Tarikat Nedir ?

mürşidi kamilBekir Abdullah
12 Ağustos 2017

D İ K K A T
:  Tarikat hakkında şunu en başta söyleyelim ki her tarikat Hakka götüren yol değildir. Her kendine şeyh denilen kimse de Hakkın rızasına götüren rehber değildir.

Tarikat Nedir? Tarikat kelimesinin zahiri manası, yol demektir.
Tasavvuf ıstılahında ise ruhun Allah’tan başka sevgilerden arınmasında, nefsin kötü isteklerden temizlenmesi hususunda Kur’an ve Sünnet üzere yapılan amellerle kat edilen manevi ilerleyiş yoluna tarikat denir.

SORU: Selefiyeci sapıklar “tarikatlarda şirk çoktur” diyorlar bu doğru mudur?
CEVAP: Selfiyecilere itibar etmiyoruz.
Gerçek tarikatlar kulu, küfürden, şirkten  Allahtan başkasına olan sevgilerden temizleme yoludur. 
ZİKİR:

“Dikkat ediniz, cesette bir kalb vardır. Kalbin içinde de bir fuad vardır. Fuadda dahi sır vardır. Sırda da hafi vardır. Hafide dahi ahfa var.. İşte benim nurum, o ahfadadır.” (Hadîs-i Kudsî)
Şeyhlerin taliblere zikir telkin etmesi Kur’an, Sünnet ve İcma ile sabittir. İşte delili: Kur’an’da zikir, mealen:
-“Ne ticaret ne de alışveriş onları Allah’ı zikirden, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkor.”
(Nur Suresi/Âyet 37)
Hadis-i şeriflerde zikir; İmam-ı Ahmed İbn-i Hanbel hz.leri meşhur Müsned’inde (Rasulullahın hadislerini ihtiva eden sahih bir hadis kaynağıdır.) şu rivayete yer verir:
-”Rasulullah(s.a.v.) eshabına hem tek olarak, hemde toplu olarak zikir taliminde bulunmuştur. Hz. Ali’den sahih bir senedle şöyle nakledilir:
-“Hz.Ali(r.a.) kulları Allah’a en kestirmeden götüren yolu peygamber(s.a.v.) efendimize sorunca, O şöyle cevap verdi:
” Ey Ali yalnızken ve tenhada iken, Allah’ı zikret“ diye buyurdu.
Rasulullah
“Gammiz ayneyn ya Ali” Yani; “İki gözünü yum Ya Ali ve benim söylediğimi tekrarla” buyurdu.
Üç kez kelime-i tevhidi tekrarladıktan sonra;
“Buna devam et Ya Ali” buyurdu..
Sessiz zikre gelince ona Sevr Mağarasında müşriklerin mağaraya yaklaşmalrı anında Ebu Bekir’in endişelendiğini gören Peygamberimiz(s.a.v.) ona;
-“ Lâ tahzen Ya Sıddîk.”
Yani; “Üzülme Ey Sıddık Allah bizimledir.” diye buyurduktan sonra “gözlerini yum ve kalbinden Allah, Allah diye tekrarla ve buna devam et” buyurdular.
(Kaynak: İmam-ı Ahmed İbn-i Hanbel Hadis-i Müsned) 
Âyeti kerimede;
– “Rabbinizi, yalvararak ve gizli ve sessiz çağırınız!” [Araf -55] buyurulmaktadır.
– “Sabah akşam demeden, içinden(kalbî olarak), korkarak ve yalvararak, alçak sesle (cehrî olarak) Rabbini an ve gafillerden olma.”  (A’râf/205)
Bu ayette hem gizli zikre ve hem de açık zikre işaret vardır. 
Başka bir ayeti kerimede de,
“Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzura erer” buyurulmaktadır.
Kur’an ve Sünnet çizgisinden sapmadan 1400 yıl boyunca devam edegelmiş ve bu kutsal tarikatlar yolu ile nice binler alim evliyalık mertebesine bu vesilesi ile ermişken, Hoca Ahmed Yesevileri, Hacı Bektaş Velileri, Mevlana ve Yunus Emreleri dilinden düşürmeyeceksin ama onların yetiştiği ve yetiştirdikleri yola sapkınlıktır diyeceksin.
Meselenin hakikatine vakıf olmadan tüm tarikatleri aynı kategoriye koyup hepsine sapkın gözü ile bakmak cehalet değilse ihanettir.

EK: 1
TARİKAT NEDİR ?
Tarikat; kâmil ve mükemmil bir rehberin gözetiminde, nefsi kötülüklerden, ruhu masiva sevgisinden temizleyerek gönlü, İlahi isimlerin nurunu algılayacak saf ayna haline getirip, imanı taklitten kurtararak ilmel yakîn, aynel yakîn ve hakkal yakîn derecesine kavuşturup, dinde ihlası elde etmektir.
İslami tarikatlardan olan Nakşibendî tarikatı ve gerekse Kâdirî ve sair tarikatlar ancak; sufinin yaşamına Kur’an ve Sünneti uygulatmak için var olmuşlardır.. Bugüne dek hak tarikatlardan hiç birisi itikatta ehli sünnet inancı ile amelde  dört hak mezhepten başkasına tabi olmamışlardır.  Şayet varsa bunların dışında bir yol, o yol sapkınların yoldur. O sapıkların tarikatları bu güzide yolun erbablarına asla mal edilemez.
Eğer ki;
– ”Madem siz Kur’an ve Sünnete göre amel ediyorsanız, şu halde tarikata ve mürşide ne gerek var?” denilirse, onlara şu soru ile cevap verilir; “Sizler gideceğiniz bir adrese, yolu bilen kimse ile mi, yoksa kendi kendinize mi daha çabuk ve kolay ulaşabilirsiniz? “ denilir.
      Öğretmensiz ve ustasız kasap dahi olunamazken, ebedi hayatın istikbali nasıl ihmal edilebilir?
Velhasıl şu bir gerçektir ki, gerek Nakşibendi ve gerekse Kadiri, Halveti, Gülşeni ve isimlerini burada sayamadığımız diğer itikatta ehli sünnet tarikatları, durumları itibari ile geçmişten günümüze dek Ehli Sünnetin kalesi ve muhafızı olmuşlardır. Bu sebepledir ki dinde reformcuların ve selefiyeci mezhepsizlerin karalama hedef tahtaları olmuşlardır.
Nakşibendi Tarikati peygamberimizden Hz. Ebu Bekr’e ve aşağıda sıralanan büyüklerin sırası ile Şah-ı Nakşibendi hazretlerine ve ondan sonra bir çok kollara ayrılarak günümüze ulaşmıştır.
Nakşibendi Tarikatının, yani ruh yolu tarikatının en bariz özelliği, gizli zikir(Allah lafzı) ile kalpteki masiva sevgisini temizleyip, ruhu tasfiye ve nefsi tezkiye ederek fenafillah(razıye(kulun Allah’tan razı olması) ve beka billah(merzıye(Allahın kuldan razı olması) derecelerine ulaştırmaktır.
Kadiri Tarikatının ve diğer nefs yolu tarikatlarının en bariz özellikleri ise, riyazat ve mücahede yapıp yani, nefsin istediklerini yapmamak, istemediklerini yaparak nefsi tezkiye ve ruhu tasfiye edip Fena ve Beka mertebelerine ulaştırmaktır.

