KERBELA OLAYI VE ŞİA’NIN CEHALETİ

Yazan Bekir Abdullah…… 15 Eylül 2015
Hz. Ali’nin vefatından sonra müminlerin
biatı ile halife seçilen Hazreti Hasan (r.a.), kendisine savaş açan Muaviye (r.a.) ile Müslümanlar arasında kan dökülmemesi için halifelik hakkını ona devretti. Bir süre sonra Hz. Hasan (r.a.) karısı tarafından zehirlenerek öldürüldükten sonra Muaviye (r.a.) Şamlılardan oğlu Yezid’e uymalarını istedi ve Şamlılar bunu kabul etti. Hacca geldiğinde aynı şeyi Hicazlılardan da isteyince en başta Hz. Ömer’in oğlu Abdullah (r.a.), Peygamberimizin amcası Abbas’ın oğlu İbni Abbas (r.a.), Ebu Bekir’in oğlu Abdurrahman (r.a.) gibi Medine büyükleri Muaviye’nin (r.a) bu teklifini red ettiler.
Muaviye’nin (r.a) vefatından sonra Şam’da ve diğer yerlerde Yezit zorbalıkla hükümdarlığını kabul ettirdi. Bunun üzerine Yezit Medinedeki valisine haber göndererek Hz. Hüseyin’in de (r.a.) kendisine biat etmesini istedi. Hüseyin bunu duyunca Yezit belasına karşı tedbir için Mekke’ye gitti. Kufeliler ise Hz. Hüseyin’e biat için Kufe’ye gelmesini rica ettiler.

İbni Abbas(r.a.) onların tekliflerini kabul etmemesini rica etti ve dedi ki:
-“ Ey amcamın oğlu. Onlar babanı öldürdüler. Kardeşini aldattılar. Doğrusu sen ailene dön.“
Hz. Hüseyin buna razı olmadı. Bunun üzerine İbni Abbas; “Vah Hüseyin” diye ağladı. Hazreti Ömer’in oğlu İbni Ömer’de (r.a.) Hz. Hüseyin’i bu hususta uyardı: Ne yazık ki Hüseyin onun da uyarısına aldırış etmedi. Nihayet gözlerinden öperek :
-“Ey Hüseyin. Seni düşmanlarının şerrinden, Allah’ın korumasına emanet ediyorum.” dedi.
Kadsiye’ye yaklaşıldığında Yezidin ordusunun geleceğini haber veren kişi Hz. Hüseyin’e bu işten vazgeçip geri dönmesini söylediyse de Müslim Bin Ukeyl’in kardeşleri kardeşlerinin intikamını almadan geri dönmeyeceklerini söylediler. Bunun üzerine Hz. Hüseyin;
-“ Sizden sonra yaşamanın ne manası var?”  diyerek Yezid’in ordusunun üzerine yürüdü.
İbn-i Zeyyad’ın süvarileriyle karşılaştı ve Kerbela’ya döndü. İbni Zeyyad 20 bin askerle ona karşı hazırlandı. İki taraf karşılaşınca Zeyyad Hz. Hüseyin’e Yezid’e biat etmesini istedi. Hz. Hüseyin kabul etmedi ve
– “Bırakın Yezid’e gideyim“ dedi.
İbni Zeyyad kabul etmedi. Akabinde savaş başladı.  Hz. Hüseyin’in taraftarları kaçarak onu savaş meydanında yalnız bırakmaları sebebiyle Hz. Hüseyin şehid edildi. Onu şehid edenler ile onu savaş meydanında bırakıp kaçanlar da lanete mucip oldular. Savaş meydanını bırakıp kaçanlarla daha önceden

Yezid’e boyun eğmeyen her erkeği katlettiler. Sadece Hz. Hüseyin’in oğlu Zeynel Abidin’e çocuk ve hasta olduğu için dokunmadılar. Daha sonra İbn-i Zübeyir’i katletmek için Mekke’ye yöneldiler. 64 gün Mekke’yi muhasaraya aldılar yıktılar, hatta Kabe’yi dahi yaktılar.

