İslam Dinini Kimden Öğrenmeliyiz ?

kabe* DİNİMİZİ ÖĞRENMEK İÇİN EVVLA MUTEBER BİR İSLAM İLMİHALLERİNDEN BİRİLERİNİ OKUMALIYIZ.
* Ayet ve hadisi şeriflerin anlamlarını ehli sünnet alimlerinin kitaplarını okuyarak anlamaya çalışmalıyız; Kur’an’da belirtilen sırat-ı müstekîm olan ehli sünneti yolunu ortadan kaldırmaya çalışan selefiyeci mezhepsizler ve  din de reform yapmaya çalışan din hırsızlarının Kur’an meallerinden değil.

Bugün yarım yamalak Arapça öğrenen veya bir kaç kitap okuyan,  ( Arapça’yı anadili gibi bilip konuşmak dini mevzularda hüküm vermek için yeterlilik değildir) herhangi bir ilahiyatçı, (ilahiyatçı profesör olmak, dinde  müctehit olmak için yeterli değildir) kendinde bir varlık hissederek millete kendince din iman öğretmeye kalkıyor. Birileri ortaya atılıyor: “Ey Müslümanlar! Şimdiye dek sizin din olarak bildikleriniz yanlış şeylerdir, doğru olarak dininizi öğrenmek istiyorsanız mutlaka bir Kur’an meali okumalısınız.” diyerek kişinin itikatda kollarını bacaklarını budayarak, nasıl ibadet yapacağını bilmeyen bir zavallı konumuna getiriveriyor…
Allah, Kur’an’da : ” namazı dosdoğru kıl diye emrediyor”  ama bunun nasıl kılınacağını açık olarak belirtmiyor. Allah, bunu Peygamber(s.a.v.) efendimizin tatbikinden öğrenilmesini istediği içindir ki:”Rasulüme itaat edin “ diye ayetle belirtmiştir..  Sadece Kur’an meali ile amel etmeye kalkan kimse, birbirini tutmayan  meallerden namazın nasıl kılınacağını nasıl öğrenebilsin?  Cenaze defnini nasıl yapsın,  gusül abdestini nasıl alabilsin?.
Allah’a ve Rasulüne itaat edin. diye Kur’an’da beyan edilmektedir. Bundan, Peygamber efendimizin Kur’an’da açıklanmayan emir ve yasaklar hususunu  açıklamakla  görevli olduğunu anlamalıyız. Çünkü o Rasulün,  kendiliğinden hiç bir şey söylemediğini Kur’an belirtmektedir.

Biri çıkıyor:” Teravih namazını peygamber  kılmadı.” diyor. Peygamber efendimiz teravih namazını kılmadı  ise, ondan sonra gelen dört halife ve diğer eshab  niçin  teravih namazı kıldılar ve kıldırdılar?  Onlar Rasulullah’a (haşa) muhalefet mi ettiler? “Evet ettiler” deniliyorsa, o vakit Allah’ın kitabı Kur’an’dan bu kimselerin şüpheleri vardır. Çünki o takdirde Rasulullahın eshabına güvensizlik ortaya çıkar. O’nun eshabına güvenmeyen,  Rasulullahtan  Eshab-ı Kiram(Allah Onlardan razı olsun) aracılığı ile bize  nakil yolu ile ulaşan Kur’an’dan da şübhe ettiği anlamı karşımıza çıkar.  Bu tür kimseler dumanlı havada kurtların koyunları kapması gibi önce zihinleri bulandırıp, Müslümanların güvenlerini sarsıyorlar, sonra da dinden imandan soğutarak müminleri dinsiz imansız bırakmayı hedefliyorlar.

 Hz.Ali’ye “Peygamberdir” diyen, İslamdan ayrılmış bir cemaat olan Rafiziler,  Teravih namazı: ” Ömerin sünnetidir” diyorlar. Bugün bunun gibi müekked sünnetleri yok sayanlar, kimlerin tasdikçisi olduklarını buradan anlamalıdır. Yoksa bugün kurt,  kuzu postuna mı büründü?

