Vahdeti Vücut ve Vahdeti Şuhut

Elhamdulillâhi Rabbil âlemin Vessalâtü vesselâmü alâ Rasûlinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve eshâbihi ecmeîn.
Bismillâhirrâhmânirrahîm
Her hayrın ve şerrin yegane yaratıcısı kendisinden başka İlah olmayan Allahu Tealadır. O’nun eşi ve benzeri ve dengi yoktur. Herkese kuvvet ve hayat veren O’dur.  

Soru: Tasavvufta Vahded-i Vucutculuk ve Vahded-i Şuhud ne demektir?

Cevap: Vahded-i Vucud kelimesinin manası; “Varlığın Birliği” ifadesiyle tanımlanır. Vahdeti Vücutcular iki kısma ayrılırlar. Bunların birinci kısmı Hal ehli kimseler olup bulundukları halden dolayı ma’zur sayılan kimselerdir. İkinci kısımda olan kimselere gelince bunlar sırf taklitçiler olup,  küfürlerinden korkulur.

Gerçek Vahdeti Vücutçular; her türlü haramlardan ve şüphelilerden sakınan kimseler olup farz, vacip ve sünnetleri yaşayarak  zikir, rabıta ve sohbetler ile kalblerini saf ayna haline getiren,  gönül gözleri açık ve kalbleri İlahi nurlarla dolmuş kimselerdir. Güneşin ışığı dünyayı kaplayınca yıldızların gözden kaybolması gibi, bu kimselerinde kalbleri ilahi nurlarla dolunca her eşyada tecelli eden(beliren) İlahi nurlardan başka bir şey göremez olurlar.  Bu durumda olan veliler o İlahi nurların üstün zevklerinden sarhoş olunca, “Hem ost” derler. Yani” Her şey O’dur” derler.  Ama bunlar, Allahu Teala lutfederse sekrden sahva(ilahi sarhoşluktan ayıklığa) geçtiklerinde bu sözlerine tövbe ederler. Muhyiddin-i Arabi hazretleri bu velilerdendir.
Tasavvuf büyükleri, “Sahv Hali” denilen ayıklık halıne geçdiklerinde ise ” Hem ez ost ” derler. Yani, “Herşey O’dandır“Her şey Allah’tandır” O’nun yaratması ile kainat oluşmaktadır. O bu mahluklardan münezzehtir”derler. Buna da “Vahdeti şuhut” denilir ki   İmam-ı Rabbani hazretleri de bu velilerin önde gelenlerindendir. Vahdet-i Şuhut hali: Kalb İlahi nurları her eşyada temaşa etmeye başladığında kalbin, her tecelliyi  Allahu Teala’dan bilmesi durumuna denir. Yani:  “Görülen , işitilen ve hissedilen her şey Allahu Teala’dandır.” anlamına gelen “Hem ez ost” inancına sahib bulunan velilerin bu ahvallerine Vahdet-i Şuhut denir.

Sekre girmeden”Herşey O’dur diyen Vahdet-i Vücütcular ma’zur değillerdir. Bu kimselere; “Panteist” yani; “Vücutçular” da denilmektedir ki, bu kimseler o tür yanlış  inançlarına tövbe etmezlerse, bunların imansız ölmelerinden korkulur.  Bu kimseler tecellilere  “O’dur”  demekle,  Allah’ın mahluklarını,  alemlerin Rabbi Allah (c.c.) olarak  addetmiş bulunuyorlar… Bu kimselere göre; en aşağı mahluktan al da,  en ulvi mahluka kadar hepsine: ” O’ndandır” demeleri yerine, “Her şey O’dur, her görülen O’dur” diye itikat ettikleri için, inandıkları halde imansız olmaktalar..  Allahu Teala Kur’an’da buyurduki: “Ve lem yekun lehû kufuven eHad.”  Mealen: “ Hiçbir mahluk O’na denk, olamadı.” (İhlas Suresi, Ayet:4)

Loading

3.644 - 1
DİKKAT: Hakaret, küfür, tehdit içeren mesajlarla ilgili gerekli yasal işlemler yapılır. Tüm gönderilerde IP adresleri ve gönderim tarihi sistem tarafından kaydedilmektedir. Soru veya mesaj göndermeden önce nezaket kurallarına dikkat ediniz.

Aşağıdaki formu doldururken isim kısmında takma ad veya rumuz kullanabilirsiniz. İnternet sitesi kısmını boş bırakınız. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir. Eposta adresiniz yayımlanmaz.

İsmet için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


“Vahdeti Vücut ve Vahdeti Şuhut” üzerine 6 yorum.

    1. Yunus “Ete deriye büründüm, Yunus olarak göründüm” demiştir. Anlayana o yazdıklarımız bile çoktur Abcd efendi. Anlamayana 7 ciltlik Mesnevi’yi yazsan ne çıkar?

  1. Sertan Çelik’e atfen:
    “Vahdet-i Vücud” Hem O’dur, Hem O’ndandır”
    Bu ifade size göre doğru ancak, bize göre eğer sekrden kaynaklanmıyorsa çok sapkın bir itikattır.
    Biz, “Her şey O’dur” diyen Vahdet-i Vücud inancının doğruluğuna değil, “Her şey O’ndandır” diyen ikinci binin müceddidi İmamı Rabbani hazretlerinin Vahdet-i Şuhûd açıklamasının daha doğru ve isabetli olduğuna itikat etmekteyiz. Muhiddin-i Arabi hazretlerinin “hem-ost”, yani; (Her şey O’dur) ifedesinin ise, bir sekr hali olduğu için küfre düşmediğine inamaktayız. Sizin ise, “hem odur, hem ondandır” demeniz, aslında “Her O’dur” demektir. Bu sözünüz sekrden mütevellit değilse, bu ifadenizle sizin ve sizi taklid edenlerin itikadi durumu küfürdür.
    Alem İlahi isimlerin zılleridir kendisi değildir. Hiç, bir şeyin gölgesi ile kendisi bir olabilir mi..?
    Ayrıca şunu da iyi biliniz ki, Vahdet-i Vücûd ve Vahdet-i Şühûd konularını kimin bildirmeye ehil olduğunu da siz belirleyemezsiniz. Bu mevzuu bu zaman da, hiç bir kimsenin tekelinde değildir.

  2. Samimiyetsizlerin yazılarını dergimizin prensipleri gereği yayınlamıyoruz. Samimi Bey..! Sizin yazılarınızın da ne kadar samimi olduğu yazdığınız yazılardan bariz gözükmektedir.. Bilgilerinize rica ederiz.

  3. Esselamün aleyküm hocam. Vahdeti Vücut konusunu en doğru bir tarzda açıklamış bulunmanızdan dolayı size müteşekkirim. Kimileri Bu inancı tasdik edenleri toptan kafir saymakla, tasavvuf konusunda ne büyük bir cehalet içinde olduklarını ortaya koymaktalar. Kimileride bu inancı ulaşılması lazım gelen en üst mertebe sanarak, onları körü körüne taklit ederek küfre giriyorlar. Allah kaleminize güç versin. Selamün aleyküm.

    1. Aleyküm selam sayın İsmet Bey. Yüksek anlayışlarınız hasebiyle memnuniyetlerimizi arzederiz.

İsmet için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et