Köylünün birisinin bir eşeği varmış, yağmurda ıslanıp üşümesin diye üzerini bir aslan postu ile örtmüş. Eşek, ormanın kenarına kadar otlanarak gitmiş. Orada otlanırken, ormanın derinliklerinden gelen bir kurt eşeği görmüş ve kendi kendine:
– “İşte bize bir av,” demiş, ama eşeğin sırtındaki aslan postunu görünce birden irkilerek:
– “Ya bu, aslan ise,” demiş ve;
-”O zaman beni paramparça eder” diyerek saldırıdan vazgeçmiş.
Ama eşeğin uzun kulakları da dikkatini çekmiş ve kendi kendine :
– “Ya, bu aslan olsa idi kulakları bu kadar uzun olmazdı,” demiş.
Derken kurdun bir aklı; “bu aslandır” derken, bir aklı da“ hayır bu eşek de olabilir” demiş ve çelişki içinde bir süre orada kalıvermiş. Sonra birden bire eşeğin eşekliği tutmuş ve anırmaya başlayıp, yere yatmış. Eşek bir öyle, bir böyle yerde yuvarlanınca sırtından aslan postu düşüvermiş. Kurt kendi kendine şöyle söylenmiş:
– “Bre eşek oğlu, ben senin eşek olduğunu daha ilk başta anlamıştım ama, şu sırtındaki post aldattı beni” diyerek, eşeğin üzerine atlamış.
Bazı kimseler göründüğü gibi olmadığını ilk başta belli ediyorlar ama; insanların bir çoğu kurdun eşeğin sırtındaki posta bakıp da yanıldığı gibi yanılıyorlar ve hakikati göremiyorlar. Ta ki, postun içindeki sahte aslan bir eşeklik yapıncaya dek…
Demek istediğimiz şu ki; dini kötü emelleri için kullanan sahte din adamlarını halk, onların yaptığı bazı sahte hizmetlere ve gösteriş için kıldıkları namazlara bakarak iç yüzlerini anlamakta gecikiyorlar. Taa ki bir ihanetleri ortaya çıkıncaya kadar…
Malum mesaj alındı, sağolun
Siz de sağ olunuz.