 Kim  İslamı doğru olarak öğrenmek istiyorsa,  Ehl-i Sünnet Yolundan ayrılmasın.
Kur’an-ı Kerim’den hüküm çıkarmak içtihad derecesine ulaşmış alimlere mahsustur. Nasıl ki bugün bir hukuk kitabındaki yasa maddelerini hukukçu olmayanlar tam olarak anlayamıyorsa, Kur’an Allah kelamıdır, Ondan hüküm çıkarmak da ehil olmayan kimselerin haddi değidir. Kur’an ve Sünnetlerden hüküm çıkarmış değerli müçtehid alimlerimizin içtihadlarına dayanan Ehl-i Sünnet Alimlerinin yazdığı ilmihalleri okuyarak,  en doğru dini bilgiye ulaşarak bu din hırsızlarının tuzaklarından kendimiz ve neslimizi korumalıyız. Aksi halde her iki dünyada da Allah katından gelecek olan büyük belalara maruz kalmaktan asla kurtulamayız..

Ehl-i Sünnetin kaynaklarında; teravih namazını Allahın Rasulu(s.a.v.) iki defa eshab ile, 20 rekat olarak kılmış,  daha sonra ise:” Sizin toplandığınızı bildim fakat üzerinize farz olmasından çekindim. diye beyan etmişlerdir. Hazreti Ömer’in(r.a.) halifeliği zamanında 20 rekat olarak kılınmaya başlanmıştır. Mezheb imamlarımız şu hadis-i şerife göre amel etmşlerdir:
-” Benim sünnetime ve Benden sonra Hulefa-i Râşidîn’in sünnetine sarılınız.”
Müçtehid İmamlarımız teravih namazının  cemaatle kılınmasını,  müekked sünnetlerden olduğu içtihatında bulunmuşlardır.  Allah Onların çalşmalarına bol ecirler ihsan etsin.


 

Loading

1.467 - 1
DİKKAT: Hakaret, küfür, tehdit içeren mesajlarla ilgili gerekli yasal işlemler yapılır. Tüm gönderilerde IP adresleri ve gönderim tarihi sistem tarafından kaydedilmektedir. Soru veya mesaj göndermeden önce nezaket kurallarına dikkat ediniz.

Aşağıdaki formu doldururken isim kısmında takma ad veya rumuz kullanabilirsiniz. İnternet sitesi kısmını boş bırakınız. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir. Eposta adresiniz yayımlanmaz.

mehmet için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


“İslam Dinini Kimden Öğrenmeliyiz ?” üzerine 4 yorum.

  1. Elinize saglık hocam güzel yazı olmuş sitenizde en azından tavsiye ettiginiz alimlerinde kaynaklarını belirtmenizi beklerdim sitede aradım kaynak olarak belirtiginiz kitap listesi bulamadım,selametle…

  2. Cenabi Allah razi olsun sizden. Öyle üzülüyorum ki tefrikaya sebep oluyorlar, alimlerimize dil uzatiyorlar. İmami Rabbani, İmamı Azam Ebu Hanife, Şah-i Naksibendi hzleri, Abdulkadir Geylani hz, Bediüzzaman Said-i Nursi hz..hepsinden cumlesinden Rabbimiz razi olsun. Ne çileler cektiler, ne güzel eserler biraktilar. Şimdi o guzel eserlerden istifadelenmek yerine karalama yapilmasi, rahmetle anmak gerekirken arkalarindan cekistirilmesi ne aci… Allah sizlerin sayilarini artırsın, kaleminize kuvvet versin, dilinizin baglarini bütün bütün cözsün de muhataplariniz sözlerinizi anlayabilsinler insaallah…Hakkın hatırı âlidir, hicbir hatira feda edilemez. Hak icin konuşan tüm mübareklere selam olsun. Rabbimizin rahmetine gark olasiniz.

    1. Sayın Ebrar, alakanıza teşekkür ederim. Müminlerin bu meselelere duyarlı olmaları emeklerimizin boşa gitmediğini hatırlattığı için Rabbimize hamd etmemize vesile olmaktadır. Müslümanların Büyük İslam alimlerini iyi tanımaları imanlı ölmelerine vesiledir. O büyük alimlerle uğraşanların son nefesleri ise tehlikededir. Zira onlara düşmanlık, kişisel sebepten değil inançlarındandır. Böyle olunca da ulema ile uğraşanların imanları tehlikeye girmektedir.
      Vesselam.

mehmet için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et