Soru-Cevap

Aşağıdaki formu kullanarak İslami konularda (fıkıh, itikat, sünnet, tefsir, tasavvuf gibi) sorularınızı iletebilirsiniz. Uygun görülürse bu sayfada soru ve cevap yayınlanmaktadır.

IslamDergisi.Com

Loading

135.439 - 4
DİKKAT: Hakaret, küfür, tehdit içeren mesajlarla ilgili gerekli yasal işlemler yapılır. Tüm gönderilerde IP adresleri ve gönderim tarihi sistem tarafından kaydedilmektedir. Soru veya mesaj göndermeden önce nezaket kurallarına dikkat ediniz.

Aşağıdaki formu doldururken isim kısmında takma ad veya rumuz kullanabilirsiniz. İnternet sitesi kısmını boş bırakınız. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir. Eposta adresiniz yayımlanmaz.

Bl için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


“Soru-Cevap” üzerine 31.203 yorum.

  1. Selamun Aleykum.
    Birkaçgündür üzerinde araştırdığım bir mesele var acaba ilminizden faydalanarak bunu beraber çözebilirmiyiz diye size sormak istiyorum bu konuyu.
    Sitenizdeki geçmiş yazılarada baktığımda anladığım kadarıyla bu konu size birçokkez sorulmuş ben ise daha farklı bir tarafını sorucam.
    konuyu hızlıca özetlemek isterim.
    Biz Bugun Kurandaki “Sağlam yerde nutfe(zigot) yaptık ayetinde nutfeyi zigot anlıyoruz.
    Kadının Yumurta hücresi Yumurtanın içinde sitozol denen %70i sudan oluşan kulak memesi kıvamında kolloid(yarı sıvı yarı katı) jelimsi bir yapının içinde ve spermde bu hücreye girince zigot oluyor burda zigota mecaz ve icaz manada nutfe(az su/damla) denmesini anlamış oluyoruz o sıvının özü su olduğu ve yumurta hücresininde onun içinde olduğu için.
    Buraya kadar elbette sorun yok lakin benim sorum biraz farklı.
    Nutfe Kelimesinin kökü n-t-f (azar azar akmak,dökülmek) kökünden geliyor geçmişte sizinde bir yazınızda bahsettiğiniz gibi KAMUS(arapça sözlüğü) nutfe için akıcı sıvılara denir demişssiniz çünkü herhangi bir sıvı akıcıysa nutfedir kelimenin köküde zaten burdan geliyor.
    Yine meşhur Müfredat(eski arapça sözlüğünde) Nutfeye akıcı sıvılara denir yazıyor ayrıca bildiğimiz damlayada denir(çünkü akıcıdır).
    Şuanki meallerde nutfe için damla densede arapça damla aslında Katre demek.
    Araplar Az su (genellikle az suya) veya çok su farketmeksizin her türlü suya nutfe der çünkü akıcıdır.
    Eski meşhur alimlerde Kapta tulumda kuyunun dibinde kalan az suya nutfe denir demişler (çünkü akmıştır dibine)
    Özetlersem nutfe kökü ve kullanımı itibariyle akıcı sıvılara deniyor.
    Benim sorum şudur
    Döllenen yumurta hücresi sitozol denen sıvının içinde evet lakin bu sıvı %70 i su olmasına rağmen içindeki diğer hücre topluluğu ve bazı sebeplerden olsa gerek bilinenin aksine yumurta akı kıvamında değil kulak memesi yani jelimsi kıvamdadır ve kolloid yarı katı bir maddedir.
    Yani Akıcı değildir ve benim aşamadığım nokta tam olarak budur hocam.
    Bu Kısmı nasıl aşmalıyız akıcı olmayan sıvıyada nutfe dendiğine dair bir delil bulabilirmiyiz sizin teviliniz nasıl olur.
    Son olarak bir örnekle konuyu bitirmek isterim.
    Çok araştırdım nutfenin farklı bir kullanımı varmı diye ve şunu buldum.
    Araplar Ntf kökünden gelen bir kelime ile bildiğimiz İnciyede nutefe demişler.
    Bunun sebebi şu olabilir.
    ibn Abbasdan gelen bir rivayete göre yağmur Akar istidriyenin içine düşer o damla istidriyenin içinde inci olur demekki araplarda o dönem böyle bir yanlış inanış vardı akma düşme özelliğinden dolayı onada nutfe dediler.
    Özetle bekir hocam bu konuyu nasıl tevil etmeliyiz

    1. Kelimelere çok takılmamanızı tavsiye ederim. İbn-i Abbas (r.a.) hazretleri, “Biz nazil olan ayetlerin kelime mana sına değil O ayetteki ilahi muradın maksatın ne olduğuna bakardık. Bunun için (mana itibarıyla kapalı bulduğumuz) ayetleri Rasulullaha sorardık”
      Nutfe izah ettiğiniz gibi akıcı bir sıvıdır. Ama bir süre sonra katılaşır ve sonra et haline gelir. Bunda anlaşılmayacak bir durum yoktur. Başlangıcı akıcı olan nutfenin değişime uğradığı ve bir süre sonra akıcı özelliğini kaybettiği gayet açıktır.

  2. hocam fenafillah ve fenai nefs ile kastedilenler aynı şeymidir bu hale nefsin hangi makamında ulaşılıyor? birde nefsi mutmainne makamına kadar ulaşmak kesbi ve nefsi mutmainneye adım atıldığından itibaren vehbi olarak mı ilerlenir?

    1. Fenafillah( Allah’da yok olmak) ile Fena-i nefs aynı şeydir. Bu makama nefsi mutmeinnede erilir.
      Mutmeinne ve ondan sonrakilere ulaşmak kesbidir. Kişinin çalışması gayreti vesiledir. Allah katında imtiyazlı kul yoktur ayeti kerimede belirtildiği gibi mealen; “kişiye ancak çalışmasının karşılığı vardır” .

  3. haç takmak küfür. Osmanlı döneminde haç madalyalı paşalar ve komutanlar var. örneğin plevne kahramanı Osman paşa. Osmanlı buna nasıl müsade etti?

