinmeden avazı çıktığı kadar bağırdı. Lafı cok dolandırmadan şunu demek istiyorum. Mezhep bizim ayrıştırmamalı, bizi bölmemeli, tam aksine hayatımızı kolaylaştırmak için, dinimizi daha kolay yaşamamız için İslam ile özü aynı olup, peygamber efendimizin ibadetleri ve gündelik yaşamdaki hal ve hareketleri bazı günler farklı yapmasını ve bu farklılığı ihtiyaca göre insanlara anlatılması.. Dört meshebin dördüde incelenmiş vee İslama aykırı bişey bulunamamış… İnamı azamı eleştirmek ne benim gibi cahillerin, nede kendini cok bilmiş zannedip kör cahillerin işi değildir. Sizin gibi bu büyük aydınların izinde gelen insanlar hep anlatmalı, dünyada İslamın kara kışını yaşadığımız bu cağda bahara umut olsun. Allahım tüm geçmişlerimize rahmet, İslam alimlerin ve mümin kullarına uzun ömür versin. Allah sizden razı olsun.

    1. Sağol varol Mustafa kardeşim. Allahu teala seni ve sevdiklerini Rasulullaha cennette komşu eylesin. Siz meseleyi anlamış aydın bir kimsesiniz elhamdülillah. Olur da bazen cahillerle karşılaşır da onlara verecek cevapta zorlanırsanız ehli sünnet alimlerine ve ehli sünnet sitelerimize yönlendiriniz onları. Linklerimizi paylaşabilirsiniz. Soru sorabilirler.

    1. Ebu Hanife Ashab değil tabiindir. Rasulullahtan hadis rivayet edenler ashabı kiramdır. O sebeple hadis rivayet etmemiştir ama Ebu Hanifenin naklettiği bir çok hadis Buhari’de de vardır.

    2. İmamı Azam hazretleri hadis rivayet etmemiştir. İmamı Azam hadis ravilerinden aldığı hadislerle içtihad ederek hanefi fıkhını yazmıştır. Aynı ravilerden başka imamlarda hadis almıştır.
      O raviler sıradan insanlar değildir. O zamanın en güvenilir alimleri idi. Ayrıca tek bir raviden hadis alınmaz bir çok raviden alınır aynı konu üzerinde birbirleri ile örtüşürse onunla içtihat ederlerdi.
      Ama Buhari’de ki hadislerin bir çoğu Hanefi fıkhında da geçer. Biz onların çağdaş olmadığını yazdık orayı okursanız sorununuz kalmaz. Münafıklar ve İslam düşmanları bu iki büyük ehli sünnet alimini karşı karşıya getirmeye çalışmaktadır. Ehli sünnete vakıf olmayanlar da bilmeden bu oyuna geliyor maalesef yanlışa düşüyor.

  2. Ya hocam birşey soracağım keşke yazdıklarınızı delillendirseydiniz delilsiz delilsiz konuşuyorsunuz. O zaman herşeyi kafamıza göre yapalım istediğimiz gibi namaz olsun oruç olsun vs. Yok zaruret olmadıkça başka mezhebi taklid edilmezmiş sanki mezheb Allah CC ve Hz Resulullah’ın emri sahabenin uygulaması gibi konuşuyorsunuz mezheb islamda bir şart değildir.

    1. İmamı Buhari’ye ve İmamı Azam hakkında olumsuz şeyler yazanlar yazdıklarını belgelendirdiler mi ki onların yalanlarına ve iftiralarına inandın?
      Onlar yazdığında belge sormuyorsunuz biz yazdığımızda bizim yazdığımız tarihi belgelere neden inanmıyorsunuz sizin yaptığınız hakkaniyet mi?
      Mezhep imamlarının içtihatları Kuran ve sünnete dayanır. Bir tane ehli sünnet ulemasının eserini alıp okudun mu ki onların içtihatlarını inkar ediyorsunuz.!
      Allahu teala sana hidayet versin…

  3. Buhari’nin Ebu Hanife ile ilgili olarak “güvenilmez” dediğine dair bazı alıntılar yapılıyor. Hadis ilminde ravilerin güvenilir olup olmamasının önemli olduğu belirtiliyor. Ebu Hanife’yi güvenilmez kategorisine koyan Buhari’nin bu hususta “hata yaptığı” düşünülür ise diğer raviler ile ilgili kanaatlerinde de hata yapmış olması muhtemel görünmüyor mu?

    1. Keşke böyle bir eleştiride bulunmadan önce şu yazdığımız yazıyı okusaydınız…
      Şundan bundan duyulan sözlere itibar edilmez. İmamı Buhari ile Ebu Hanife çağdaş değildir. İmamı Azam hazretleri, İmamı Buhari dünyaya gelmeden 47 yıl önce vefat etmiştir. O halde daha doğmamış bir kimse hakkında İmamı Azamın dedikodu yaptığını söylemek tarih bilmeyen cahillerin açık bir yalanından ibarettir.
      İmam-ı Buhari hazretlerinin, İmam Ebu Hanife hazretlerinin ictihadına uymayan bazı şeyler söylemesi meselesine gelince, bu durum tamamen ictihadi bir durumdan kaynaklanmaktadır. Zira,
      Ehl-i Sünnet Mezheplerine göre her müçtehidin kendi içtihadına göre amel etmesi vacibtir. İmam Buhari’nin de bir müçtehid olarak, İmam-ı A’zam’ın içtihadına uymayan bazı ictihadi söz ve işleri olması gayet tabiidir. Bunun öyle şeyler söylediği doğru olsa bile onun bir hadis alimi olarak güvenliğini asla sarsmaz.
      Diğer mezhep imamlarınında içtihat gereği bir mevzuda farklı şeyler söylemesi birbirlerini tekzib amaçlı değil hakikati ortaya çıkarma amaçlıdır.

  4. Zaruret var iste. Midye yememiz lazım. Bundan büyük zaruret olurmu .3 günlük dünyada midye yemekte mi kabahat 🙂

    1. Zaruret aklımıza göre değil şer’i gerekçelere göredir. Açlıktan ölmemek için midyeden başka yiyecek yoksa o vakit midye yemek caiz olur.
      Sağlık açısından bilimin verilerine göre midye, vücudunda kimyasal maddeleri toplayan bir varlık olması gereği onu yemek sağlığa zararlıdır.

    1. Kardeşim niçin yazımızı doğru dürüst okumadan ön yargıda bulunuyorsunuz?
      İmamaı Azam hazretleri Miladi 683 yılında doğmuş 767 yılında vefat emiştir. Ondan 43 yıl sonra ise İmamı Buhari dünyaya gelmiştir.

  5. Selamunaleykum
    Sayın hocam imamı azzam hazretleri midye yemeyi uygun görmüyor.imamı Şafii hazretleri uygun görüyor .biz. hanefi mezheb cemaati olarak şafiiye uyarak yememiz mümkün olurmu? Tşkler

ramazan için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et