Şia Nedir?

Şia alimleriSORU: Şiadan olduğunu söyleyen ve aslında İbni Sebeci olan biri, Resulullahın hanımları olmak üzere bütün eshaba sövüyor, namaz kılmıyor. Sonra da, “Biz Şura suresinin 23. âyetine göre hareket ediyoruz. Bizim ehli beyti sevmemiz her şeye yeter” diyor. “Şia Kur’anda da geçiyor” dedi. Bu konularda bilgi verebilir misiniz?
CEVAP: Önce şia kelimesini izah edelim. Şia, fırka, kol, din, yol, fraksiyon gibi anlamlara gelir. Bugünkü tabirle taraftar demektir. Kur’an-ı kerimde iki âyette geçmektedir:
1- Min şiatihi: Onun taraftarı (Kasas 15) Buradaki O, Musa aleyhisselamdır.
2- İbrahim de, onun taraftarıdır. (Saffat 83) Yani İbrahim aleyhisselam da Nuh aleyhisselamın dininden idi demektir.
Kelime olarak, Nuh aleyhisselamın şiası olur, İbrahim aleyhisselamın ve Musa aleyhisselamın şiası olur. Çünkü onlar bir din getirmişlerdir. Muhammed aleyhisselamın şiası da olabilir. Buna âlimlerimiz, Ehl-i sünnet demiştir. Yani Resulullahın sünnetine uyanlar demektir. Ama Ebu Bekrin şiası, Ömer’in şiası, Ali’nin şiası olmaz. Böyle söylemek bölücülük olur. Hazret-i Ali, Peygamber efendimizden ayrı yol tutmadı ki, onun İslamiyet’ten ayrı bir dini olsun. Müslüman olan herkesin Resulullahın yoluna uyduğunu bildirmesi gerekir. Resulullahın yolunda olanlara da Ehl-i sünnet denir. Resulullahın sünnetine sarılan demektir. Biri biz Ömer’in şiasıyız dese bölücülük olur. Ehl-i sünnet sahabenin hepsini sever. Çünkü Kur’an-ı kerimde hepsinin Cennetlik olduğu bildiriliyor. (Hadid 10)
Ehl-i beytle ilgili olan âyetin meali de şöyledir:
-“Ben bununla (İslam dinini getirmekle) akrabalık sevgisinden başka hiçbir karşılık istemiyorum.” [Şura- 23]
Müfessirler, buradaki “Bana yakın olanlar” kelimesinin farklı şekilde tefsir edildiğini bildirmişlerdir. Beydavi ve Medarik’te bildirildiğine göre, şu üç şekilde tefsir edilmiştir:
1- Âyette geçen (Kurbâ = yakınlık) kelimesi, Ehl-i beyt demektir.
2- Resulullaha akraba olan bütün Kureyşlilerdir.
3- Allah’a yakınlık demektir. O zaman âyetin manası şöyle olur: (De ki: Ben bu dini getirmekle sizin iyi amellerle Allah’a yakın olmanızdan, Onu ve Resulünü sevmenizden başka hiçbir karşılık istemiyorum.) [Beydavi, Medarik]
Elbette her Müslümanın Resulullahı, arkadaşlarını, hanımlarını, kayınpeder ve damatlarını sevmesi gerekir. Bunlardan bazıları sevilmezse Resulullahı sevmek yalan olur. Hıristiyanların İsa’yı seviyoruz diyerek Resulullahı inkâr etmeleri nasıl bâtıl ise, Hazret-i Ali’yi seviyoruz diyerek sahabeye kin beslemek de bâtıl bir yoldur. İbni Sebecilerin Hazret-i Ali’yi seviyoruz demeleri, Hıristiyanların Hazret-i İsa’yı seviyoruz demelerine benzer. “İsa, ilah” diyorlar. Halbuki, Hazret-i İsa böyle sevgi istemiyor.
Hariciler Hazret-i Ali’ye düşmanlık etti, Rafıziler de onu aşırı sevdi. Hazret-i Ali şu hadis-i şerifi haber veriyor:
-“Ya Ali, sen İsa gibisin! Yahudiler, Ona düşman oldu. Mübarek annesine iftira ettiler. Hıristiyanlar da, Onu aşırı yükselttiler. Ona yakışan dereceden daha yukarı çıkardılar. Allah’ın oğlu dediler.” [İ. Ahmed]
 Hazret-i Ali şöyle buyurdu:
-“Benim yüzümden iki türlü insanlar helak oldu. Biri, beni aşırı severek, bende olmayan şeyleri bana takarlar. Ötekiler de, bana düşman olup, birçok iftira yaparlar.” 
Bu haber, haricileri Yahudilere, Rafızileri de Hıristiyanlara benzetmektedir.
İmam-ı a’zam Ebu Hanife Hazretleri  Facebook Sahifesinden alıntıdır.

Loading

303 - 1
DİKKAT: Hakaret, küfür, tehdit içeren mesajlarla ilgili gerekli yasal işlemler yapılır. Tüm gönderilerde IP adresleri ve gönderim tarihi sistem tarafından kaydedilmektedir. Soru veya mesaj göndermeden önce nezaket kurallarına dikkat ediniz.

Aşağıdaki formu doldururken isim kısmında takma ad veya rumuz kullanabilirsiniz. İnternet sitesi kısmını boş bırakınız. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir. Eposta adresiniz yayımlanmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Bir yanıt yazın