Soru: Hocam, ehli sünnet mezhebine inanmayanlar, “Peygamberin mezhebi mi vardı? Mezheplere inanmıyoruz, mezhepler sonradan ortaya çıktı” gibi sözler ediyorlar. Buna nasıl bir açıklama yapabilirsiniz?
CEVAP: Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin mezhebi Kur’an-ı Kerimde geçen “sırât-ı mustekîm” idi. Zira Kur’an Efendimizin mezhebini Yasin Suresinde şu ayetle ifade etmiştir:
-“İnneke leminel-murselîn” “Alâ sırâtın mustekîm.”, mealen: “(Ey Muhammed) şüphesiz, sen gönderdiğimiz rasullerdensin ve sen en doğru sırât (mezhep, yol) üzeresin.”
Mezhebin, Kur’an’da ki karşılığı “sırât’tır”. Sırâtın anlamı ise yol demektir. “Mustekîm” ise, dosdoğru demektir. Bu iki kelime birleştirilince; “dosdoğru yol, dosdoğrı mezheb” anlamı çıkmaktadır. Bundan da şu ifade çıkmaktadır;
–“(Ey Rasulüm) şüphesiz sen, en doğru mezhep üzerindesin.”
Allahu Teala Kur’an’da (Âl-i İmran -31) ayette buyuruyor ki, mealen:
–“Ey Rasulüm de ki, Eğer Allah’ı seviyorsanız geliniz bana uyunuz ki, Allah’ta sizi sevsin günahlarınızı bağışlasın. Allah affedicidir, Allah merhametlidir.”
Fatiha suresinde:
Bu ayetlerin manası gereğince Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin mezhebi (yolu) olan sırat-ı mustekîme, yani; Ehl-i Sünnet Mezhebine uymak, her müslümana farz olmaktadır.
Bunlara rağmen kim de kendi aklına uyarak Rasulullaha; “Onun mezhebi yoktu, Peygamber mezhepsiz idi” derse o Kur’an’ı yalanlamış olur.
Aşağıdaki formu doldururken isim kısmında takma ad veya rumuz kullanabilirsiniz. İnternet sitesi kısmını boş bırakınız. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir. Eposta adresiniz yayımlanmaz.