    1. Gazi Osman Paşa’nın fotoğraflarında haç yok ancak el ile yapma bir resminde haçlı bir madalya var o resmi de ölümünden sonra yapmış olabilirler. Çünkü hayatında öyle bir şey olsaydı diğer resimlerinde de olurdu.. Velev ki öyle bir şey olsa bile bizim ölçümüz Kuran ve Sünnettir Osmanlı’nın paşaları değil. Osmanlının iyi yönlerini alırız olumsuz yönlerini çöpe atarız. Tıpkı İttihat ve terakki paşalarını tarihin çöpüne attığımız gibi.

  4. Selamun Aleykum Bekir bey.
    Kuranda geçen bir biyoloji ayetiyle alakalı soru sormak istiyorum.
    Aslında size soracağım soru biyoloji kısmı değil Arapça dil kuralları kısmı.
    Yani benim ayetle alakalı düşüncem dil kuralına uygun olurmu diye size sormak isterim arapça bilginizden ötürü.
    Konu Kuranda geçen Muminun 14 de geçen kemiğe et giydirilmesi meselesi.Bugunki Embriyologlar Embriyonun 26. gününde dokuların(kemik dokusu) ve bu dokulardada somit hücrelerin(kas hücrelerinin) bulunduğunu söylüyorlar.
    Ayrıca bunların mezenşimden ayrılışıda aynı döneme denk geliyor yani doku(kemik dokusu) ve kas (kas hücreleri) aynı dönem yaratılıyor mezenşimden.
    Lakin Kuranda “Mudgayı kemik yarattık sonra giydirdik kemik(e) et” ifadesi var. Yani ayetin zahirine göre Mudganın önce dokulara(kemiklere) çevrilmesi çevrildikten sonra dokuların etle kaplanması anlaşılıyor.
    Lakin doku(yani sonradan kemik olacak yapı) ve somitler(sonrada kas olacak kas hücreleri) aynı anda yaratılıyor ve doku geliştikce somit hücreler ona göç ediyor. Bu işin embriyoloji tarafı benim sorum bu değil aslında sorum şudur bekir bey;
    Benim fikrim ayetin şunu kastettiği “Mudgayı kemik(iskelet) yaptık sonra giydirdik iskelete kas”
    İnternete 8-10-12 haftalık düşük bebek fotoları yazarsanız iskelet dokuları/kemikleri oluşmuş/oluşmaya başlamış berrak saydam görüntülü bebek görürsünüz.
    Yine 14-16 haftalık bebek görüntüsüne bakarsanız Kasların bir kısmının görünmeye başladığını ve vucud derisinin artık berrak saydam değil daha netleştiğini görürsünüz.
    Yani Ayette görüntüsel olarak önce iskelet yaptık sonra bunu kasla kapladık(görünürlüğe işaret ediyor)
    Bu fikrim bence mümkün lakin bir sorunu var.
    Ayette “FE” edatı var.İbn Hişama göre “fe” edatı tertip ifade edip akabinde gecikmeden takibin gerçekleşmesi durumudur.
    Yani Türkçedeki”Hemen sonra,hemen ardından) anlamı gibi.
    Arapçada Bir süre sonra için ise “Sümme” kullanılır.
    Ayette “fekesevnel izamen lahm” yani ardından giydirdik kemik(e) et ifadesi var.Gebelikte nutfe -alaka- mudga aşamaları birbirlerine yakın ve ayette bunlar arasındada “Fe” edatı kullanılmış.
    Lakin benim açıklamamda yani kemikten(iskeletten) sonra kasların görülmesi aşaması 1-1.5 ay sonraki aşama.
    Benim size sorum şudur.
    Burdaki “Fe” edatı hemen sonra manasında değilde benim dediğim manada yani “Sümme” bir süre sonra anlamında kullanılabilirmi bu arapça dil kuralına uygunmudur.
    Bu uygunsa bu durumda ayet şöyle anlaşılır.
    Kemik(iskelet) yaptık sonra giydirdik kemik(e)(büyüttükten sonra-çeşitli aşamalardan geçirdikten sonra) et.

    1. Aleykümselam Mertcan bey.
      Fe edatı bir kaç anlamlarda açıklanabilir. Fe= bunun üzerine, fe= böylece, fe; bunun akabinde gibi. Dikkat ettiyseniz sonra anlamına gelen sümme ayrıca zikredilmektedir. Mudga yani zigot önce alalede bir et görünümündedir. Müffessirlerin bir çoğu görünümünden dolayı bir çiğnem et olarak tercüme etmişlerdir. Et olmadan kemiklerin olması muhaldir. Bundan dolayı ayette ön iskeletin oluşumu üzerine et yani kaslar ve derinin giydirilmekte olduğu anlaşılmaktadır. Sümme sonra da başka bir yaratılışla yaratıldığı beyan olunuyor yani cenine ruh veriliyor. En doğrusunu Rabbim bilir.

  5. Hocam hayırlı aksamlar.
    Avukat bi talibim var ama evlenip evlenmemekte kararsızım. Mesela bi katili savunursa kazancına haram karışır mı. Bende o paradan yiyecegim sonuçta evlenince. Ben ve çocuklarım haram para mı yemiş oluruz diye dertleniyorum

    1. Hayırlı akşamlar Sinem hanım.
      Avukat bir katili masum çıkarmak veya hak ettiği cezayı almaması için mücadele ederse kazancına haram katmış olur. Ancak tüm avukatlar öyle değildir. Bir iftiraya uğramış masum birini kurtarmak veya suç işlemiş birisini gereğinden fazla ceza almaması için mücadele ederse kazancı haram olmaz.
      Günümüzde avukatı olmayanlar hak etmediği cezalara çarptırılmaktadır maalesef.
      Velev ki bir kadın veya buluğa ermemiş çocuklar kazancı haram olan bir eş veya babanın getirdiği yiyeceklerden ve içeceklerden sorumlu değildir. Ama bir kadın yine de helal kazanca dikkat edilmesi için eşini uyarmalıdır.

