Mü’min Bir Delikten İki Kez Sokulmaz

     
    Peygamber sallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurdular ki:
   لآ يلدغ المؤمن مِن جحرٍ مرتينِ     ” Lâ yuldeğul mu’minu min cuhrin merrateyni”  Mealen:Mü’min bir delikten iki defa sokulmaz.” (Buhari-Edeb)
    Son yıllarda Avrupa ve Amerika’da İslamiyetin yayılış hızının önüne geçemeyen hırıstiyan ve yahudiler, her 3-5 sene içinde alemlere rahmet olarak göndrilen Peygamberimize, gerek çirkin karikatürler yaparak, gerekse kendileri kadar habis filimler uydurarak sataşmaktalar. Amaç belli. Güneşi balçıkla sıvamaya çalışarak kendi insanlarını batıl uğruna karanlıkta bırakmaktır. Yani; doğru dini arayanları bu tür gösterilerle Haktan ve hakikatten uzaklaştırarak şeytanların lideri iblis’e hizmet etmek, ona tapınmaktır. Hakkı arayanların İslamiyeti seçmelerine engel olmaktır.  Ama onlar istemesede Allah nurunu tamamlayacağını Kur’an’da açıklamıştır. Mealen:    Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır” (Saf S./ A. 8.)   
     Şimdi buna rağmen bazı müslümanlar bu kafirlerin oyunlarına bir kez değil, yüzlerce kez düşmektedirler. Bu provekeciler, hırıstiyan ve yahudilerin islamiyeti araştırmalarının önüne geçmek için; “bakın müslümanlar az bir tahrikle ortalığı kan gölüne çeviriyorlar. İşte bunlar kan dökücü bir dinin müntesibleridir” sözlerini isbatlamak için bazı cahil müslümaları oyuna getiriyorlar. Halbuki Allah’ın Rasulü Buhari’deki bir hadisi şeriflerinde  “Mü’min bir delikten iki defa sokulmaz.” diye buyurdular. O halde her defasında bu keferelerin tahriklerine kapılmakta neyin nesi? Aklın bulanıklığı, basiretin gözünün körlüğü değilde nedir? Olayla hiç ilgisi olmayan, hatta İslamiyete sempati ile bakan insanları öldürürseniz sizin, haçlı zihniyetinden farkınız nedir?
     Gelelim bu Amerikan yahudisi keferenin yaptığı kendi iç aleminin ve dış yüzünün çirkinliğini yansıtan menfur filmi hususuna:
O Amerikan yahudisi yapmış olduğu o menfur filiminde, alemlerin efendisi Peygamberimizi eli kanlı çirkin bir adam şeklinde göstermeğe çalışması, hiç şüphesizki Peygamberimizin manevi aynasında kendi küfrünün menfur çirkinliğini görüp yansıtmasından başka bir şey değildir. Zira, aynadak bir kimse kendi çirkinliğini görüyorsa bunda aynanın suçu olabilir mi? Tabiki asla böyle bir şey olamaz. O yahudinin, yaptığı kendisi kadar çirkin filimle, insanların siret aynası durumunda olan Peygamber Efendimizin en küçük bir benzerliği ve ilgisi yoktur. Tam tersine bu habis yahudi, o çirkin filmi yaparak kendi pisliğini ve çirkinliğini dünyaya yansıtmıştır biline.
     Allah’ın düşmanı Ebu Cehil bir gün Kâbe’nin önünde Peygamber(sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizle karşılaşır ve O büyük insanı incitmek için içindeki kin ve zehrini kusarak;
-“Ey Muhammed sen ne kadar çirkinsin. Şu alemde senin kadar çirkin bir kimse görmedim” der.
   Peygamberimizin ona verceği cevap çok farklıdır;
-“Doğru söyledin ya Ebelhakem”diyerek oradakileri şaşırtır.
   Oradakilerin şaşkınlığının üzerine oraya Ebu Bekir çıkıp gelir ve Rasulullah’a yönelerek;
-“Ey Allah’ın Rasulü şu dünyada senden daha güzel bir insan görmedim “der.
   Peygamberimiz ona da;
– “Doğru söyledin ey Ebâ Bekir” der.
    Bu durumdan bir şey anlayamayan orada bulunanlar;
-“Ey Muhammed bu ikisinden biri çok çirkinsin”dedi ötekide; “çok güzelsin” dedi. Siz ise, ikisine de ;”doğru söyledin” dediniz.  Bunun doğrusu nedir?dediler.