Bu olaylar miladi 680 yılında vukuu buldu. Buraya kadar her şeyin nasıl olup bittiği malum. O yıllarda Türkler Orta Asya da ikinci Göktürk imparatorluğunu Kutluk Kağan’ın öncülüğünde henüz yeni kurmuşlardı. Bu olup bitenlerden hiç mi hiç haberdar değillerdi. Peki mezhepçi ve ırkçı faşist İranlıların bu meseleyi kaşımalarının sebebi nedir? Bizim ecdadımızın Yezit denilen lanetli adamla ne bir akrabalığı, ne de tarihsel bir bağlantısı vardır. Bizim ecdadımız henüz Kök(asıl) Tanrı inancı ile Orta Asya bozkırlarında bir uçtan bir uca at koştururken bizi yezitlikle suçlayan kara cahil şia zihniyetinin amacı nedir?
Amacı şu olsa gerek: Bu yarayı kaşıyarak Şii mezhepçiliği yaparak İran’ın içindeki 40 milyondan fazla Türkü biraz daha uyutup asimile edebilmektir. Aksi halde İran diye bir devlet söz konusu bile olamayacaktır.

İran ve Irak Şiileri, Hz. Hüseyin Yezitle kerbela da karşı karşıya gelmeden önce de Müslüman idiler. O halde neden Hz. Hüseyin’i Kerbelâda Yezidin ordusu ile baş başa bırakıp kaçtılar.?
Hiç bir kan bağımız olmamasına ve hatta Yezitten farklı inanmamıza karşın, Şiilerin bizi ve atalarımızı Yezit’in işlediği cinayete ortak etmeleri hangi inançla bağdaşır? Oysa, Allah katında hiçbir kimse bir başkasının işlediği suçtan sorumlu olmayacaktır.
Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'başka "Benim Yezid'e biat etmem insanların biat etmesine benzemez. Eğer ben biat edersem bu dinde icma oluşturur ve müslümanların zalimlere boyun eğmesine gerekçe yapılır. Biz evine Cebrail gelmiş insanlarız. Hakkı üstün tutmak için gerekirse canımızı veririz." Hz. Hüseyin r.a Seyfullah Kılınç Hoca'

Loading

1.630 - 1
DİKKAT: Hakaret, küfür, tehdit içeren mesajlarla ilgili gerekli yasal işlemler yapılır. Tüm gönderilerde IP adresleri ve gönderim tarihi sistem tarafından kaydedilmektedir. Soru veya mesaj göndermeden önce nezaket kurallarına dikkat ediniz.

Aşağıdaki formu doldururken isim kısmında takma ad veya rumuz kullanabilirsiniz. İnternet sitesi kısmını boş bırakınız. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir. Eposta adresiniz yayımlanmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


“KERBELA OLAYI VE ŞİA’NIN CEHALETİ” üzerine 5 yorum.

  1. Hadi oradan kezzab rafiza!
    Allah ettiğin la’neti başına çevirsin.
    Bizim kaynağımız Ehli Sünnet ulemasının kaynağı sizin gibi İslam aleminde fitne çıkaran şia’nın önderi yahudi ibn-i selül’ün yalan ve iftira dolu yazdığı tarih değil.
    Allah kimini Arap, kimini Rus kimini de Türk yaratmış ama hepimizin atası Adem’dir.
    Hz. Adem’in oğulları Türkler kuyruğunu mu kesti ki Türklerden böyle nefret ediyorsun habis pkk’lı?

  2. Dualar Allah katında çok önemli iken.. Allah her duayı kabul ederken..
    Peygamberimizin Güzelim Oğlunun Yezitler tarafından katledilmesine neden izin verdi?