  6. Selamun Aleykum.
    Kuranın ayetleri için meal ve tefsirlerde çokca [Kıldık]ifadesi geçer Bu kelimenin arapçasını Cealna olarak kullanıyorlar.
    Arapçada Cealna kelimesinin asıl manası nedir Kılmak mıdır yoksa yaptık ettik manasındamıdır.
    Yaptık /Ettik kelimesinin anlamı nedir
    Özetlersem Cealna kelimesinin türkçedeki tam karşılığı asıl manası nedir Yaptık-Kıldık hangisidir çünkü benzer mana olsada bazı cümleye göre bu ikisinin anlamı değişebilir

    1. Aleykümselam.
      ceale= kıldı cealna kıldık.
      Amele, yaptı Amelna = yaptık
      Yapmak ve kılmak mana itibarı ile birbirine yakın kelimelerdir. Ama Yapmak bizzat yapılan iştir. Kılmak ise sebepler ile yapılan işlerdir.
      Allahu teala zatı ile yaptığında Ben der. Sıfatları ile yaptığına Biz der.

  7. Selamun aleykum hocam.Bayraminiz mubarek olsun. Hocam ben bi kac aydir cok sıkıntı yasiyorum elimi neye atsam bozuyorm hep islerim ters gidiyor ve bunlar hep ust uste oluyor cok morelim bozuluyor.Ne yapmam gerek ? Yani ne okumaliyim bana tavsiye verebilceginz bir dua var mi yada ustumde tasimam gereken bir dua onerebilir miisniz ?

    1. Aleykümselam Merve hanım.
      Size tavsiyem öncelikle geçmiş günahlarınıza tövbe ediniz. Sonra da sıkıntılarınızdan kurtarması için Allaha dua ediniz ve tekrara tekrar dua ediniz. Bunun için ayrıca sabah ve akşam ihlas, felak ve nas ve inşirah suresini üçer kez okuyunuz.

  8. Selamın aleyküm hocam oruçluyken burnum kaşınmıştı (alerjim var mı bilmiyorum ama alerjimin olduğunu düşünüyorum) burnumu yanlış hatırlamıyorsam biraz sert biçimde kaşıdıktan sonra burnumdan kan gelmeye başladı sonra yanlış hatırlamıyorsam kan tadı aldım ve tükürükle beraber kanı yuttum orucum bozuldu mu

    1. Aleykümselam.
      Kanı tükürükle birlikte yuttunuzsa kaza gerekir.

  9. hocam iman nuru olmayan bir insan bir insana mecazi yani ruhani aşk besleyebilirmi yoksa illaki o şehvet veya menfaat midir?

    1. Ruhani aşk(sevgi) için imanlı olma şartı yoktur. İlahi aşk ancak imanlı olunca tadılır.

  10. Selamün aleyküm Bekir bey hayırlı ramazanlar ben kızım için istihare yaptım nedeni atanacakmi atanmayacakmi diye sabah namazini kılıp uyudum dedimki eğer işi olacaksa bana bir işaret göster ama olmayacaksa kızım soğusun bu iş sevdasindan ruyamda kızım beyaz bir resim kağıdına kırmızı beyaz bir Türk bayrağı çizmişti ve ben uyandım rüyam hayır olsun hayirmidir sermidir Allah rızası için yardım edin iyi günler .

    1. Aleykümselam. Perihan hanım. Kızının ne olmak istediğini yazmamışsın. Beyaz sayfaya Türk bayrağı çizmek olumlu olacağı anlamına gelir. Bayrak resmiyeti ve devleti temsil eder.

    1. Normal adetten sonra en az 15 gün temizlik süresi var. Bu süreç içinde kan görülürse orucu bozmaz çünkü gelen kan istihaze (hastalık) kanıdır.

  11. Hocam Allah’ın rahmeti üzerinize olsun, Allah ilminizi arttırsın . Şeyhimizden beyaz güzel kokulu manolya almak anlamı nedir

    1. Amiin. Bilmukabele.
      Beyaz ve güzel kokulu çiçek sevgidir.

  12. hocam dünya ve ahirete faydası olmayan ama mubah olan işleri terketmenin hükmü nedir? yani müstehap veya sünnet midir

  13. Hocam hayırlı ramazanlar
    1) İçinde domuz ürünü ve etil alkol olmayan kozmetik ürünlerini veya bitkisel içerikli kozmetik ürünlerini kullanabilir miyiz ?
    2) Kümes hayvanları ile koyun, keçi ve ineğin idrarı ve tersi necis midir?

    1. Hayırlı ramazanlar
      1) Meşru şeyler için evet kullanabilirsiniz.
      2) Eti yenen hayvanlardan tavuk, kaz, ördek ve hindi gibi kümes hayvanlarının tersleri… Eti yenen hayvanlardan serçe, güvercin gibi havada pisleyen kuşların tersleri, temiz kabul edilmektedir.
      At, katır ve eşeklerin sidikleri ile eti yenen inek, koyun, keçi, geyik ve karaca gibi evcil ya da yabanî hayvanların sidikleri ve bunların tersleri, Ebû Yusuf ve Muhammed’e göre hafif pisliktir. Fetvaya esas olan bu görüştür.

      Hafif pisliğin namazda bağışlanan ve namazı bozmayan miktarı, bulaştığı yer elbise ise, elbisenin tamamının dörtte biri; kol ve ayak gibi bedenin bir organı ise bulaştığı organın dörtte biridir. Bu şekilde kılınan namaz geçerlidir.

      Bununla, kaçınılması güç olan, mesleği ve içinde bulunduğu kültür ortamı bakımından temizliğe tam dikkat edemeyen veya hayvancılıkla uğraşanların, farkında olmadan karşılaştığı hafif pislikler için kolaylık getirilmiştir.

      Fakat bu pislikleri tamamen temizlemek mümkünse, bunlarla kılınan namaz geçerli ise de mekruhtur. (bk. İbn Abidin, Reddu’l-muhtar, I, 209-210)

  14. hocam, oruç tutamayan zenginler bildiğim kadarıyla onun yerine para veriyor, bu durumun islamdaki adı nedir bilemeyeceğim. eniştem sağlık sorunlarından dolayı oruç tutamadığı için bana para verdi. dini olarak fakir mi sayılıyoruz bilmiyorum. ben fiziksel engelliyim. devlet, anneme engelli bakım maaşı veriyor, babam da en düşük emekli maaşı alıyor. şimdi eniştemin tutamadığı oruç karşılığındaki bize verdiği para, bize haram mı? eniştem göndermiş bu parayı ne yapayım?