NOT: Her iki yolda da Kur’an ve Sünnete ittiba şarttır. Aksi halde sofi ve derviş şeytanın oyuncağı olur.

TARİKAT HAKKINDA EVLİYAULLAHIN GÖRÜŞLERİ:

Selefi Salihinden ve Büyük Sufi Şeyhlerinden Ve Şafii Alimlerimden Abdurrahman-ı Sülemi ( Kuddise Sirruhu ) Hazretleri şöyle buyurmuştur (Ölümü: Hicri Takvim; 412 / Miladi Takvim; 1021 ):
“ Zahire uymayan her tarikat bizim için de batıl tarikattir. ”
” Zahiri Hükümleri İyi Bilmeyen Kimse, Batıni Hallerini Güzelleştiremez. Halleri İlmeTers Düşen Birisine, Sufi Denilemez. ” [ 1. ]

Selefden Ve Büyük Sufi Şeyhlerinden Olan Ebu Said El-Harraz ( Hicri Takvim; 277 / Miladi Takvim; 890 ) ( Kuddise Sirruhu ) Hazretleri Buyuruyor Ki;

” Zahiri İlme (şeriat ilmine) Ters Düşen Her Batıni Hal Ve İlim, Batıldır. ” [ 2. ]

Selef Alimlerimizden Olan Ebu Hafs Haddâd ( Hicri Takvim; 270 / Miladi Takvim; 883 ( Kuddise Sirruhu ) Buyuruyor Ki;

” Biz İşlerini, Sözlerini Ve Hallerini Kitap Ve Sünnet Terazisinde Ölçmeyeni ALLAH-U TEALA ( Celle Celaluhu ) Adamı Saymayız. ! ” [ 3. ]

Maliki Mezhebinin Kurucusu Selef Alimlerimizden Olan İmam-ı Malik ( Hicri Takvim; 179 / Miladi Takvim; 795 ( Kuddise Sirruhu ) Hazretleri Buyuruyor Ki;

” Tasavvuf Bilmeyen Fakih Fasık, Tasavvuf Bilip De Fıkıh Bilmeyen Zındık (kafir) olur. Bu İkisini Birleştiren İse Hakikate Ulaşır. ” [ 4. ]

Selef Alimlerimizden Olan Ruveym ( Hicri Takvim; 330 / Miladi Takvim; 940 ) ( Kuddise Sirruhu ) Hazretleri Buyuruyor Ki;

” Sufiler, Aralarında Hakkı İhmal Ve İptal Edenlere Buğzettikleri Sürece, Hayırda Kalmaya Devam Edeceklerdir. Ama Herkes Birbirinin ( Yanlış ) Halinden Hoşnud Olursa, Helak Olurlar. ” [ 5. ]

Nakşibendi Şeyhlerinden Olan Şeyh Fethullah-i Verkanisi ( Hicri Takvim; 1317 / Miladi Takvim; 1899 ) ( Kuddise Sirruhu ) Hazretleri Buyuruyor Ki;

”Şeriata Zıt İnanç, Cezbe, Hal Ve Keşfin Doğru Olduğuna 1000 Bin Meleğin Şahidlik ettiğini keşfinde görsen Bile Kıyas Yapma Ve ancak o Keşfi Tevil Gerekir.
Şeriata Ters Haller Uzaklaştırıcıdır Ve İlahi Huzurdan Kovulmaya Neden Olur. ” [ 6. ]

Ali Eş-Şazeli ( Kuddise Sirruhu ) Hazretleri Buyuruyor ki;

”Elde Ettiğin Bir Keşif Hali Kitap Ve Sünnetle Çeliştiğinde, Derhal O Keşfi Bırak ! Kitaba Ve Sünnete Sarıl. Keşfin İlhamın Ve Müşahedenin Durumu Odur Ki Ancak Kuran-ı Kerim Ve Hadis-i Şerif-in Tasdikinden Geçtikten Sonra Amel Edilir. ” [ 7. ]

SORULAR:


SORU 1)
Şifa Allahtandır ilaçlar, doktorlar müminlerin ve şeyhlerin duaları sebep midir?
CEVAP: “Benim şeyhim hastalığıma şifa verdi” demek ise şirktir. Doğrusu şöyle olmalı: “Allah şeyhimin duası vesilesi ile hastalığıma şifa verdi ” demek gerekir.
SORU 2) “Gavsımız rızkımızı verendir” demek şirk midir?
CEVAP: “Çalışıp çabalamamız, gavsların evliyaların duaları, iyilerin iyilikleri rızkımıza sebeptir” demek lazım.
SORU 3) “Şeyhimiz kendisine bağlanana ahirette kesin şefaat edecektir” sözü şirk midir?
CEVAP: Doğrusu “Şeyhim, sıratı müstekim yolundadır sen de kuran ve sünnet yoluna göre iman edip amel edersen Rabbim de orada şeyhime şefaat etme yetkisi verirse inşaallah şeyhim sana da şefaat eder” demek gerekir.
SORU 4) “Kıyamet günü şeyhim Allahın karşısına dikilecek” demek DOĞRU BİR İFADE MİDİR?
CEVAP: Hayır! Çünkü öyle bir ifade Allah’ı insanlara benzetmek ve O’na mekan isnat etmek olur. Doğrusu, “Şeyhim Kıyamet günü Allahın huzuruna çıktığında kendisi ve talebeleri için Allahın affını taleb edeceğini umarım” diye inanmak gerekir…
SORU 5) “Başım sıkışınca vefat eden şeyhimin kabrine gidiyorum medet şeyhim diyorum ve bana yardım ediyor” desem her gün 40 defa söylediğim İYYAKENESTAİN sözüne aykırı hareket etmiş olur muyum?
CEVAP: Evet, aykırı inanmış ve hareket etmiş olursun. İsteme şekliniz yanlıştır. Başın sıkıştığında Alahtan isteyeceksin. Lakin enbiya ve evliyayı vesile etmek caizdir. Yani; “Ya Rabbena dualarımı Peygamberler ve evliyalar hürmetine kabul et ” demek caizdir. Zira Hz. Adem de benzer şekilde dua etmiştir. Bak Kaynak: (Hadis-i Taberani)