    1. Allahu Teala yezidin köpeklerine “gidin de evladı Rasülü katledin ” demedi. Allah’ın öyle bir emri yoktur. Bilakis Allah “zulmetmeyin” diye emretti insanlara.
      Bu dünya imtihan dünyasıdır. Tarih boyunca nice peygamberler öldürüldü. Zekeriya peygamber testere ile ikiye biçildi. Yahya peygamberin başını kesti zalimler. Bütün bunların yapılmasına Allah neden izin verdi demeye kimin hakkı vardır.?
      Allah iyileri de kötüleri de imtihan eder.
      Bu peygamber diye imtihanda ayrım yapmaz. Ama Allah’ın adaleti kıyamet günü tecelli edecek herkes hakkını alacaktır. Zulmedenler cehennem azabına düçar olurken, mazlumlara ise çok büyük ödüller verilerek sonsuz cennetle teselli edileceklerdir.
      Bu dünya da bir kaç saat zulüm görüp geçici bir süre acı çeken kimseye sonsuz cennet nimetleri ve zevklerini tattıran Allah’a, “dünya da imtihan için niçin zalimlerin zulüm yapmasına izin verdin?” diye Allah’ı sorgulamak Allah’a büyük saygısızlıktır..
      Madalyanın Bir de Öbür Yüzü vardır.
      Kerbelada Ehli beyite su verilmeyince, Hz. Hüseyin ayağı ile yere tepti ve yerden sular fışkırdı. Hz Hüseyin’e, “niçin bu sudan içmezsin?” dediler. O, “Allahın bize takdiri burada şehitliktir. Onun kaderine biz herhalde razıyız” demişken birileri de kalkıp, “Peygamberimizin Güzelim Oğlunun Yezitler tarafından katledilmesine Allah neden izin verdi?” diyerek Allah’ı sorgulaması akılsızlıktır.
      Allah mutlak adalet sahibidir. Yezidin ve adamlarının cezasını şu an kabir aleminde vermektedir. Kıyamet günü ise azabın daha şiddetlisine yani cehenneme sokacaktır.
      Peygamberimiz(s.a.v.) ,
      “Bu oğlum Hasan ve Hüseyin Cennet gençleri olacaktır” buyurmuştur. O halde Hz Hasan ve Hüseyin şu anda 1350 yıl önce dedesine babasına Cennette kavuştu keyf ediyor.

    1. KERBELA OLAYI

      Kerbela Olayı veya Kerbela Katliamı, M.S. 10 Ekim 680 tarihinde günümüzdeki Irak’ın Kerbela şehrinde gerçekleşmiştir. Kerbela Olayı’nda Peygamberimizin mübarek torunu Hz. Hüseyin ve beraberindeki yarenleri, Yezitin ordusu tarafından şehit edilmiştir.

      Bu çok acı Kerbela Katliamı, 10 Ekim 680 tarihinde günümüzdeki Irak’ın Kerbela şehrinde gerçekleşmiştir.
      Siz Rhlibeyt denilen meçhul şahıs! Eğer bize “Madem Iraklılar imam Huseyini birakip kactiysa siz neredeydiniz annenizin eteginin altinda mi?” diyorsanız siz çok cahilsiniz ve geri zekalısınız.

      Çünkü biz o tarihten 1400 yıl sonra dünyaya geldik. Eğer o habis sözünüzle bizim atalarımızı suçluyorsanız, iyi biliniz ki bizim atalarımız Türkler o tarihte yani M.S. 680 yılında ikinci Göktürk imparatorluğunu yeni kurmuşlar 10 bin km uzakta Çin ordusunu tepelemişlerdi.
      Onlar o vakit ne İslamdan ne de Kerbela olayından bihaberdiler. Ondan dolayı bizi veya atalarımızı hala suçluyorsanız sizin bir akıl hastanesine veya bir psikiyatr doktoruna gitmenizi öneririm.
      O tarihte siz dünya da olmadığınıza göre sizin atalarınız nerede idi?
      Bay çakma ehli beytçi, yoksa kast edilen Iraklılar gibi sizin atalarınız analarının eteğinin altına mı saklanmışlardı?

Bir yanıt yazın