İlimsiz Müslümanın Durumu

               İlim Allahu Tealanın sıfatlarındandır. İlimsiz  insan bir hiçtir. İnsanların Allah’a manen yaklaşmaları ilimleri kadar olur. Bu ilme ma’rifetullah denilir. Allahu Teala Kuran-ı Kerimde ;”Allah’tan ancak alimlerin gereği gibi korkacağını” ve “bilenlerle bilmeyenlerin aynı olmayacağını” haber vermektedir ve bu hususta Allah’ın Rasulü(salat ve selam üzerine olsun): ” Dünyayı isteyen ilme sarılsın, ahireti isteyen ilme sarılsın,  her ikisini isteyen yine ilme sarılsın. “ ve “İlimsiz sufi değirmen eşeğine benzer döner dolaşır aynı yere gelir bir mesafe alamaz.”diye beyan ettiler.       Öte taraftan dünyevi işlerde de ilim gereklidir. İlimsiz ne mühendis, ne doktor ne de kasap olabiliriz.  Yalnız maddi ilimleri öğrerenip, manevi ilimlere kör kalan bir toplum kendi intiharını hazırlamış demektir. Öylesi bir toplum; dışı oldukça görkemli içinde farelerin cirit attığı metruk bir köşkten daha beter olduğu gayet açık bir durumdur, veya dış görüntüsü oldukça sağlam olup içini ağaç kurdunun yiyip bitirdiği bir ağaç gibidir.  

               İlimsiz bir kimsenin dini konularda hüküm vermesi, uzman doktor olmayan bir kimsenin  kalb veya beyin ameliyatı yapmasından daha tehlikelidir. Zira öyle birisi, en kötüsü ameliyat yaptığı kimsenin ölümüne sebep olur. İlimsiz fetva veya hüküm veren kimse ise onunla amel eden kimsenin ebedi hayatını helak eder. İlimsiz amel eden kimsenin durumuda vahimdir. Zira böyle bir kimse için Allahın Rasulü(s.a.v.): “İlimsiz amel eden kimse değirmen merkebine benzer, döner dolaşır aynı yere gelir bir mesafe alamaz.” diye beyan ederler.

              Bir fakülte bitirmiş birsine ” babası şöyle der: ” Oğlum abdestini alda Cuma namazını kılmaya gidelim”  Buna oğlunun cevabı şöyle olur: ” Öf be baba! Keşke şimdi bir mecusi  olsaydım da abdest ve namazla uğraşmasaydım.” der ve kafir olur.  Ama o kimse hala kendini müslüman sanır. Zanneder ki müslümanlık babadan oğula kalan bir mirastır. Durum o kimse için hiç iç açıcı değildir. O bir fakülte bitirmiş ve bu uğurda ona nice masraflar edilmiş. Ama en hayati durumu olan ebedi geleceği ihmal edilmiş. Rivayet edilirki Firavn bir rüya görür ve onu yorumlattırır. Rüyasını yorumlayan kimse Firavun’a derki: “Bu yıl İsrail oğullarından dünyaya gelecek bir erkek çocuğu seni tahtından indirecek.” Bunun üzerine harakete geçen Firavun o yıl içinde doğan İsrail oğullarından doğan erkek çocuklarını öldürtür.
            Bu durumda binlerce erkek çocuğu katlederek cennete gönderen  Firavunmu daha kötü iş yapmıştır, yoksa çocuklarına binlerce lira harcayarak sadece dünyevi geleceklerini hazırlayıp, dinlerini öğretmeyip, cehenneme gitmelerine sebep olan anne babalarmı daha fena iş yapmışlardır ? Allahu Teala : “Yâ eyyühellezîne âmenû Kû enfüseküm ve ehlîküm nârâ.” Mealen:”Ey iman edenler, kendinizi ve sorumlu olduğunuz kimseleri, cehennem ateşini gerektirecek işleri yapmaktan alıkoyun.” diye Kur’an’da haber vermektedir. Bu durumda kendimizi sakındırmamız yetmiyor sorumlu olduğumuz kimseleride günahlardan korumamız gerekiyor. Vesselam.

Loading

325 - 1
DİKKAT: Hakaret, küfür, tehdit içeren mesajlarla ilgili gerekli yasal işlemler yapılır. Tüm gönderilerde IP adresleri ve gönderim tarihi sistem tarafından kaydedilmektedir. Soru veya mesaj göndermeden önce nezaket kurallarına dikkat ediniz.

Aşağıdaki formu doldururken isim kısmında takma ad veya rumuz kullanabilirsiniz. İnternet sitesi kısmını boş bırakınız. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir. Eposta adresiniz yayımlanmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Bir yanıt yazın