Bekir Abdullah   12 Ağustos 2017

KAYNAKLAR;

1. ABDURRAHMAN-I SÜLEMİ, MENACİHU’L-ARİFİN, SAYFA; 11 ]

2. ABDURRAHMAN-I SÜLEMİ, TABAKAT, SAYFA; 231 / İMAM-I KUŞEYRİ, ER-RİSALE, CİLD; 1, SAYFA; 140 / İMAM-I SÜHREVERDİ, GERÇEK TASAVVUF, SAYFA; 63

3. CAMİ, NEFAHAYU’L-UNS, SAYFA; 185

4. FIKH-I MALİKİ ŞERHİ, CİLD; 2, SAYFA;195, ABDÜ’L-BAKİ EZ ZERKANİ VE ALİYYÜ’L-KARİ, CİLD; 1, SAYFA; 33

5. İMAM-I SÜHREVERDİ, GERÇEK TASAVVUF, SAYFA; 143

6. ŞEYH FETULLLAH-İ VERKANİSİ, ADAB-I FETULLAH, SAYFA; 76

7. SEFER EL-MUHİBBİEL-CERRAHİ, TASAVVUF TERİMİNLERİ, İSTANBUL, KIRK KANDİL YAYINLARI, 1998, SAYFA; 22

 

HATME DUASI
***

بسم الله الرحمن الرحيم
اَلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِنَ اَلْحَمْدُ لِلَّهِ حَقَّ حَمْدِهِ
وَثَنَائِهِ وَالصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ عَلىَ خَيْرِ خَلْقِهِ
مُحَمَّدٍ وَعَلىَ آلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعيِنَ

***
اَلَّهُمَّ بَلِّغْ وَاَوْصِلْ مِثْلَ ثَوَابِ
هَاذِهِ الْخَتْمَةِ الشَّرِيفَةِالْمُبَارَكَةِ
بَعْدَ الْقَبُولِ مِنَّا بِالْفَضْلِ وَالْكَرَمِ هَدِيَّةً
مِنَّا وَاصِلَةً اِلَى رَوْضَةِ مَنْبَعِ الصِّدْقِ
وَالصَّفَى اَشْرَفِ الْوَرَى حَضْرَةِ سَيِّدِنَا
مُحَمَّدِ(نِ)لْمُصْطَفَى
صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمْ اِلَى رُوحِ
***
 كُلٍّ مِنْ آلِهِ وَاَوْلَادِهِ وَازْوَاجِهِ
وَاَصْحَابِهِ وَاَتْبَاعِهِ وَذُرِّيَاتِهِ وَمُهَاجِرِهِ وَاَنْصَارِهِ

رِضْوَانُ اللّهِ تَعَالىَ عَلَيهِمْ اجْمَعين اِلَى رُوحِ

***
كُلٍّ مِنْ سَادَاتِ سِلْسِلَةِ الطَّرِيقَةِ
الْعَالِيَّةِ النَّقْشِبَنْدِيَّةِ وَالْقَادِرِيَّةِ وَالسُّهْرَوَرْدِيَّةِ
وَالْچَشْتِيَّةِ وَالْكُبْرَوِيَّةِ
(قَدَّسَ اللَّهُ اَسْرَارَهُمْ اِلَى رُوحِ)
***
شَيْخِنَا وَلَاذِنَا وَقِدْوَتِنَا
وَاِمَامِنَا وَاِمَامِ الطَّرِقَةِ ذِى الْفَيْضِ
الْجَارِى وَالنُّورِالسَّارى اَلشَّيْخِ
بَهَاءِالْحَقِّ وَالْحَقِيقَةِ وَ الدِّينِ حَضْرَةِ
اَلشَّيْخِ مُحَمَّدِ(نِ)الْاُوَيْسِيِّ الْبُخَرِىِّ
اَلْمَعْرُوفِ بِشَاهِ نَقْشِبَندْ
قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ اِلَى رُوحِ

***

مَنْبَعِ الْمَعَارِفِ وَالْكَامِلِ سَيِّدِ
السَّادَاتِ اَلسَّيِّدِ اَمِيرِ كُلَالِ
قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ اِلَى رُوحِ
***

