Miraç ve Kafirlerin Telaşı

miraç gecesiKâfirlerin telaşı ve soruları

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Mi’rac hadisesinden önce de, sonra da, defalarca ruhani mi’rac yapmıştır.
Ruh ve bedenle yapmış olduğu bu miraçta müminlerin de ruhani mirac yapabilmesi için, beş vakit namazı getirmiştir. “Essalâtü mi’râcul mü’minîn” hadis-i şeriflerinde; “Namaz müminin miracıdır”diye buyurmuşlardır. Bir gecede Mekke’den(Mescid-i Haram’dan) Kudüs’e kadar olan olağan üstü gidiş ve dönüş, ayet ile açıkça belirtilmiştir. İsra suresinin ilk âyet-i kerimesinin meali şöyledir:
   -“Kuluna (Muhammed’e) bir gece bazı âyetlerimizi  göstermek için, onu Mescid-i Haram’dan (Mekke’den), çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya (Kudüs’e) götüren Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla gören Odur.” (İsra S. Ayet: 1)

İsra kelimesi, gece yürümek anlamında kullanılmakta olduğu için, “isra” kelimesi rüyada yükseldi anlamlarında kullanılamaz. Yine aynı surede mealen buyuruluyor ki:
-“İsra gecesi, sana, o temaşayı (gösterdiğimiz olayları) ve Kur’anda lanetlenen (Zakkum) ağacı da, yalnız insanlara bir fitne yaptık. (Miracı ve zakkum ağacını inkâr ettiler.) Bizim ikazımız, ancak onların taşkınlıklarını artırıyor.” (İsra/ 60)
Ehl-i Sünnet Alimleri; “Rasulullah’ın, Mekke’den Kudüs’e götürüldüğüne inanmayan kâfir olur. Göklere ve bilinmeyen yerlere götürüldüğüne inanmayan ise sapık, yani bid’at ehl-i olur.” diye bildirmiştir. Bu inkarcılar ancak Allah’ın kudretinin büyüklüğnden şüphe eden münkirlerdir. Allahü teâlânın kudretinden ise, ancak kâfirler şüphe eder.
Ebu Hureyra ve Ebu Said el-Hudri (radıyallahu anhuma) hazretlerinden nakledildiğine göre, Rasul-i Ekrem mi’rac olayını şu şekilde bildirmiştir:
– “ Bir gece, yarı uyanık bir halde iken baktım ki Cebrail (a.s.) geldi ve: “ Kalk ya Muhammed, Allahu teala seni davet ediyor.”dedi. Bunu duyunca kalktım ve hemen abdest aldım, Harem dışına çıktım. Burak’a bindim. Burak adımını gözünün görebildiği en son yere atıyordu. Beyt-i Makdise geldim. Cemaatle namaz kılmamız emredildi. Ben İbrahim’in imam olmasını istedim. O:
   -“ Sen imam ol dedi. İmam oldum ve Enbiya ruhlarına iki rekat namaz kıldırdım ve sonra mi’raca çıktım”.
Miraca yükseliş, gayet kısa zamanda oldu. Geldiğinde, mübarek yatakları henüz sıcak idi. Gelince, nasıl gidip geldiğini anlattı. Burak’la Mescid-i Aksa’ya gittiğini, oradan gökleri geçerek Cenneti Cehennemi ve daha başka yerleri gezdiğini söyledi. Dönüşte yolda, develi yolcular gördüğünü, bir devenin ürküp yıkıldığını söyledi. (İnşallah çarşamba günü Mekke’ye gelirler) buyurdu. Kâfirler bu olayı işitince inkâr edip, “Akla zıttır, mümkün değildir” dediler. “Bu iş burada bitti, mal, mülk, saltanat verdik, davasından vazgeçiremedik. Ama artık ondan kurtulduk” diye sevinçlerinden oynamaya başladılar. Birkaçı hemen Hazret-i Ebu Bekir’in evine geldi. Çünkü onun akıllı, tecrübeli, hesaplı bir tüccar olduğunu biliyorlardı.

Kapıya çıkınca hemen sordular:
-“Ey Ebu Bekir, sen çok kere Kudüs’e gittin geldin, iyi bilirsin. Mekke’den Kudüs’e gidip gelmek ne kadar zaman sürer” dediler. Hazret-i Ebu Bekir, “İyi biliyorum, bir aydan fazla” dedi. Kâfirler bu söze sevindiler. “Akıllı, tecrübeli adamın sözü böyle olur” dediler. Gülerek, alay ederek ve Hazret-i Ebu Bekir’in de kendi kafalarında olduğuna sevinerek, “Senin efendin, Kudüs’e bir gecede gidip geldiğini söylüyor, artık iyice sapıttı” diyerek, Hazret-i Ebu Bekir’e sevgi, saygı ve güven gösterdiler.