    1. Osmanlı padişahlarından birisi orucu bozmuş sonra şeyhülislama ne yapacağını sormuş. Şeyhülislam 61 gün oruç tutacaksın demiş. Padişah onun yerine fidyesini versem olmaz mı demiş. Şeyhülislam; olmaz demiş. Çünkü senin için fidye vermek kolaydır zor olan 61 gün oruç tutmaktır demiş.
      Zenginler eğer keyfi olarak oruç tutmayıp da onun yerine fidye verirlerse bu Allah katında kabul değildir. Ama hastalıktan veya yaşlılıktan dolayı tutmazlarsa onun yerine fidye verirler. Sen de akrabana hüsnü zan et fidyesini kabul et.

  15. Selamun aleykum hocam. Hayırlı Ramazanlar. Öncelikle ben bir hanımım.Benden bazen durduk yere cinsel şeyler düşünmek istemememe rağmen, hiç istemeden aklıma birden 2- 3 saniyelik cinsel şeyler ve görüntüler geliyor. Aklıma geldiğinde de bir akıntı olduğunu hissediyorum. Ama bunun ne olduğunu bilmiyorum. Kazi( mezi mi ) yoksa başka bir akıntı mı. Çünkü bu akıntı hissinden saatler sonra çamaşırıma baktığımda bir ıslaklık veya leke olmuyor. Kafama takılan 2 nokta var.
    1. Bu durumda çamaşırıma bir şey bulaşmadığı için abdestim bozulmamış olur mu? Yani kazi için illa çamaşıra bulaşması, dışarı mı çıkması gerekir akıntının ? Yoksa akıntı dışarı çıkmasa da içerde kaldığında bile abdestim bozulmuş mudur?
    2. Ve o esnada çamaşırıma bir akıntı gelirse gelen akıntı kazi mi değil mi bunu nasıl anlayacağım? Kaziyi kadınlardan gelen diğer günlük akıntılardan ayırt edemiyorum. İkisinin kesin ayrılan noktaları tam olarak ne acaba?

    1. Aleykümselam Dervişe. Size de hayırlı ramazanlar.
      1) Erkek veya kadınlar cinsel içerikli düşüncelerinde mezi denilen şeffaf bir sıvı gelir bu sıvı gusül gerektirmez orucu da bozmaz.
      2) Ancak bu düşünce yoğunlaşması durumunda inzal olursa, erkeklerden meni denilen koyu sarımsı bir sıvı gelir kadınlarda ise avret mahallinde ıslaklık hasıl olur. Her ikisinde de inzal(orgazm) olursa gusül gerekir orucu da kaza etmek icab eder.
      Meni ile meziyi birbirinden ayıran inzaldir(orgazmdır).

  16. Selamın aleyküm. Hocam

    1- Adet öncesi koyu kahverengi akıntının gelmesi orucu bozar mı?

    2- oruç bozuluyorsa, birşeyler yemeli miyiz yoksa iftar vaktine kadar beklemeli miyiz?

    1. Aleykümselam Anonim.
      1- Adet kanı koyu kahverengi veya kırmız veya bulanık toprak rengi olur ki orucu bozar.
      2- İftar vaktine dek beklemek daha evladır ama oruca niyetlenen bir kadın, gün içerisinde âdet görmeye başlarsa orucunu bozar, temizlenince bugünün orucunu da kaza eder (Merğinânî, el-Hidâye, 1/126).

  17. selamun aleykum hocam arapçada kelimelerin sonuna gelen -un -en -ten felan ne manaya geliyor
    mesela nutfetun alaketun mudgaten

    1. Aleykümselam.
      Onlara Arapçada tenvin denilir. Kalem, Kalemün gibi. Türkçedeki in, ın dir, dır eki gibi.

    2. Bekir hocam aradaki farkı anlamak için iki örnek sorucam;
      mesela; Nutfe(az su) demek – nutfetin ve nutfetun diye iki farklı şekilde geçiyor burda sondaki -in ve -un arasındaki fark nedir yani nutfetin diğeri nutfetun
      2. sorum Mudga(bir çiğnem et) Mudgaten şeklinde geçiyor mudgaten olunca ne anlama geliyor?

    3. 1) Bir isim un eki alırsa o özne olur, in eki alırsa tamlayan veya tamlanan olur.
      2) O ayeti yaz ki açıklayalım.

    4. neyse hocam anladım konuyu teşekkürler ekstra cevabınıza gerek yok

    5. kastettiğim ayet mudga kelimesinin geçtiği ayetler hocam
      mesela Mudga (çiğnem/bir parça et demek) ayette mudgaten şeklinde geçiyorsa o zaman tam hangi anlama geliyor anlamımı değişiyor ayet muminun 14 suresi

    6. Muminun/14:
      ثم خلقنا النطفة علقة فخلقنا العلقة مضغة فخلقنا المضغة عظاما فكسونا العظام لحما ثم انشأناه خلقا آخر
      Kelime meal:
      Sümme: Sonra, halaknâ: dönüştürdük,
      en-nutfete: nutfeyi(zigot yani erkek ile kadından gelen birleşmiş döl),
      alekaten: bir alakaya, fe halaknâ: bunun üzerine kıldık,
      el-alekate: o alakayı, mudğaten: bir mudğa,
      fehalaknâ: çevirdik,
      elmudğaten: mudğayı, ızâmen: belirli kemiklere,
      fekesevnâ: bunun üzerine giydirdik, el-ızâme: o kemiklere, belirli et.
      Sümme: sonra, enŞe’nâhu: onu inşa ettik,
      halkan: bir yaratılışla âhar: bambaşka.