اَلْمُقْبِلِ عَلَيْكَ وَلِمَا سِوَاكَ النَّاسِى
اَلشَّيْخِ مُحَمَّدِ بَابَا السَّمَّاسِى
قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ اِلَى رُوحِ
***
اَلْوَالِهِ فِى مَحَبَّةِ مَوْلَاهُ الْغَنِىِّ
اَلْمَعْرُوفِ بِحَضْرَةِ عَزِيزَانِ خُوجَه عَلِىِّ الرَّامِتَنِى
قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ اِلَى رُوحِ
***
اَلْمُعْرِضِ عَنِ الْمُرَادِ الدُّنْيَوِىِّ
وَالْاُخْرَوِىِّ حَضرَةِ اَلشَّيْخِ
مَحْمُودِ(نِ)الْاِنْجِيرِ فَغْنَوِى
قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ اِلَى رُوحِ
***
اَلْمُتَسَلِّخِ عَنِ الْحِجَابِ الْبَشَرِىِّ
حَضْرَةِ اَلشَّيْخِ عَارِفِ الرِّوَگَرِى
قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ اِلَى رُوحِ
***
قُطْبِ الْاَوْلِيَاءِ وَبُرْهَانِ
الْاَصْفِيَاءِ قَامِعِ الْبِدْعَةِ مُحْيِى السُّنَّةِ
شَيْخِ الْمَشَايِخِ مَوْلَانَا حَضْرَةِ اَلشَّيْخِ
عَبْدِ الْخَالِقِ الْغُجْدَوَانِى
قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ اِلَى رُوحِ
***
قُطْبِ الْحَقَّانِى اَلْغَوْثِ الصَّمَدَانِى اَلشَّيْخِ اَحْمَدَ الْفَارُوقِىِّ
السَّرْهَنْدِى اَلْمَعْرُوفِ بِالْاِمَامِ الرَّبَّانِى مُجَدِّدِالْاَلْفِ الثَّانِى
قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ اِلَى رُوحِ
***
قُطْبِ دَائِرَةِ الْاِرْشَادِ غَوْثِ الثَّقَلَيْنِ
عَلَى السَّادَادِ اَلسَّائِرِ فِى اللَّهِ الرَّاكِعِ السَّاجِدِ
ذِى الْجَنَاحَيْنِ ضِيَاءِ الدِّينِ
مَوْلَانَا حَضْرَةِ اَلشّيْخِ خَالِدْ
قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ اِلَى رُوحِ
***
مَنْبَعِ الْحِلْمِ وَنُورِ الظَّلَامِ اَلْهَادِى
بَيْنَ الْعَشَائِرِ وَالْاَقْوَامِ
سِرَاجِ الدِّينِ الّذِى ظَهَرَ مِنْ خَلَفِ سَيِّدِ الْاَنَامِ
مَوْلَانَا حَضْرَةِ اَلسَّيِّدِ عَبْدِاللَّهِ
قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ اِلَى رُوحِ
***
شَيْخِنَا الْغَيُورِ الَّذِى بِهِ نَتَبَاهَا الْوَقُورِ
قُطْبِ الْاِرْشَادِ وَالْمَدَارِ شِهَابِ الدِّينِ
مَوْلَانَا حَضْرَةِ اَلشّيْخِ اَلسّيِّدِ طَاهَا
قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ اِلَى رُوحِ
***
سُلطَانِ الْكُبَرَاءِ الْمُتَقَدِّمِينَ قِدْوَةِالْكُبَرَاءِ الْمُتَأَخِّرِينَ
غَوْثِ الْعَامَّةِ وَالْخَائِفِينَ قُطْبِ الْاَئِمَّةِ وَالسَّالِكِينَ
مُغِيثِ الْمُسْتَغِيثِينَ مُونِسِ الْغُرَبَاءِ وَالْعَاشِقِينِ
شَيْخِنَا الْكَامِلِ الْمُكَمِّلِ الْاُوَيْسِىِّ مَوْلَانَا
اَلسَّيِّدِ صِبْغَةِ اللَّهِ الْاَرْوَاسِى

قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ اِلَى رُوحِ
***
سُلْطَانِ الْعَارِفِينَ قُطْبِ الْاَقْطَابِ الْوَاصِلِينَ اَلْمُتَشَرِّفِ
بِالْفَنَاءِ الْمُطْلَقِ مُرَبِّى السَّالِكِيِنَ اِلَى رَبِّهِمْ
عَلَى الْوَجْهِ الْاَحَقِّ نَاصِرِالشَّرِيعَةِ الْغَرَّاءِ
قَامِعِ الْبِدْعَةِ الضَّرَّءِ مُجَدِّدِ آثَارِ السَّلَفِ وَالتَّابِعِينَ
وَمُمَهِّدِ بُنْيَانِ طَرِيقَةِ الْخَلَفِ وَالَّاحِقِينَ
اَلْمُتَصَرِّفِ عَلَى الْاِطْلَاقِ اَلَّذِى لَمْ يُرَ لَهُ نَظِيرٌ بَعْدَ التَّفَحُّصِ فِى الْآفَاقِ
قَاطِعِ النِّسْبَةِ عَنِ الْمُبْتَدِعِ الطَّاغِى مَوْلَانَا شَيخِنَا الْكَامِلِ الْمُكَمِّلِ
حَضْرَةِ اَلشَّيخِ عَبْدِ الرَّحْمانِ التَّاخِى

قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ اِلَى رُوحِ
***
شَيْخ الشَّرِيعَةِ وَشَهْبَازِ الطَّرِقَةِ وَبُرْهَانِ الْحَقِيقَةِ اَلْفَانِى
فِى اللَّهِ وَالْبَاقِى بِاللَّهِ اَلْمُعتَصِمِ بِحَبْلِ اللَّهِ
شَيْخِنَا الْكَامِلِ الْمُكَمِّلِ مَوْلَانَا حَضْرَةِ اَلشَيْخِ فَتْحِ اللَّهِ

قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ اِلَى رُوحِ
***
جَامِعِ كَمَالَاتِ الْاَوْلِيَاءِ الْاَوَّلِينَ وَمَجْمَعِ الْآدَابِ وَفُيُوضَاتِ الْآخِرِينَ
عُمْدَةِ الْاِسْلَامِ وَالْمُسْلِمِينَ عُمُودِ الْمَشَايِخِ بِاَجْمَعِهِمْ وَالسَّالِكِينَ
ضَوْءِ السَّمَاوَاتِ وَالْاَرَضِينَ سِرَاجِ الْمِلَّةِ وَالدِّ ينِ كَهْفِ الضُّعَفَاءِ
وَالْمَسَاكِينِ قُطْبِ الْاَئِمَّةِ وَالسَّالِكِينَ
سُلْطَانِ الْعَاشِقِينَ شَيْخِنَا الْكَامِلِ الْمُكَمِّلِ مَوْلَانَا حَضْرَةِ
اَلشَّيْخِ مُحَمَّدِ ضِيَاءِ الدِّينِ

قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ اِلَى رُوحِ
***
وَارِثِ مَقَامَاتِ الْاَوْلِيَاءِ وَالْعَارِفِينَ اِمَامِ الْمُؤْمِنِينَ
عُمْدَةِ الْعَابِدِينَ وَالسَّالِكِينَ مُظْهِرِالشَّرِيعَةِ الْغَرَّاءِ
مُحْيِ الطَّرِيقَةِ النَقْشِبَنْدِيَّةِ الْبَيْضَاءِ اَلْمُتَسَلِّخِ عَنِ الْحِجَابِ الْاِنْسِىِّ
اَلْخَازِنِ لِلسِّرِّالْمَعْنَوِىِّ مَوْلَانَا شَيْخِنَا الْكَامِلِ الْمُكَمِّلِ
حَضْرَةِ اَلشَّيْخِ اَحْمَدَ الْخَزْنَوِى
قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ اِلَى رُوحِ
***
سُلْطَانِ الْجَازِبِينَ نُورِ هِدَايَةِ الْوَاصِلِينَ قُطْبِ فَردِ لِلْعَالَمِينَ
نَاشِرِالْمَسْلَكِ الْاَحْمَدِيَّةِ فَرْعِ الشَّجَرَةِ الْمُحَمَّدِيَّةِ پِيرِالطَّرِقَةِ النَّقْشِبَنْدِيَّةِ
صَحِبِ السَّجِيّةِ الْمَحْمُودِيّةِ اَلسَّاقِى مِنْ حِياَضِ الْبَهَائِيَّةِ
نَاصِبِ الْاَعْلَامِ الدِّينِيَّةِ مُحْىِ آثَارِ كُبَّارِ السَّلَفِ وَاتَّابِعِينَ
مَطْلَعِ الْهِمَمِ بِالْيَقِينِ مَنْهَجِ السَّعَادَةِ لِلْمُصَدِّقِينَ شَيْخِنَا الْكَامِلِ
الْمُكَمِّلِ الْبِلْوَانِسِى مَوْلَانَا حَضْرَةِ اَلشّيْخِ اَلسَّيِّدِ عبْدِ الْحَكِيمِ الْحُسَيْنِى
قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ اِلَى رُوحِ
*

سُلْطَانِ مُسْلِمِنَ وَالْمُسْتَجِرِينَ وَتَاجِ الْمَنْصُورِينَ وَمُحِبِّ الْمَحْبُوبِينَ
وَمُشَارِالْمُسْتَشِرِينَ وَاِرْشَادِ الْمُرْشِدِينَ وَسِرِّالصَّادِقِينَ بِهِدَايَةِ
رَبِّ الْعَالَمِينَ اَلْفَاتِحِ كُنُزَ الْعِلْمِ وَالدِّينِ اَلْمُسْتَقِرِّ بِاشَّرِيعَةِ الْغَرَّاءِ مُحْيِى
اَلطَّرِيقَةِ النَّقْشِبَنْدِيَّةِ الْبَيْضَاءِ شَيْخِنَا الْكَامِلِ الْمُكَمِّلِ الْبِلْوَانِسِى
مَوْلَانَا حَضْرَةِ اَلشّيْخِ اَلسَّيِّدِ مُحَمَّدِ رَاشِدِ الْحُسَيْنِى

قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ اِلَى رُوحِ
***

                 مَجْمَعِ آمَالِ الْمُسْلِمِينَ قُطبِ الْفَائِزِينَ ثِقَةِ الْمُتَّقِينَ وَسِيلَةِ           
         الْمُتَوَكِّلِينَ صَاحِبِ السَّخَاوَةِ وَالْكَرَامَةِ
 لِلْعَالَمِيِنَ كَثِيرِ الْمَحَبَّةِ لِلْمُتَوَاضِعِينَ

       صَاحِبِ الشَّريِعَةِ وَالطَّرِيقَةِ النَّقْشِبَنْدِيَّةِ
شَيْخِنَا الْكَامِلِ الْمُكَمِّلِ الْاُوَيْسِىِّ بِلْوَانِسِىى
       خَضْرَةِ اَلشَّيْخِ اَلسَّيِدِ عَبْدِ الْبَاقِى اَلْحُسَيْنِى
     قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ وَاِلَى رُوحِ
***     

          سُلْطَانِ الْعَاشِقِينَ قُطْبِ الْأَقْطَابِ
          اَلْوَاصِلِينَ الْمُتَمَسِّكِ بِشَريعَةِ
            سَيِّدِ الْمُرْسَلِينَ كَثِيرِ الْمَحَبَّةِ لِصَّادِقِينَ

           مَلْجَأِ الْعُلَمَاءِ وَالْعَارِفِينَ جَازِبِ الْقُلُوبِ
الْمُسلِميِنَ مُحْيِ السُّنَّةِ نَبَوِيَّةِ مُجَدِّدِ الْآداَبِ 
     
                             وَالطَّرِيقَةِ النَّقْشِبَنْدِيَّةِ الْعَالِيَّةِ                     
          اَلْمَنْصُورِ مِنْ شَمْسِ الْمَدِينَةِ الْمُنَوَّرَةِ 
                مَوْلَاىَ وَشَيْخىِ وَسَيِّدِى وَ سَنَدِى          
                  وَمَنْ بِهِ تَمَسُّكِى وَعَلَيْهِ اِعْتِمَادِى           
            وَبِهِ اِفْتِخَارِى وَ مِنْهُ اِسْتِمْدَادِى   
                وَقُرَّةِ عَيْنِى شَيْخِنَا الْكَامِلِ الْمُكَمِّلِ بِلْوَانِسِى         
         مَوْلَانَا خَضْرَتِ اَلشَّيْخِ سَيِّيدِ مُحَمَّدٌ صَاقِى اَلْحُسَيْنِى 

       قَدَّسَ اللَّهُ سِرَّهُ وَاِلَى رُوحِ
 ***          

           كُلٍّ مِنَ السَّادَاتِ وَالْخُلَفَاءِ  
          وَالْمُرِيدِينَ وَالْمُحِبِّينَ وَالْمَحْبُوبِينَ    
          وَالمَنْسُوبِينَ وَالْمُنْتَسِبِينَ اِلَى هَاذِهِ
             الطَّرِيقَةِ الْعَالِيَّةِ وَسَائِرِالطُّرُقِ 
            اَللَّهُمَّ اجْعَلْ مِثْلَ ثَوَابِهَا مَكْتُوبًا 
           فِى صَحِيفَةِ اَعْمَالِ كُلٍّ وَارْفَعْبِهَا 
        دَرَجَاتِ كُلٍّ وَاَعْلِ بِهَا فِى اَعْلَى عِلِّيِّينَ
            مَنْزِلَةَ كُلٍّ وَزِدْنَا بِهَا مَحَبَّةً عِنْدَ
       جَنَابِ كُلٍّ وَاَفِضْ عَلَيْنَا مِنْ بَرَكَاتِ كُلٍّ 
      ***
            وَاَتِمْ لَنَا سُلُوكَ هَاذِهِ الطَّرِيقَةِ 
          الْعَالِيَّةِ وَوَفِّقْنَا لِمَرْضَاتِ شَيْخِنَا 
         وَامْتِثَالِ اَوَامِرِهِ وَاجْتِنَابِ مَنَاهِيهِ  
        اَللَّهُمَّ ارْزُقْنَا الْبَقَاءَ بِكَ بَعْدَ الْفَنَاءِ 
      فِيكَ عَلَى قَدَمِ سَادَاتِنَا السَّالِكِينَ فِيهَا 
          اَللَّهُمَّ اغْفِرْلَنَا خَطَايَانَا وَاَجْلِبْنَا 
        اِلَى مَحَبّتِكَ بِمَحَبَّةِ اَوْلِيَائِكَ وَارْزُقْنَا 
         التَّوْفِيقَ وَالْاِسْتِقَامَةَ عَلَى دِينِكَ 
      وَطَاعَتِكَ بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ 
آميِن وَالْحَمدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

NOT: İKİNDİ ÜZERİ HATME YAPILDIĞINDA NEBE(AMME SURESİ) OKUNUR. YATSI SONRASINDA HATME YAPILIRSA MÜLK(TEBAREKE SURESİ) OKUNUR. BUNLARI EZBERE BİLMEYENLER İSE İNŞİRAH SURESİ OKUR.