Hazret-i Ebu Bekir, Resulullah efendimizin mübarek adını işitince “Eğer O söyledi ise, inandım. Bir anda gidip gelmiştir. O, gerçek söyler. Ondan yalan sâdır olmaz” diyerek içeri girdi. Kâfirler neye uğradıklarını anlayamadılar. “Vay canına, Muhammed ne yaman büyücü imiş. Ebu Bekir’e sihir yapmış” diyorlardı.

Hazret-i Ebu Bekir hemen giyinip, Resulullah efendimizin yanına geldi. Büyük kalabalık arasında yüksek sesle, “Ya Resulallah! Miracınız mübarek olsun! Allah’a sonsuz şükürler ederim ki, bizleri, senin gibi büyük Peygambere hizmetçi yapmakla şereflendirdi. Parlayan yüzünü görmekle, kalbleri alan, ruhları çeken tatlı sözlerini işitmekle nimetlendirdi. Ya Resulallah! Senin her sözün doğrudur, inandım. Canım sana feda olsun” dedi.

Kâfirler bu hâle çok kızdı. Müminlerin kuvvetli imanına, Peygamberin her sözüne hemen inanmalarına, Onun çevresinde pervane gibi toplanmalarına dayanamadılar. Peygamber efendimiz daha önce Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı görmemişti, bunu kâfirler de bildiği için, Resulullahı mahcup, mağlup etmek için, imtihan etmeye yeltenip dediler ki:
“Sen Kudüs’e gittim diyorsun. Söyle bakalım! Mescidin kaç kapısı, kaç penceresi var?”
Resulullah hepsine cevap verirken, Hazret-i Ebu Bekir, “Öyledir ya Resulallah, aynen öyledir ya Resulallah” derdi. Çünkü Hazret-i Ebu Bekir, tüccardı, Kudüs’ü Mescid-i Aksa’yı iyi biliyordu, çok gidip gelmişti. Kâfirlerin kendileri de oraları çok iyi biliyorlardı. Bu bakımdan kâfirler, “Yanlış söylüyorsun” diyemiyorlar, inat için dahi olsa, Resulullahın cevaplarını inkâr edemiyorlardı.

Resulullah efendimiz, edebinden, hayasından karşısındakinin yüzüne bile bakmazdı. Mescid-i Aksa’nın kaç penceresi olduğunu bilmiyordu. Daha sonra bu olayı şöyle anlattı:
(Mescid-i Aksa’da etrafıma bakmamıştım. Sorduklarını görmemiştim. Kureyş beni yalanlayınca, o anda Cebrail aleyhisselam, Mescid-i Aksa’yı gözümün önüne getirdi. [Televizyon gibi] görüyor, sayıyordum. Sorularına, hemen cevap veriyordum.) [Buhari]

Çarşamba günü güneş batarken, Resulullahın bahsettiği kervan Mekke’ye geldi. Kervandakiler, fırtına eser gibi olduğunu, bir devenin yıkıldığını söylediler. Bu hâl müminlerin imanını kuvvetlendirdi. Kâfirlerin düşmanlığını artırdı.

Kur’an-ı kerim âyetlerinin inmesi, mucizelerin görülmesi müminlerin imanlarını kuvvetlendirdiği gibi, kâfirlerin de düşmanlıklarını artırırdı. İki âyet meali:
(Müminler, Allah anılınca kalbleri ürperen, âyetler okununca, imanları artan [kuvvetlenen] ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir.) [Enfal 2]

(Andolsun ki, sana Rabbinden indirilen âyetler, onların
[kâfirlerin] çoğunun azgınlığını ve küfrünü artırır.) [Maide 64]

Loading

301 - 1
DİKKAT: Hakaret, küfür, tehdit içeren mesajlarla ilgili gerekli yasal işlemler yapılır. Tüm gönderilerde IP adresleri ve gönderim tarihi sistem tarafından kaydedilmektedir. Soru veya mesaj göndermeden önce nezaket kurallarına dikkat ediniz.

Aşağıdaki formu doldururken isim kısmında takma ad veya rumuz kullanabilirsiniz. İnternet sitesi kısmını boş bırakınız. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir. Eposta adresiniz yayımlanmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Bir yanıt yazın