    7. anladım yani kelime sonuna gelen şeyler onu isim tamlama yapıyor
      mudga:çiğnem
      mudgaten:bir çiğnem
      nutfe:nutfe
      nutfeten:bir nutfe
      doğrumu anladım hocam

  18. Hocam selamın aleyküm size birkaç sorum olacak

    1- kaza orucu aralıklı (1 gün tutup 3 gün tutmamak yada 3 gün tutup 4 gün tutmamak gibi) tutulur mu ?

    2-kaza oruçlarında sahura kalkılır mı?

    3- kaza orucu tutmadan önce nasıl niyet etmeliyiz?

    1. 1) Kefaret orucu arka arkaya tutulur. Ama kaza orucu istenildiği gibi tutulabilir yani; kaza borcu olan orucunu aralıklı tutabilir.
      2) Kaza orucunda sahura kalkılırsa sevap olur. Ama isteyen kalkmayabilir.
      3) Ramazanda ve Nafile Oruçlarda Niyetin Vakti:
      Oruca Niyetin Başı: Ramazan veya nafile oruca niyet Güneş battıktan sonra başlar.
      Oruca Niyetin Son Vakti: Ertesi günü dahve-i kübra (KUŞLUK) vaktine kadardır. Dahve-i kübra vakti, şer’î gündüzün yani imsak vaktiyle akşam vakti arasındaki zamanın yarısıdır. Bu vakit, Türkiye’de öğleye 60-70 dakika kadar kalan zamandır.

      Kaza ve Kefaret Oruçlarında Niyetin Vakti:
      Akşamdan imsak vaktine kadar niyet edilebilir.
      Ramazanda oruca niyet ederken, akşamdan imsak vaktine kadar (Yarın oruç tutmaya), imsak vaktinden sonraysa (Bugün oruç tutmaya) denir.
      Yanılıp yanlış söylense de, oruç tutulacak gün bilindiği için mahzuru olmaz. Ramazanda bir aylık oruca toptan niyet edilmez, her gün ayrı ayrı niyet etmek farzdır. Gece yatarken yemeği yiyip veya yemek yemeden niyet edilse, sonra gece uyanınca, sahura kalkınca yemek yemekte mahzur yoktur. Akşam yemeği yerken niyet etmek iyi olur. Niyetten sonra da, imsak vaktine kadar yiyip içmekte mahzur yoktur. Sahura kalkınca da, daha önce niyet edilmiş olsa da, imsak vaktine kadar yiyip içilebilir.

  19. Hocam aile içinde istismar durumunda yıllar geçmiş herkes büyümüş artık. Bunu söylemek doğru mudur? Anne babanın üzülmesine sebebiyet vermez mi aile parcanlamaz mi? Saklamak mi gerekir ya da

    1. Bu istismar devam ediyorsa susmak buna taviz vermek olur. Birileri üzülecek diye kimse zulüm görmeyi hak etmez.

  20. Selamınaleyküm hocam bekar ve hiç ilişkisi olmamış 22 yaşında genç bir erkeğim bugün rüyamda tanımadığım bir kızla düğün hazırlığı yaptığımı gördüm gayet mutlu bir şekilde sohbet ediyorduk size göre manası nedir hocam.

    1. Aleykümselam.
      İnşaallah tanıdığın bir kızla evleneceğine işarettir…

  21. hocam nakşilerin kalp zikrimi daha tesirlidir yoksa kendi duyacağımız kadar sesli olan zikirmi daha tesirli olur, bir mürşitten ders almadan kendi başıma edebe riayet ederek kalbimden 5 bin kez Allah desem uygun olur mu?

  22. selamun Aleykum
    hocam Muminun 21 de
    “Mimma fi butuniha” ifadesi var meallerde “size onların karınlarındaki şeyden(sütten) içiriyoruz olarak çevrilmiş
    -karınlarındaki şeyden yani süt- bu kısımla alakalı sorum var
    Sütün oluşumu şöyle;Hayvanın karnında bulunan sindirim sisteminden ve kandan bazı maddeler (su ,enzim vs)memelere iniyor memelerdede bulunan farklı enzimler bunlarla birleşerek süte dönüştürüyor.
    mesela ayette deseki süt hayvanın karnından çıkar ozaman derizki mecaz manada sütün maddelerinin çoğunluğunun ordan geldiği kastedilmiş deriz
    ama ayette karınlarındaki şeyden size içiririz diyor burda süte bir konum belirleme var yani karın bölgesi.
    meme karnın dışında bir bölgede olduğundan bu konunun tevili nedir?

    1. Bu sorunuzun cevabı sitemizin, “Kuranda Bilimsel Hatalar Var İddiası Çürütüldü” başlıklı yazımızda vardır. Oradan aldım buraya naklediyorum:

      TAKINTI 27:

      SORU:
      Nahl 66’da sütün hayvanın karnından çıktığı yazıyor, ancak süt hayvanın memesinden çıkar. Yine Nahl 69’da bal arının karnından çıkar diyor ancak bal arının ağzından çıkar. Yine Nahl 66’da kan ve fışkı arasından süt akar yazıyor ayette, ancak sütün direk kan ve fışkı arasındaki bir mekanizmadan akmadığını iddia ediyorlar.

      CEVAP:
      – Gerçekten süt veren hayvanlarda da size bir ibret vardır. Size işkembelerindeki yem artıklarıyla kandan meydana gelen, içenlere içimi kolay halis bir süt içirmekteyiz. (Nahl/66)

      A Ç I K L A M A :
      Ayette sözü edilen dışkı değil, sindirilmiş yem ve ince bağırsaktan karaciğere ve oradan da sindirilmiş besinlerden dönüşen kandır. Yani sütün oluşumunun birinci aşaması çiğnenmiş besinlerdir, İkinci aşaması ise ince bağırsaklarda süzülen besinlerin karaciğerde kana dönüşmesi ve oradan da kan dolaşımı yoluyla memelere gelen maddelerin süte dönüşmesidir. Ayeti kerimede sütün ineğin neresinden çıktığına değil, nasıl yaratıldığına dikkat çekilmektedir. Tabi kafirde bunu anlayacak basiret olmadığı için bozuk aklının gereği ayetteki hikmet ve mucizeyi kavramasına kibri engel olmaktadır.
      Oysaki hayvanın karnında bulunan ince bağırsaktan süzülen besinlerden çok mükemmel ve leziz bir besin olan süt yaratılmaktadır. Buradaki süt fabrikasını ve sütü var eden Allah’a hamd ve şükür etmeliyiz.