Loading

7.740 - 1
DİKKAT: Hakaret, küfür, tehdit içeren mesajlarla ilgili gerekli yasal işlemler yapılır. Tüm gönderilerde IP adresleri ve gönderim tarihi sistem tarafından kaydedilmektedir. Soru veya mesaj göndermeden önce nezaket kurallarına dikkat ediniz.

Aşağıdaki formu doldururken isim kısmında takma ad veya rumuz kullanabilirsiniz. İnternet sitesi kısmını boş bırakınız. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir. Eposta adresiniz yayımlanmaz.

Omer için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


“Tarikat Nedir ?” üzerine 25 yorum.

  1. Hocam Cemaleddin isimli kişi de aynı şeyi sormuş yüzük teklif ediliyor nedir anlamadım diye cevaplarken atlanmış ben de aynı şeyi anlayamıyorum. Mürşidin verdiği yüzük nedir bi tane de değil bi çok yüzük

  2. Esselamu aleykum hocam aslında konuşmak istediğim çok şey var.şimdi nerden başlamam gerek bilemiyorum ama Allah cc umuyorum ki siz bana bir yol göstereceksiniz. Hocam 17 18 yıldır bir mürşide bağlıyım hala mürşidimle konuşamıyorum çekiniyorum bulunduğum durumu hali anlatamıyorum. Verdiği zikirleri bir türlü doğru dürüst çekemiyorum.cok zorlaniyorum bazen Allah û teâlâ lutuflarda bulunuyor ve hayal dahi edemediğim kolay kolay bir müslümana nasip olmayan şeyler karşıma çıkıyor ben bile hayret ediyorum ve belli bir süre sonra bana yüzük teklif ediliyor kabul ettiğim an bir tokat yiyorum ve düşüyorum.bu yüzük
    nedir bir türlü çözemedim. Bazende ibadet ederken bir duvara çarpmış gibi oluyorum ve düşüyorum. Bunları yaşarken mürşidimi yanimda bulamıyorum. Kendi kendime yol almaya çalıştığımı yalnız olduğumu yol gösteren birinin olmadığını hissediyorum. Şuan çok geç kaldığımı aynı derece istek ve şevkim kalmadı. Hocam yükselip düşmekten ve düştükten sonraki halimi anlatamam çok acı çekiyor deli divane gibi oluyorum günahlara batıyorum . Bir yanım Allah a şiddetli bir arzu duyarken bir yanım günahlar için çırpınıyor. Ne yapmam lazım nereye başvurmam lazım ne yapmam lazım bilmiyorum. Ortada kalmış çaresiz bir şekilde bir günaha dalıyor daldıkça daha derine gidiyorum. Hocam bana yol göstermemizi istiyorum. Ne yapmalıyım? Mürşidim neden bana müdahale etmiyor? Neden birşey söylemiyor? Ve şimdi nerden başlamalı kime başvurmalı? Yada manevî olarak bana rehber olacak olanı girmem için bir esma var mi? Hocam sizinle iletişim kurma imkanım var mi? Şuan bunlar .umarım sizinle iletişim kurma imkanım olursa daha fazla konuşuruz. Hakkınızı helal edeniz .Hocam sizden acilen cevap bekliyorum. Zordayım
    insan şeyhini kesin o zat olduğunu nasıl bilecek? Bunun için bir esma var mi? Yada başka bir yol? Manevi bir işaret?

    1. Mürşidinle konuşamıyorsan derdini anlatamıyorsan ya da mürşid denile kimse sana yardımcı olmuyorsa ne diye mürşide bağlandın?
      Zikirleri aksatıyorsan o senin sorunundur. Nefse ve şeytana uyarsan ibadet yapmakta zorlanırsın..
      Kendi kendine yol aldığını sanıyorsan mürşidine bağlı değilsin veya kopuk yaşıyorsun.
      İstek ve şevkinin kalmaması nefse ve şeytana uyduğun içindir.
      Mürşid iradesini kullanmayana bir şey yapamaz. Mürşid sadece yol göstericidir. Onu da bizzat sohbetinde bulunmalısın ya da yazılarından yararlanmakla yapabilirsin veya nazarına girmelisin.
      Mürşidi sen seçeceksin esma okumakla mürşid seçilmez. Ancak Allaha dua edersin duanı kabul ederse sana kamil bir mürşid nasib eder.

  3. Geri bildirim: Tarikat » 08 Olay | En Güncel Artvin Haberleri Artvin İçin Görüyoruz, Artvin İçin Yazıyoruz

  4. Hocam cevaplariniz icinAllah razi olsun ama yine bir sorum var derslerin haricinde virt hatme rabita suan vaktim cok oldugu icin sukur gecmiste kilmadim namazlarida kaza ediyorum birdeelimde bulunan kitaplardan delalulhayrat okuyorum yine imkan nispetinde farkli salavatkitaplsrindan da okuyorum ayriten sazeli kadiririfai gibi tariklerin uzun dualari var mesela sazeli hz deniz duasi mesela evradi fethiyle muhiddin arabi hz. Devril ala gibi cok sayida uzun dualar tertiplemisler bunlari da ara sira okuyorum mesela naksibendi hz evradi bahaiyye duasi bu dularin turkce tercimeleri cok guzel yani ben kendi adima sahsen gonlumden aklimdan o sekilde dua edemem bunlari okumak ta sıkinti var mi bunlari surekli burdan soruyorum cunku bilgi alabicem biri yok simdi bazen acaba vird hstme rabita kendi yolunun dersleri sana yetmedi mi diye vesvese yapiyorum ee okumasam vaktim bol yapabilcem en hayirli sey kaza namazi kilmak dua etmek kuran okumak diyorum tabi o ilahi dinlemede oldugu gibi bunda da kendi yolumu mursidimi begenmeme kiyasla gibi seylerim yokAllaha sukur ben ne tur ilahi dinlesem bile aklima mursidim geliyo peygamber geliyor Allah aski korkusu geliyor hatta normak boyle slow diyolar ask sarkisi hatta pos sarki bile bunlari dinlemem ama ister istemez insan duyuyor hosuma gidenlerde bile yine mursidimle baglanti kuruyorum sanki o popsarki guzel bir menzil ilahisi gibi geliyor acaba muzik ilahide olsa komple bu seylerden kendimi kurtarmam mi gerek Allah razi olsun

