Çağdaşlık ve Örtünme

ÇAĞDAŞLIK ,  ÖRTÜNMEK ve CAZİBEYİ KAYBETMEK
Örtünmek emri, Allahu Teala’nın mü’mine kullarına bir lutfu ve rahmetidir… Evet Bir sıkıntı değil, Allah’ın bir lutfu ve merhametinin gereğidir… Çünki açıkta kalan ve süerekli kendisine bakılan şey,  bir süre sonra çekiciliğini kaybeder ve göz doyuma ulaştğığı her şeyi terkeder. Bu durumun sonunda da insanın nefsi başka arayışlara girer. Bu arayışların sonu gelmeyince kişi farkında olmadan felaketlere sürüklenir. Bu ve bunu benzerleri felaketlere düşmemizi istemeyen Allah(c.c.), mümine kullarına acıyarak örtünmeyi emretmiştir.   “Kadınlara sıkıntı veren şey nasıl lutuf olur?” denirse, Bunun cevabı büyük alim ve veli İmam-ı Rabbani hazretlerinin şu ifadesi ile verilmiş olunur: “Hiç bir şeye muhtaç olmayan Allahu Teala, kullarının ibadetlerine de muhtaç değildir. Buna rağmen O, kullarına bir lutuf ve ikram olarak emir ve yasaklar koymuştur. Her kim bu emirleri uygular, yasaklardan kaçınırsa, ahirette, bu vesile ile o kullara sonsuz lutuf ve ikramlarda bulunacağını vaad etmiştir.”
Hiç bir kulunun ibadetine ihtiyacı olmayan Allah (c.c.), iman eden kullarını ödüllendirmek için, emirlerini yapmayı, yasakladığı şeylerden sakınmayı sebep kıldığından dolayı örtünmek emri, kadınlarımıza Allahu Teala’nın bir lutfudur. Hem kadınlar bu örtünme sebebi ile erkeklerin rahatsız edici bakışlarından korunmuş oluyorlar ve gözlerini bu gibi görüntülerden korumaya çalışan mü’min erkeklerin de gönül safiyetlerinin bozulmamasına yardımcı oluyorlar. Dünyada bulunan her şey gelip geçici olduğu gibi kadınların güzelliklerde geçicidir. Her kadın belli bir yaşı geçmeye başladımı, güzelliğide değişmeye başlar. İşte bu durumda da örtünmek, kadının manevi güzelliğini ön plana çıkarır.. Tabi gerçek örtünme, Allah rızası için yapılıyorsa, örtünme sayılır.
Şimdi sadede gelelim. Televizyonlarda, şurada, burada milletin karşısına çıkan birileri çıplaklığını, çağdaşlıkla bağdaştırmaya çalışıyor ve bunu bir üstünlük sebebiymiş gibi “Ben çağdaş bir kadınım, bundan dolayı çıplaklığım benim çağdaşlığımı simgeliyor” diyerek kendini ön plana çıkarmaya çalışıyor. Çıplaklık çağdaşlıksa Afrika’da, Amerika’da,  Avsturalya’da yaşayan, anadan doğma çıplak dolaşan, yamyam orman adamları nedir? Bunlardan insan eti yiyenler dahi bulunmaktadır. Şimdi bunlar, yarı çıplak gezinen içimizdeki çağdaş kadından daha mı çağdaş oluyorlar?
“Bu çağdaşlık acaba yüksek tahsil ve kültürdenmi kaynaklanıyor.” denilirse… Bunun cevabı şudur: Bu gibi iddialarda bulunanlar varsa aldırma. Zira bu iş tahsille alakalı değil, ahlakla alakalıdır. Bu kimseler emanet bedenlerinin Allah’ın bir emaneti olduğunun bilincinde değiller. Bu gibilerin tahsillerinide pek önemseme. Çünki bir kaç Yunan felsefesi ve mitolojisi okumakla, bir de bir kimsenin kendi mesleğinin yüksek tahsilini yapmakla, gerçek manada çağdaş sayılması olası değildir. Gerçi biz çağdaşlıkla yetinmemeliyiz. Allah’a iman edenler çağdaş değil, çağlar üstü olmalıdır. Çünki bugün yeni sayılan her çağ, yarının eskisidir. Eskimeyen çağlar, ancak esenlik, huzur, mutluluk ve sevgi yurdu olan cennetlerdedir.Vesselam.

 

Loading

150 - 1
DİKKAT: Hakaret, küfür, tehdit içeren mesajlarla ilgili gerekli yasal işlemler yapılır. Tüm gönderilerde IP adresleri ve gönderim tarihi sistem tarafından kaydedilmektedir. Soru veya mesaj göndermeden önce nezaket kurallarına dikkat ediniz.

Aşağıdaki formu doldururken isim kısmında takma ad veya rumuz kullanabilirsiniz. İnternet sitesi kısmını boş bırakınız. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir. Eposta adresiniz yayımlanmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Bir yanıt yazın