      – Sonra meyvelerin hepsinden ye de, Rabbinin (sana) kolay kıldığı yollara gir, diye ilham etti. Onların karınlarından renkleri çeşitli bir bal çıkar ki, onda insanlar için şifâ vardır. Şüphesiz ki bunda düşünen bir millet için, büyük bir ibret vardır. (Nahl/69)

      A  Ç  I  K  L  A  M  A :

      BALIN YAPILIŞININ BİLİMSEL AÇIKLAMASI:
      Bal arıları çiçekler tarafından üretilen nektarı bala dönüştürür. Nektar, çiçekli bitkilerin böcek ve kuş gibi canlıları kendilerine çekmelerine yardımcı olarak, tozlaşmada önemli rol oynar.

      Nektar, çiçekli bitkilerde nektaryum olarak isimlendirilen yapılar tarafından salgılanır. Nektarın temel kaynağı fotosentez sonucu oluşan besin maddeleridir. Nektar büyük oranda sakkaroz, fruktoz ve glikozdan oluşur. İçinde şekerin yanı sıra amino asit, lipit, organik asit gibi maddeler de vardır. Nektarın yapısındaki maddelerin türü ve miktarı bitkiden bitkiye değişir.

      Toplayıcı arılar çiçeklerden topladıkları nektarı vücutlarındaki bal midesi olarak isimlendirilen bölgede depolar. Bu süreçte salgıladıkları bazı enzimler nektarın yapısındaki disakkaritlerin (özellikle sakkarozun) monosakkaritlere (glikoza ve fruktoza) parçalanmasını sağlar.

      Toplayıcı arılar topladıkları nektarı kovandaki işçi arılara aktarır. Kovandaki işçi arılar toplayıcı arılardan aldıkları nektarı yaklaşık 15-20 dakika boyunca geri çıkarıp tekrar içer. Bu süreçte enzim içeren salgılar nektarla karışmaya ve nektarın yapısındaki sakkaroz glikoza ve fruktoza dönüşmeye devam eder. Daha sonra kovandaki işçi arılar nektarı bal peteklerine aktarır.

      Yukarıdaki bilimsel açıklamada da görüldüğü gibi Kur’an’ın balın yapılışı hakkında verdiği bilgi çağdaş bilimle uyum içinde olduğu görülmektedir.

      O devrin insanları da balın arının karnından değil ağzından çıktığını fevkalade biliyordu. İlgili ayeti kerimede ise balın nereden çıktığı değil, arının neresinde yaratıldığına dikkat çekilir. Balın arının karnından çıktığı belirtilen lafız ise, arının karnında yaratıldığı anlamındadır.
      Tabidir ki kafirlerin aklının ve anlayışının karışık olmasından dolayı diğer ayetleri yanlış anladıkları gibi bu ayeti kerimeyi de yanlış anlamıştır.
      https://islamdergisi.com/genel/kuranda-bilimsel-hatalar-var-iddiasi-curutuldu/

  23. hocam imamı ahmed bin hanbele göre namaz kılmayan kafir oluyor elbette sizde biliyorsunuz, peki imamı ahmed bin hanbele göre bi müslüman tembellikten yatağından kalkıp bi vakit namazı bile kılmazsa yine kafir oluyor mu?

    1. İmamı Ahmed’i yanlış yorumluyorlar. Ehli sünnet itikadına göre ibadetleri tembellikten dolayı yapmayanlar kafir olmaz fasık olur. Aksi halde günah işleyen herkes kafir olurdu. Sapkın Mutezile mezhebine göre günah işleyen kafir olur. İmamı Ahmet Hanbel de ehli sünnet alimdir. O namaz kılmayı önemsemeyen kimsenin kafir olacağını beyan etmek istemiştir. İleride kılacağım düşüncesinde olup namazı erteleyenler için dememiştir.

  24. Selamunaleyküm kıymetli hocam 30 yaşında bir erkeğim diğer hiç bir erkekler gibi ne lise hayatım nede üniversite hayatım nede askerlik hayatım nede iş hayatım nede doğru param oldu nede evlenebildim çocuklarım yuvam malım oldu ayrı kısacası ne erkek nede bayan çevrem oldu bu genetik hastalığımdan dolayı bipolar anksiyete hastalığımdan dolayı ve hep ağlıyorum gökten dolu yağar gibi öyle ağlıyorum bittim diyorum babam öldü annemde giderse ne yapacam allahım diyorum seni özledim ahireti özledim allahım ne olursun allah yanına hiç bir yere ait değilim allahım dünyada gençliğim bana nefsimden dolayı çok azap ediyor kurtar ya rab diyorum bazen intihar düşüncesi bazen öldürme ama yinede hep iyilikten insanlıktan yanayım ibadetlerimi bile bazen yapamıyorum vesvesler şüpeler yüzünden bekir hocam ben hep bir murakebe hep sorgu sual ve hesap kitap içindeyim iç dünyamda beynimde niye diğer insanlar gibi değilim niye hep bir teveşvüş içindeyim hayat çok ağır geliyor yaşamak engelli aylığımı bile alıp yemek istemiyorum umudum bitmiş resmen hep fakire fukara veriyorum bazen abur cubur bazen para olarak bazen giymediklerimi veriyorum fakir fukara dünyadan vazgeçtim artık beni sevende olmaz yinede anlatamıyorum kimseye.

    1. Aleykümselam Kardeşim. Allahu teala sıkıntılarından halas kılsın.
      Biz insanlar bu dünyaya keyf çatmak için gelmedik. Ne buyurdu Hak teala (mealen);
      – “Ben cinleri ve insanları beni tanısınlar ve bana kulluk yapsınlar diye yarattım ” (Zariyat suresi) buyurmuştur.
      yaratılış gayemiz Allahı tanıyıp Ona kulluk yapmaktır. Diğer şeylerin hepsi gelip geçicidir.
      Dünya büyük bir imtihan salonudur. Her insan gibi sen de o salonda imtihan olunuyorsun. Sana tavsiyem bir İlmihal kitabı al ve İslamı öğren. Camilere git iyi insanlarla arkadaş ol. içine kapanma. Bakarsın Allah sana güzel bir kapı açmış ve bir gün sende hem dünya da hem ahirette huzurlu ve mutlu olursun.