    1. Rabıta ve virdinden bakasını yapmamalısın. Sen öğrencisin. Derslerini ihmal etme. Dünya da lazım. Dünya olmadan ahireti nasıl kazanacaksın?
      Arada sırada Kuran oku. Hafta sonlarında hatemeye gidebilirsin.
      Musiki kalbi karartır.

  5. Selamun aleykum hocam kafama takilan bir soruvar da ben Gavsi Sani Hz bagliyim Nakşiyim. Belki yanlis cümle kurdum bağlanmaya çalisiyorum diyelim derslerimiz var devam ediyoruz cok şükür. hocam ben kadiri rufai gibi tariklerin zikirleri ilahileri cok hosuma gidiyor bazen internette izliyorum dinliyorum tabi aşkım Gavsa ama yani bunlara bakmak dinlemek te bir sorun var mı?
    Bildime gore naksi biri bu zikirlere katilamaz aciktan zikir yapamaz bazi sohbetlerde bunu duydum nerden nisbet aliyosan o yola sadakat onemli dogru bana ters gelmiyor peki dinlemek izlemek de bir sıkıntı var mi bunlari izlerken kendi yolumu begenmeme gibi bir halim yok cevaplarsaniz sevinirim. Allah cümlemizden razi olsun inşaallah

    1. Aleykümselam sofi. Kendi mürşine ve yoluna odaklanmazsan nisbetin kesilir ortada kalırsın. Bu zaman da o söz konusu tariklerin ehli pek kalmadı. Sadece sesten dolayı oraya yönelirsen ehil olmayan insanların arasına katılır sonra da itikadın bozulur ebedi hüsrana uğrarsın. Onlar geçici bir hevestir. Virdlerini hatmelerini yapmaya çalış bir süre sonra o tür hevesin geçici olduğunu anlarsın. Şahı Nakşi bendi hazretleri, “Benim yolum tariklerin en kestirmesidir en kısa yoldan sofiyi menzile ulaştırma yoludur” buyurmuştur. Çünkü o mübarek yolda nefse değil sünnete ittiba edilir. O sesli zikir yapanların bir çoğu ehli bidattir. Bidat ise dalalete götürür. Vesselam.

  6. Selamun aleykum.ibn mesud ra.rivayetinde kişi doğmadan ömrü, rizki,saidmi sakimi olacagi takdir ediliyor.bu kişi mumin olarak yasasada son zamanda,yazgısı sebebiyle ayağı kayıyor.diğer kişi günahkâr bir hayat yasayip son zamanda takdiri ilahi ile kurtuluşa eriyor.birde hiçkimse ibadeti sebebiyle cennete girmeycek hadisi şerifi var.biraz aciklayabilirmisiniz.

    1. Aleykümselam Ömer.
      SORU: Hadisi şerif de, “Kişi doğmadan ömrü, rizki, said mi şaki mi olacaği takdir ediliyor. Bu kişi mumin olarak yaşasa da son zamanda, yazgısı sebebiyle ayağı kayıyor. Diğer kişi günahkâr bir hayat yaşayip son zamanda takdiri ilahi ile kurtuluşa eriyor.” buyuruluyor. Birde,
      “Hiç kimse ibadeti sebebiyle cennete giremeyecek” hadisi şerifi var. Biraz aciklayabilirmisiniz.?
      CEVAP: Allahu teala ezeli ilmiyle kulların iradeleri ile ileride küfrü veya imanı seçeceklerini bildiği için levhi mahfuza onun said veya şaki(kafir) olacağını kudret kalemine emrederek yazdırmıştır. Onunla birlikte rızkını ve diğer şeyleri belirlemiştir. Yazdırdığı için değil.
      Kullar ibadetleri ile cenneti kazanamaz ama ibadetler cenneti kazanmaya vesiledir.

  7. Allah razı olsun.dua ediniz inşallah.
    Hocam sofilerın çoğu umidlerini seyh hz.’ne bağlamışlar bu durum uygun mu. bakara 165 ten 170.ayetlerini aciklarmisiniz.

    1. 165 – İnsanlardan kimi de Allah’tan başka şeyleri O’na eş tutuyorlar da onları, Allah’ı sever gibi seviyorlar. Oysa iman edenlerin Allah sevgisi daha kuvvetlidir. O zulmedenler, azabı görecekleri zaman bütün kuvvetin Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın azabının gerçekten çok şiddetli bulunduğunu keşke anlasalardı.
      AÇIKLAMA:
      Bir şeyi Allah eş tutmak ve Allahı sever gibi sevmek, o kimsede ilahi sıfatların olduğuna itikat etmektir ve ondan dolayı o acizi Allah gibi sevmek olur ki bu şirktir. Gerçek müminlerin Allah sevgisi müşriklerin Allaha olan sevgi ve bağlılığından daha kuvvetli olduğu beyan edilmektedir. Kıyamet günü müşrikler taptıklarının hiç bir gücü olmadığını yakin olarak bilecek ve görecekler ama işe yaramayacaktır.

      166 – O zaman kendilerine uyulan kimseler, azabı görerek kendilerine uyanlardan kaçıp uzaklaşmışlar ve aralarındaki bütün bağlar parça parça kopmuştur.
      İZAHAT: Burada zaten her şey açıktır.

      167 – Onlara uyanlar da şöyle demektedirler: “Ah, bizim için dünyaya bir dönüş olsaydı da onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık!” İşte böylece Allah onlara bütün amellerini, üzerlerine yığılmış hasretler (pişmanlık ve üzüntüler) halinde gösterecektir. Onlar bu ateşten çıkacak değillerdir.
      İZAHAT:
      Firavunlara tabi olanlar veya kendine müritlerini taptıran sahte şeyhlere tapanlar kıyamet günü gereçeği anlayacaklar ama oradaki pişmanlık işe yaramayacaktır.

