Allah’ın Kelam Sıfatı Ezelîdir

KURAN-~1  بسم الله الرحمان الرحيم

Rahmân ve Rahîm Allâh’ın adıyla başlarım

Allahu Tealanın yüce zâtı ve sıfatları ezeli ve ebedidir. Kelam sıfatı da O’nun subuti sıfatlarından olup, yaratılmışların konuşmaları gibi değildir. Ehl-i Sünnet Mezhebinin İtikatta imamı İmam-ı Maturidî hazretleri Allahu Telanın Kelam Sıfatı konusunu şöyle izah etmektedir:
-” Allahu Teala ezeli ve ebedidir, tek bir kelam konuşucudur. Bu kelam O’nun zâtı ile kaim olup O’ndan ne ayrı bulunur, ne de zail olur. Allah’ın kelam sıfatı harflerden ve seslerden müteşekkil olmadığı gibi onun parçalara da ayrılması mümkün değildir. Kur’an-ı Kerim Allahu Teala’nın kelamıdır, mahluk değildir. Sesler ve harfleri Allah(c.c.) yaratmış ve Cebrail ile peygamberimiz, Muhammed Mustafa  (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimize  göndermiştir.
Kelam-ı nefsî: İlâhi Kelamın hakikati İlâhi Zât ile kaim olan, harf ve sesler tarafından ifade edilen bir manadan ibarettir. Yüce Allah’ın haber verişi hakikatte mazi(geçmiş zaman) veya müstakbele(gelecek zamana) ayrılamaz. “
    Büyük İslam alimi ve mutasavvıfı İmam-ı Rabbani hazretleri, bu konuyu Mektubat’ta da şöyle izah ederler:
-“Allahu Tealanın subuti sıfatlarından Kelam sıfatı, yani; O’nun söylemesi ezelden ebede bölünmeyen bir tek kelimedir ki, hep bir o kelam ile söyleyicidir. Bütün emirler, yasaklar, bildirilen her şey, sorular, dilekler, hep o bir kelam iledir. Gönderdiği bütün kitap ve sahifeler, hep o bölünmeyen tek bir kelamdandır. Tevrat o bir kelamdan, Kur’an o bir kelamdan nazil olmuş indirilmiştir.” (Mektubat-ı İ.Rabbani, 1.c. 266 mktp.)
    Büyük Müceddid Mektubat’ın bir başka yerinde ise konuyu şöyle izah ederler:
-“Cahil kimselerin sözlerine dikkat edilirse, iki kimsenin karşı karşıya konuştukları gibi, Allahü Teâlâ ile konuştuklarını sanıyorlar. Bu da, tam sapıklıktır. Hâşâ ve kellâ! Kelimeleri yan yana dizerek, birbirinden önce ve sonra sıralayarak konuşmak, mahlûk olmağı gösterir. Allahü Teâlâ, böyle konuşmaz. Tasavvuf büyüklerinin sözleri, bunları yanıltmış olacak. Tasavvuf büyükleri de, Allahü Teâlâ ile konuşulacağını bildirmişlerdir. Fakat bu büyükler, Allahü Teâlânın bu sözleri arka arkaya söylediğini bildirmiyorlar. Allahü teâlâ, bu kelâmı yaratdı diyorlar. Bu sözleri hiç yanlış değildir. Mûsâ aleyhisselâmın mubârek ağaçdan işitdiği söz de, Allahü teâlânın kelâmı idi. Söz mahlûk, Allahü teâlâ hâlık idi. Yoksa, iki kimsenin konuşması gibi değildi. Cebrâîl aleyhisselâmın Allahü teâlâdan işitdiği kelâm da böyle idi. Bu kelâmlar da, Allahü teâlânın kelâmıdır. Buna inanmayan kâfir ve zındık olur. Allahü teâlânın kelâmı, (Kelâm-ı nefsî) ile (Kelâm-ı lafzî) arasında sanki ortaktır. Araya hiç birşey karışmadan Allahü teâlâ onu yaratmaktadır. Bundan anlaşılıyor ki, kelâm-ı lafzî de Allah kelâmıdır. Buna inanmıyan da kâfir olur. Burasını dikkatle okumalıdır. Bu açıklama çok yerde işe yarayacaktır. İnsanı her şeye kavuşturan Allahü Teâlâdır.”
Allahu Tealanın konuşması ve diğer sıfatları da zatı gibi, yaratılanlara benzemez. O’nun zatı ve sıfatlarının hakikatini akıl ve hayal kavrayamaz. Onun zatının ve sıfatlarının hakikatini düşünmeye aklı zorlamamalıdır. Aksi halde akıl bozulabilir ve kişi hayal ettiği şeyleri Allah sanarak başkalarına tapmış olur ve şirke düşmüş olur. Allahu Teala hakkında Akla ve hayale gelen her şekil mahluktur.
Vesselam.

   

Loading

2.791 - 1
DİKKAT: Hakaret, küfür, tehdit içeren mesajlarla ilgili gerekli yasal işlemler yapılır. Tüm gönderilerde IP adresleri ve gönderim tarihi sistem tarafından kaydedilmektedir. Soru veya mesaj göndermeden önce nezaket kurallarına dikkat ediniz.

Aşağıdaki formu doldururken isim kısmında takma ad veya rumuz kullanabilirsiniz. İnternet sitesi kısmını boş bırakınız. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir. Eposta adresiniz yayımlanmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Bir yanıt yazın