  25. hocam günahlarımın özellikle büyük günahlarımın birçoğunu terk ettim ama içimde o günahları işlediğim için samimi bir pişmanlık bulamıyorum, tövbenin bir şartıda samimi pişmanlık. işlenen günahlara karşı pişmanlığı nasıl elde edebilirim?

    1. Sabırla olur ancak… Tövbenin kabul olması için, işlediğin günahların kötü işler olduğunu kabul etmen yeterlidir.

  26. Selamun Aleykum öncelikle ilmi çalışmalarınız için teşekkür ederiz.
    Bugun bir ayetin tevili ile ilgili soru sormak istiyorum.
    Mürselat suresi 20.Ayet( E kem nahlukkum min main mehin(Sizi yaratmadıkmı adi bir sudan)
    Mürselat Suresi 21.ayet(cealnahu fi kararin Mekin)/Sonra kıldık sağlam yerde-sağlam yere koyduk)
    Hocam bilimsel olarak erkek menisi rahme döküldüğünde içindeki sperm hücresi rahim ağzından sonra bu sudan ayrılıp yumurtalıklarda ilerliyor.
    Ayetin zahirinde ve çoğu tefsirlerde Ayette bulunmayan “Onu” zamiri suya nisbet edilmiş ve (Sizi sudan yarattık o suyuda sağlam yere(anne rahmine) yerleştirdik) denmiş.
    Benim sorum şudur;
    Bu su yumurtalıklara gitmediğine göre:
    Ayetteki gizli “onu/o” zamiri suya değilde insana nisbet edilebilirmi? Alimler gizli “onu” zamirini bir önceki ayetten ötürü suya nisbet edip suyu yerleştirdik olarak çevirmişler tefsirlerinde.
    Ordaki “FE” edatından dolayı mı böyle yapmışlar bilmiyorum.
    Yani hocam Benim dediğim gibi “Onu” zamiri insana nisbet edilebilirmi bu durumda (Onu yani insanı sağlam yere yerleştirdik ) olarak ayet çevrilir ve gerçektende böyle insan sağlam bir yere anne rahmine konuyor.
    2.Sorum eğer bu tevil ihtimal dahilinde değilse bu ayetin açıklaması nedir,Allah burda basit anlatıma indirgemek için suyu aldık rahme/yumurtalıga koyduk gibi basit mecazi/icazmı yapmıştır denir?

    1. Mürselat suresi 20. ayet: “elem nahlukkum min mâin mehîn” Mealen: (Sizi yaratmadık mı (yarattım) değersiz bir sudan).
      Mürselât suresi 21. ayet: “fecealnâhu fî karârin mekîn” Mealen: (Sonra da onu(spermi) güvenli bir karargaha yerleştirdik).
      SORU:
      1. Bu su yumurtalıklara gitmediğine göre:
      Ayetteki gizli “onu/o” zamiri suya değil de insana nispet edilebilir mi? Alimler gizli “onu” zamirini bir önceki ayetten ötürü suya nispet edip suyu yerleştirdik olarak çevirmişler tefsirlerinde.
      Orda ki “FE” edatından dolayı mı böyle yapmışlar bilmiyorum.
      Yani hocam Benim dediğim gibi “Onu” zamiri insana nispet edilebilir mi bu durumda (Onu yani insanı sağlam yere yerleştirdik ) olarak ayet çevrilir ve gerçekten de böyle insan sağlam bir yere anne rahmine konuyor.
      2.Sorum eğer bu tevil ihtimal dahilinde değilse bu ayetin açıklaması nedir, Allah burada basit anlatıma indirgemek için suyu aldık rahme/yumurtalığa koyduk gibi basit mecazi/icaz mı yapmıştır denir?
      CEVAP:
      Aleykümselam kardeşim takdiriniz için biz de sizlere teşekkür ederiz.
      Söz konusu olan ayeti kerimeler; Este eûzü billah. ا لم نخلقكم من ماءٍ مهين {۲۰} Mürselat suresi 20.Ayet: “elem nahlukkum min mâin mehîn” Mealen: (Sizi yaratmadık mı (yarattım) değersiz bir sudan).
      Mürselat Suresi 21.ayet: Este eûzü billah. فجعلناه فى قرارٍ مكين {۲۱} “fecealnâhu fî karârin mekîn” Mealen: (Sonra da onu(spermi) güvenli bir karargaha yerleştirdik). 2. ayette özne; küm’dür( siz). 21. ayette hu’dur(onu).
      Ayette onu zamirinin gizli olduğunu yazmışsınız ama onu, gizli değil aşikardır.
      İZAHAT:
      Bir atımlık menide 15 milyon civarında sperm vardır. Bunun sadece % dördü yumurtayı döllemek için yola çıkar sadece bir tanesi yarışı kazanır.
      Hayzdan kesilmemiş her kadın iki hayz arası olan temizlik günlerinin ortalarında yumurtalıklardan bir yumurta rahme iner. 24 saat rahimde bekler. Bu süreç içinde bir yaklaşma olursa erkekten atılan spermler(meni) rahme dökülür.
      Görüldüğü gibi spermler yumurtalık borusuna değil rahme dökülür.
      Ayette Küm(sizi) zamiri de, insana hitap eder. ‘1. ayette ise gizli değil açık zamir (hu)onu, meni’ye delalet eder.
      O adi su diye söz edilen sıvının içinde milyonlarca sperm rahme düşen yumurtaya erişmek için yarış yaparlar.
      Görüldüğü gibi 21. ayette zikredilen (Sonra da onu(spermi) güvenli bir karargaha yerleştirdik) ifadesini de şu açıklama izah eder:
      En canlı sperm hangisi ise yumurta duvarından içeri girer. O ana dek eksi 70 mili volt elektriğe sahip olan yumurta spermle birleşince artı 70 mili volt elektriğe sahip olur ki ondan sonra gelen döller(spermler) dışarıda kalır.