      168 – Ey insanlar! Bütün yeryüzündeki nimetlerimden helal olmak, temiz olmak şartıyla yiyin. Fakat şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o size belli bir düşmandır.
      İZAHAT:
      Bu ayette de gayet açıktır.
      169 – O size hep çirkin ve murdar işleri emreder, Allah’a karşı bilmediğiniz şeyler söylemenizi ister.
      Bu ayette o denilen kimse şeytandır. O insana asla güzel şeyleri emretmez. Allah hakkında suizan yaptırmaya çalışır.
      170 – Onlara: “Allah’ın indirdiğine uyun.” dendiği vakit de: “Yok, atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız.” dediler. Ya ataları bir şeye akıl erdiremez ve doğruyu seçemez idiyseler de mi onlara uyacaklar?
      Burada hitap müşriklere ve ehli kitabadır.

    1. Ehli sünnet itikadını ve el-fazı küfür meselelerini öğrenip Kuran ve Sünnete göre amel eder, her sabah ve akşam ayetel kürsi, ihlas, felak ve nas surelerini 7’şer kez okursanız Allah sizi onlardan korur.

  8. Istihareyle seyh bulunur mu.görülen rüya sahihmidir.
    Gavs nedir.osmanli da seyhul islam Uc ler yediler inancıyla ilgili fetva vermiş.böyle birşeyin olmadığı yönünde.tüm tasavvuf erkanı kainatin yonetiminden sorumlu evliyalarin üçler beşler yediler ucyuzler.gibi bir inancı var.bu konuda aydinlatabilirmisiniz.

    1. Önce istişare sonra istihare lazım.
      İstişare, o şeyh ehli sünnet mi, mürşitlik seceresi Peygamberimize uzanıyor mu? Peygamber ahlakı ile ahlaklanmış mı? Bunları bilmeden görülen rüyaya itibar edilmez.
      Kainatın yönetimi Allaha aittir. Gavs Allahın veli kuludur. O da Allaha muhtaç ve aciz bir kuldur. Onlar hidayete vesiledir Hidayet Allahtandır.
      Üçler beşler yediler Allahın veli kullarıdır.

  9. Kainatı sadatmi yönetiyor.sadatin himmeti okyanus gibimidir.bunun delili varmı.Kainati allahcc yönetiyor biliriz.murside teslim olmak hayri ondan beklemek.isteyeceğini ondan istemek.uygunmudur.

    1. Kâinatı saadat mı yönetiyor diye sormuşsunuz. Haşa ve kella. Böyle inanmak şirktir. Allahu Teala “ve lâ yeûdühû hıfzuhümâ ve huve’l-aliyyü’l-azîm” buyurmuştur. Yani; “O Allah ki O’na gökleri ve yeri ayakta tutmak bir zorluk da vermez. O ki, çok yücedir çok büyüktür.”
      Kendini taşımaktan aciz bir insan mürşid de olsa yerlerin ve göklerin yükünü kaldırabilir mi? Bu ne mümkün?. Öyle dengesiz sözleri tasavvuftan bihaber cahiller söyler. Ancak Rabbül âlemîn katında gerçek mürşid-i kamil kullar değerlidir.
      Mürşide teslim olmak Kuran ve sünnet ölçüsü içindedir. Kuran ve sünnetin dışına çıkan mürşide teslim olmak şeytana teslim olmaktır. Hayır ve şerrin halikı Allahtır. Mürşid öğretmendir, Hakk’ın rızasına ulaşmada vesiledir.

  10. Benim şeyhim hastalığıma şifa verdi, benim gavsim yeryüzündeki rızıkların dağıtıcısıdır, şeyhimiz kendisine bağlananlara ahirette kesin şefaat edecektir, ALLAH ın karşısına dikilecek bunlar benim müridim şefaat ettim diyecek desem müşrik olur muyum? Ayrıca, başım sıkışınca vefat eden şeyhimin kabrine gidiyorum medet şeyhim diyorum ve bana yardım ediyor desem her gün 40 defa söylediğim İYYAKENESTAİN sözüne aykırı hareket etmiş olur muyum?

    1. 1) Şifa Allahtandır ilaçlar, doktorlar müminlerin ve şeyhlerin duaları sebeptir. “Benim şeyhim hastalığıma şifa verdi” demek ise şirktir. Doğrusu: “Allah şeyhimin duası vesilesi ile hastalığıma şifa verdi ” demek lazımdır.
      2) “Gavsım rızkımızı verendir” demek şirktir. “Çalışıp çabalamamız, gavsların evliyaların duaları, iyilerin iyilikleri rızkımıza sebeptir” demek lazım.
      3) “Şeyhimiz kendisine bağlanana ahirette kesin şefaat edecektir” sözü şirktir. Doğrusu “Şeyhim, sıratı müstekim yolundadır sen de kuran ve sünnet yoluna göre iman eder amel edersen Rabbim de orada şeyhime şefaat etme yetkisi verirse inşaallah şeyhim sana da şefaat eder” demek gerektir.
      4) “Kıyamet günü şeyhim Allahın karşısına dikilecek” demek küfürdür. Çünkü Allahı insanlara benzetip O’na mekan isnat edilmiş olunur. Doğrusu, “Şeyhim Kıyamet günü Allahın huzuruna çıktığında kendisi ve talabeleri için Allahın affını taleb edeceğini umarım” demektir.
      5) “Başım sıkışınca vefat eden şeyhimin kabrine gidiyorum medet şeyhim diyorum ve bana yardım ediyor” desem her gün 40 defa söylediğim İYYAKENESTAİN sözüne aykırı hareket etmiş olur muyum?
      Evet, aykırı inanmış ve hareket etmiş olursun. İsteme şekliniz yanlıştır. Başın sıkıştığında Alahtan isteyeceksin. Lakin enbiya ve evliyayı vesile etmek caizdir. Yani; “Ya Rabbena dualarımı Peygamberler ve evliyalar hürmetine kabul et ” demek caizdir. Zira Hz. Adem de benzer şekilde dua etmiştir. Kaynak: (Hadis-i Taberani)

    1. Şafilerde imamın arkasında Fatiha okumak gerekir ama Hanefilerde okunmaz.

Omer için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et