   Allah’ın Rasulü(sallallahu aleyhi vesellem) onlara şu cevabı verdiler:
-“Ben aynayım. Ancak; herkes kendisini ben de  görmektedir.” diye buyurdular.
     Birileri Peygamber (s.a.v.)Efendimizi şayet bir şekilde kötülemeğe yeltenirse, bu hadis-i şerifi hatırlayıp, o kötüleyici kimsenin kendi çirkin iç yüzünü yansıttığını anlamalyız. Peygamber Efendimizin gerçek yüzünün güzelliğini görmeye her kimse tahammül edemez. Her kimse Allah’a ve Rasulüne iman edip, O’nun yolunda ne kadar dikkatli yol alırsa, Peygamberimizin gerek suret ve gerekse sîyret güzelliğini o oranda algılayabilir.  
     Rasul-i Ekrem’in hakikat yüzünü görenlerden biride hazreti Ali’dir. Kabe’nin fethinde Peygamberimiz Kabenin içndeki putları hazreti Ali’ye göstererek;
-“ Ya Ali! Omuzlarıma basta, şu yukarıdaki putları aşağı indir.”diye Ali’ye(r.a.) emrederler.
     Hazreti Ali:
-“ Ey Allah’ın Rasulü ! Sizin omuzlarınıza basmaya haya ederim. Lütfen siz benim omuzlarıma basınızda onları siz indiriniz.”der.
    Rasul-i Ekrem:
-“ Sen benim ağırlığımı çekemezsiniz ya Ali. Sana ne emrettimse onu yap. “diye buyurunca, Ali (radıyallahu anh) hazretleri Rasul-i Ekremin mubarek omuzlarına basarak emredileni yapmaya çalışır.
    İşte tam o esnada hazreti Ali’nin gözlerinden perdeler kalkar ve Rasul-i Ekrem’in ayaklarının yerde, başının arş-ı muazzamanın üzerinde olduğunu görür. Hazreti Ali bu fevkaladeliğin görüntüsü ve Rasulullahın ruhani güzelliği karşısında aklı bu alemden yüce alemlere uçar ve aradan nice bir zaman geçtikten sonra Rasulullah, ona:
-“ Ne yaptın ya Ali? diye seslenerek Ali’nin tekrar bu aleme dönmesine vesile oldu.
    Ali kendine geldiğinde ;
-“ Anam babam yoluna feda olsun ey Allahın Rasulü. Sizi daha önce bu şekilde hiç görmemiştim” der.
    Rasulullah:
-“ Ya Ali eğer belimi doğrultsaydım seni Ka’be Kavseyn’e(Arşın ötesinde kudsî bir alem) ulaştırırdım.”diye buyurlar.
    
     Hayatı hep gübrelikte dışkı yuvarlamakla geçen bir pislik böceğine ; “Senin yakınlarında bir saray var. Onun içinde bir cihan padişahı ikamet etmektedir “deseler, bu böcek bunun ne demek olduğunu idrak edebilir mi? Asla! Çünkü o böceğe yemekten söz etsen, kendi yuvarladığı dışkıdan başkasını aklına getiremez. Saray, köşk desen, dışkıları yuvarladığı kendi deliğine benzeteceği için, sadece daha büyük bir delik olarak algılar, o kadar.  Çünkü hayatı o delikle dışkılık arasında geçmiştir. Anlatsanda anlayacağı, kendi gübreliğine benzeterek anlar. Çünkü kapasitesi o kadar. 
    Peygamber Efendimize hakaret filmi yapan o Amerikan yahudisinin ilahiyattan, kudsiyetten, ulviyetten anlayacağı ne kadardır? Onun maneviyattan anlayacağı, olsa olsa, o pislik böceğinin anlayışı kadardır. Bu sefil adamın aklı varsa tabii, aklı fikri döner dolaşır, ancak dışkıya ulaşır. 
     Hayatı mutfakla tuvalet arasında geçen bu yahudi filim yapımcısından, bundan başka ne beklenir? Zira, eğri asanın gölgeside eğridir. Yani; eğri adamdam doğru iş beklemek, tavuğun horoz olmasını beklemekten daha anlamsızdır. O Amerikan yahudisi yapmış olduğu o menfur filiminde, alemlerin efendisi Peygamberimizi eli kanlı çirkin bir adam şeklinde göstermeğe çalışması, hiç şüphesizki Peygamberimizin manevi aynasında kendi küfrünün menfur çirkinliğini görüp yansıtmasından başka bir şey değildir. Zira, o çirkinlikle Peygamberimizin en küçük bir benzerliği yoktur. Tam tersine o, tamamen o şeytan adamın kalbindeki kin ve nefretinin dışa yansıyan bir şekli ve ahvalidir.

    HAÇLILARIN ve YAHUDİLERİN TAHRİKİNE VE OYUNUNA GELMEYELİM !
    FİKİRE, FİKİRLE KARŞILIK VERİLİR.
    BİZ O KADAR CAHİL VE onlara CEVAP VERMEKTEN YANA ACİZ MİYİZ Kİ,
    FİKİRE, FİKİRLE KARŞILIK VERMEK YERİNE,
    FİKİRE; KIRIP DÖKEREK VE İNSAN KATLEDEREK KARŞILIK VERMEKTEYİZ ?

Loading

3.205 - 2
DİKKAT: Hakaret, küfür, tehdit içeren mesajlarla ilgili gerekli yasal işlemler yapılır. Tüm gönderilerde IP adresleri ve gönderim tarihi sistem tarafından kaydedilmektedir. Soru veya mesaj göndermeden önce nezaket kurallarına dikkat ediniz.

Aşağıdaki formu doldururken isim kısmında takma ad veya rumuz kullanabilirsiniz. İnternet sitesi kısmını boş bırakınız. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir. Eposta adresiniz yayımlanmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Bir yanıt yazın