    2. söylediğinizi anladım yani o suyu yumurtaya koyduk/yerleştirdik diyorsunuz ama ayetin devamında Belirli bir vakte kadar diyor.
      Belirli bir vakte kadar yumurtaya yerleştirdik ne demek olur?

    3. Belirli bir vakte kadar ibaresi çocuk doğuncaya dek. Onun da belirli bir süreci vardır. 9 ay (kızlar için) veya (erkek çocuklar için) 9 10 gün gibi.

    4. söylediğinizi anlıyorum lakin demek istediğimi anlamamışssınız hocam.
      siz diyorsunuzki Suyu(spermi) yumurtaya yerleştirdik.
      lakin benim dediğim şudur ayetin devamında (malum vakte kadar ) diyor
      yani
      sizin İbarenize göre şöyle oluyor ayet
      Suyu(spermi) yumurtaya yerleştirdik malum vakte kadar (doğuma kadar)
      yani anlamsız birşey oluyor doğuma kadar suyu yumurtaya yerleştirdik oluyor.
      o yüzden bu ayetin başka bir açıklaması olması lazım

    5. Biz doğrusunu yazdık ama sizin alt yapınız müsait olmadığı için anlayamamış olmalısınız. Malum vakte kadar sperm ve yumurtanın bileşimi olan zigotun rahme yerleşmesi Kıyamete kadar mı olmalıydı sence? Tabi ki zigottan gelişimiyle halk olunan çocuğun muayyen süreci olan 9 ve 9 ay 10 gündür. Bu süreç içinde rahme yerleştirilen çocuk orada süreçten sonra devam ediyor olsaydı anne ve çocuğun ölümü olurdu.
      Ama sen başka mana arıyorsan onu da başkasına sor. Bizim bildiğimiz bu kadar.

  27. hocam ehli sünnet itikadında dinin emirlerini tutup yasaklarından kaçınmaya çalışan bi müslümanın şeyhi yoksa onun kalbine feyz gelmezmi eğer geliyosa hangi yolsan gelir?

    1. Ehli sünnet itikadında olan bir mümin salih amel de işlerse Allahın inayetiyle kurtulanlardandır o kimse. Nice şeyh diye bağlanılan kimseler ya cahildir ya da sapkındır. Gerçek mürşid yok değil ama bulmak nasip işidir. Bir mürşide bağlanmayanlara feyiz, zamanın kutbu kutbul irşadtan gelir. Kutbul irşada da Peygamberimizden gelir. Ona da Allahu tealadan gelir.

  28. Selamın aleyküm. Anlatacağım biraz uzun cevap verirseniz memnun kalırım.
    Bugün servisci abi beni eve bırakıyordu. Bende en arkada oturuyorum, yolu yarılamıştı bende ” sigara içmicek heralde” düşüncesiyle tam arkasına geçip oturdum neyse biraz muhabbet ettik o esnada sigarasını yaktı bende nefesimi tutmaya çalıştım ama az çok sigara kokusunu aldım ağzımı yüzümü kapattım yine kokuyu aldım, nefesimi tutmaya çalışırken bana bişi dedi ve bende cevaplamak durumunda kaldım o an yine kokuyu aldım en son birisini arayarak arka tarafa geçip korunmaya çalıştım benim durumum nedir orucum bozuldu mu?
    O kokuyu aldığım an hemen arkaya geçip korunmam gerekiyordu ama “sigara içiyorum diye arkaya geçiyor”düşüncesine girmesin diye ilk başta en önde otururken kalkmadım önde otururken nefesimi tutmak falan bunları yaptım
    (Normalde abi hep yol esnasında sigara içiyor bense hep en arkaya geçip korunmaya çalışıyorum bazen az çok kokuya maruz kalıyorum. Bugünde böyle bişi oldu işte) benim durumum nedir orucum bozuldu mu
    (Yol esnasında hep böyle şeylere maruz kalıyorum hocam istemeden az çok kokuyu alıyorum)

    1. Oruçlu iken başkasının içtiği sigaranın dumanını isteyerek çekmek orucu bozar. Ama istemediği halde teneffüs ederse oruç bozulmaz. Oruçlu daha sonra sakınmak isteyip de sakınamadıysa yine bozulmaz. Ama sakınma imkan ve yeri olup da sakınmadıysa oruç bozulur.

  29. hocam birisi sorduda. bayan sezaryen olmus iki ay sonra da ilk adeti görmüş iki gün sürmüş durmuş 6 gün sonra tekrar gelmiş kan oruc da tutmus bu 6 gün. bu durumda oruclar ne oldu 10 Gune kadar beklemek mi lazım

    1. Sezaryen yöntemi ile doğum yaptıktan sonra gusül gerekir mi?
      Sezaryen yöntemi ile çocuk dünyaya getirmek lohusalık açısından normal doğum hükmündedir. Sezaryenden sonra rahimden kan gelmezse kadın ilk fırsatta guslederek lohusalık (nifas) hâlinden temizlenir. Rahimden kan gelirse, kanın kesilmesinden sonra gusletmesi gerekir (Serahsî, el-Mebsût, 3/210; Mevsılî, el-İhtiyâr, 1/60-108).
      SORUNUN CEVABI:
      İki gün kan görüp sonra KAN GÖRMEYİP 6. gün tekrar kan gelmişse eğer altıncı günden sonra başka kan gelmemişse onun adeti sekiz gündür. Ramazandan sonra sekiz günlük oruç kazası yapması gerekir.

  30. Hocam Resullullah (sav)’in ruhundan sonra yaratılan yani ikinci olarak yaratılan ruh Hz Ali’nin ruhu diyorlar bu Alevilerin uydurduğu bir şey mi? .

    1. Allahın ilk yarattığı Rasulullahın ruhudur doğru. Sonra peygamberlerin sonra peygamber melkeklerin sonra evliyaların sonra meleklerin sonra müslümanların ruhu yaratılmıştır. Sözünü ettiğiniz kimseler yalan söylüyor.

Bl için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et